18. Hukuk Dairesi 2015/8662 E. , 2016/4530 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Dava dilekçesinde, davacının boşandığı eşi ..."un boşanmadan evvel başka bir kadından doğan çocuğun, kendi üzerine yaptırılan kaydının silinmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde, davalı ... ile 29.11.1991 tarihinde evlenip 06.06.2007 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile boşandıklarını, evlilikleri süresince davalı ..."nın başka bir kadınla ilişkisinden doğan çocuğu kendisinden doğmuş gibi göstererek nüfusa tescil ettirdiğini, küçük ..."un annesi olmadığını ileri sürerek, çocuğun kendi üzerindeki kaydının iptalini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne, davacı ..."nın, küçük ..."un annesi olmadığının tespiti ile davacı arasındaki soybağı ilişkisinin kaldırılmasına, küçüğün baba ..."un hanesinde kalmaya devam etmesine karar verilmiş, kararı küçüğün kayyımı temyiz etmiştir.
Mahkemece, dava Türk Medeni Kanununun 286"ncı maddesine dayalı soybağının reddi olarak nitelendirilmiştir.
Ana ile çocuk arasındaki soybağı ilişkisi doğumla kendiliğinden kurulur. Bunun için herhangi bir hükme veya irade açıklamasına gerek yoktur. Çocuğu doğuran kadın, onun anasıdır. Çocuğu doğuran kadın, analığını ve doğurduğu çocuğu yadsıyamaz. Başka bir ifade ile ana, doğumla kendiliğinden kurulmuş olan soybağını reddedemez. Yanlışlıkla veya bile bile çocuğun anası olarak, doğuran kadın yerine başka bir kadının gösterilmesi ve onu doğurmamış olan kadının üzerine tescil edilmesi halinde bile, bu kişi ile çocuk arasında bir soybağı ilişkisi kurulmuş olmaz. Böyle bir durumda, nüfus kütüğündeki ana ismine ilişkin kaydın düzeltilmesi istenebilir. Ama bu dava bir soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesine (TMK. m.39) ilişkin bir davadır. Davada; davacı, kendi üzerine kayıtlı olan küçük ..."ün, evlilik birliğinin devamı sırasında kocasının bir başka kadınla evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, çocuğun, eşi tarafından kendisinden doğmuş gibi nüfusa yazdırıIdığını ileri sürdüğüne ve kaydından düşürülmesini istediğine göre dava, Türk Medeni Kanununun 286’ncı maddesinde düzenlenen soybağının reddi değil, kişisel durum sicilinin düzeltilmesi niteliğindedir. Kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. (TMK. m.36/1) Resmi sicilde yapılan bir yanlışlık da, sicilin düzeltilmesi davasıyla giderilebilir. O halde, dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun aile hukukundan doğan bir dava değil, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36’ncı maddesine dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir. Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları ise, 4787 sayılı Kanunun 4"ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK. m.1) ve bu husus dava şartıdır. (HMK. m.114/1-c) Mahkemece re"sen gözetilir. Öyleyse, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, hatalı nitelendirme sonucu işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.