13. Hukuk Dairesi 2017/9249 E. , 2018/6649 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... Bankası A.Ş. Vekili avukat... "nın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 19.2.1987 tarihli vekaletname ile davalı bankanın avukatı olarak dava ve icra dosyalarını takip ettiğini, ancak 27.2.2002 tarihli ihtarla sözleşme feshedilip, kendisinin de azledildiğini, vekalet ücretlerinin ise ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.217,00 TL vekalet ücretinin, temerrüt tarihi olan 12.6.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 82.416,25TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava konusu uyuşmazlık, vekalet ücreti alacağına ilişkin olup, 492 sayılı kanunun değişik 123/son maddesinde yargı harçlarından istisna olan işlemler açıklanmakla birlikte dava konusu uyuşmazlığın ise istisna kapsamına girmediği anlaşılmaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 6.10.2010 gün, 2010/12-443 E, 2010/471 K sayılı kararı). 4603 sayılı kanunun 4. maddesindeki "bu kanun çerçevesinde yapılacak işlemler ve bu işlemlere ilişkin olarak düzenlenecek kağıtlar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır" düzenlemesi açıkça yargı işlemlerini kapsamamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davalı bankanın harçtan muaf olduğundan bahisle harç alınmasına yer olmadığına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan “Davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç tahsiline yer olmadığına,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “Harçlar yasası gereğince alınması gereken 5.629,85 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 2.718,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.911,55 TL"nin davalıdan aınarak hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılan 2.718,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin eklenmesine, kararın düzeltilen bu şekliyle ONANMASINA, 1.480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda dökümü yazılan 4.221,83 TL kalan harcın temyiz eden davalıdan alınmasına, 29,20 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.