12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/18784 Karar No: 2010/31029 Karar Tarihi: 21.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/18784 Esas 2010/31029 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/18784 E. , 2010/31029 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/04/2010 NUMARASI : 2009/1510-2010/558
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından aktif ve pasif dava ehliyeti yoktur. Bu nedenledir ki takibin veya davanın bütün ortaklara açılması zorunludur. Borçlar Kanunu"nun 525 ve 533.maddeleri gereği kendisine yönetim hakkı tanınan ortağın ortaklığı ve diğer ortakların temsil yetkisi vardır. Temsil yetkisi zımmen icazet, temsil belgesi, adi ortaklık sözleşmesi veya ortaklık kararı ile verilebilir. Somut olayda, alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı ve örnek 10 nolu ödeme emrinin de A.B. adına tebliğe çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Takipte adi ortaklık adına tek bir ödeme emri çıkarılmış olup, adi ortaklığı oluşturan ortaklar adına ayrı ayrı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş bir ödeme emri yoktur. Bu durumda adi ortaklığı oluşturan şirketlerin her biri yönünden ayrı takip yapıldığının kabulü mümkün değildir. Borçlar Kanunu"nun 520.maddesine göre adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle icra takibinde adi ortakların ayrı ayrı gösterilmesi ve ayrı ayrı ödeme emri tebliği gerekmekte olup, taraf ehliyeti olmayan adi ortaklık adına tek bir ödeme emri tebliğe çıkarılarak takip yapılması usulsüzdür. Adi ortaklardan birisi olan şikayetçinin olayda hukuki yararı bulunduğundan şikayet hakkı da bulunmaktadır. Dolayısıyla yukarıda belirtildiği şekilde adi ortaklık adına çıkarılan ödeme emrinin geçerliliği yoktur. O halde, mahkemece anılan husus re"sen gözetilerek takibin tümden iptaline karar verilmesi gerekirken, yalnızca 30.05.2009 tanzim tarihli, 10.885.TL.lik çek yönünden takibin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamış ve kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 17.15.TL onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 21/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.