Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5037
Karar No: 2019/6589
Karar Tarihi: 22.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/5037 Esas 2019/6589 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/5037 E.  ,  2019/6589 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLLETİ ADINA

    Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/05/2018 gün ve 2015/766-2018/566 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... ...vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    Davacı vekili, davalılardan ..."nın genel müdür ve yönetim kurulu başkanı, ..., ..., ..., ... ve ..."ın yönetim kurulu üyeleri, ..."ün proje kredileri ve istihbarat dairesi başkanı, ..."ın proje kredileri daire başkanlığında müdür, ..."ın bankanın Şişli şubesi müdürü, ..."nın şube müdür yardımcısı ve ..."nin şef olarak görev yaptıkları dönemde, mali durumu kötü olan ve kredi yeterliliği bulunmayan Facto Finans A.Ş."ye kredi kullandırmak suretiyle bankayı zarara uğrattıklarını, 10.08.2007 tarihi itibariyle bankanın denetim kurulu tarafından hazırlanan mali sorumluluk ve tespit raporu ile durumun tespit edildiğini, kredilendirmede en temel nokta olan mali analiz raporu için şirket mizanı temin edilmeden kredi tahsisinin yapıldığını, gruba dahil firmaların şirket performanslarının olumsuz olduğu ve bu firmalara ait kredilerin sürekli temdit edildiğinin bilinmesi gerekmesine rağmen teminat olarak kefaletle yetinilerek kredi kullandırıldığı, tahsis edilen kredinin vadesinde 2.000.000 Amerikan Doları ödenmesine rağmen kalan 3.000.000 Amerikan Dolarının ödenmeyerek harici
    garanti mektubu olarak vadesinin uzatıldığını, ancak vade sonunda kredinin ödenmediğini, 27.09.2001 tarihi itibariyle faizi ile birlikte 3.006.272 Amerikan Doları olarak takip hesaplarına intikal ettirildiğini, herhangi bir tahsilat yapılamadığından banka zararının oluştuğunu, davalıların tümünün bu kredinin kullandırılmasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek, 3.006.272 Amerikan Doları ana para alacağının 19.07.2001 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar ..., ... ve ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, TTK"nın 341.maddesindeki dava koşullarının yerine getirilmediğini, kredi tahsis işleminin o tarihdeki yasa ve mevzuat hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiğini, yeterli teminatın alındığını, bankanın ödenmeyen kısma ilişkin olarak yasal işlemlere başlamak yerine firmaya 14 ay süre tanıdığını, ispatlanmış bir zarar bulunmamakla birlikte, eğer ortada bir zarar varsa bundan firmaya ilave süre veren banka görevlilerinin sorumlu olduğunu, kredi borçluları yönünden aciz belgesi alınmadığını, henüz tüm teminatların nakde çevrilmediğini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, genel kurul kararı alınmadan dava açıldığını, sözü edilen zararın ne şekilde oluştuğuna ilişkin açıklama sunulmadığını, banka ile sözü edilen firma arasında daha eski tarihten itibaren kredi ilişkisi bulunduğunu, bankanın kredinin tahsil edilmesi ile ilgili hukuki yolları tüketmeden bu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir.
    Davalılar... ve ..., davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; yönetim kurulu üyesi olmayan davalılar hakkında verilen karar yönünden bozma yapılmadığından ve kusurlu oldukları kanıtlanamadığından bu davalılar yönünden davanın reddine, davalılardan ... ve ... tarafından zamanaşımı def"inde bulunulduğu, uyuşmazlık konusu olayda zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, davacı bankanın zararı ve faili öğrendiği tarihin 19.07.2001 tarihi olduğu ve 2 yıllık sürenin geçmesiyle 19.07.2003 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu, davanın ise 19.11.2007 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davanın, davalılar ... ve ... yönünden zamanaşımı nedeni ile reddine, davalı ... ölmüş ve mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin ve ... ölmüş olduklarından mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi gerektiğinden bu davalılar yönünden dosyanın tefrik edilerek ve ayrı bir esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmasına, davalı ..."ın da ölmüş ve mirasçılarının mirası reddettiği, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine başlandığı ve yapılan yargılama sonucunda davalının hiçbir malvarlığının bulunmadığının tespit edildiği ve terekenin tasfiyesinin borçlu olarak kapatılmasına karar verildiğinden davalı ... yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı yönetim kurulu üyeleri ... ve ... yönünden ise, Türk Ticaret Kanununun yönetim kurulu üyeleri için kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngördüğü, bu anlamda olumsuz ifadeler içeren istibarat raporlarına rağmen yeterli teminat da almaksızın kredi tahsisine karar vermiş olmaları nedeniyle sorumlu oldukları, zararın oluşmasında kusurlu ve sorumlu olmadıklarını da ispat edemedikleri gerekçesiyle, davalılar ... ve ... bakımında davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili ve davalı ... ...tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Davalılar ... ve ... vekili, temyiz harç ve giderleri yönünden adli yardım talebinde bulunmuştur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesi hükmü nazara alındığında, davalılar vekilinin adli yardım talebi bakımından öncelikle yapılan incelemede, 6100 sayılı HMK’nın konuyla ilgili ve emredici nitelikteki 336/2.maddesi hükmünün hilafına, adli yardım talebine ilişkin olarak talebini haklı gösterecek hiçbir dayanak bilgi
    ve belge bulunmadığı anlaşıldığından adı geçen davalılar vekilinin kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım talebinin HMK’nın 337/2.maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dairemizce davalılar ... ve ... vekilinin adli yardım talebinin reddine karar verildiğinden, bu kez mahkemece adı geçen davalılar vekiline adli yardım talebinin reddedildiğinin bildirilmesi, davalılar vekilince itiraz edilmediği taktirde, 1086 sayılı HUMK"un 5236 sayılı Kanun ile değişik 432.maddesi yollaması ile 426/D maddesi uyarınca peşin temyiz harcının ve dosyanın Yargıtay"a sevki giderinin ikmali için HUMK"un anılan hükümleri uyarınca gerekli meşruhatı taşıyan davetiyenin usulüne uygun bir şekilde adı geçen davalılar vekiline tebliği ve sonucuna göre işlem yapılması, adı geçen davalılar vekili tarafından Dairemizce verilen adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz edildiği taktirde, 11.04.2013 tarih 6459 sayılı Yasa"nın 23.maddesi ile değişik HMK"nın 337/2.maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğinden dosyanın mahalline iadesi gerekmiştir.
    3-Ayrıca davalılar ... ve ... vekilinin adli yardım taleplerinin reddine karar verildiğinden ve adı geçen davalılar ile davacı vekili ile davalı ... ...’ın temyiz itirazlarının birlikte incelenmesi gerektiğinden davalı ... ...ve davacı vekilinin temyiz isteminin bu aşamada incelenmesi mümkün olmayıp yukarıdaki (1) ve (2) nolu bentte açıklanan işlemler tamamlandıktan sonra davacı vekili ile davalı ... ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesi bakımından dosyanın her halukarda Dairemize gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekilinin kanun yoluna ilişkin adli yardım talebinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkemece Dairemizin adli yardım talebinin reddi kararının adı geçen davalılar vekiline tebliği ve sonucuna göre işlem yapmak üzere dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer davacı vekili ile davalı ... ...temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 22/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi