12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/31261 Karar No: 2010/31027 Karar Tarihi: 21.12.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/31261 Esas 2010/31027 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/31261 E. , 2010/31027 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/02/2010 NUMARASI : 2009/913-2010/174
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili, müvekkili şirket hakkında yapılan ödeme emri tebligatında Tebligat Kanunu"nun 12 ve Tüzüğün 18. maddelerine riayet edilmediğini, şirket adresinin neden kapalı olduğu hususunda bir araştırma yapılmadan tebliğ evrakının muhtara bırakıldığını, posta dağıtıcısının tebligat mazbatasında isim ve imzasının bulunmadığını ileri sürerek usulsüz tebligatın iptali ile 27.7.2009 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespit edilmesini istemiş, mahkemece, şirkete yapılacak tebligatın şirket temsilcisine yapılması, şirket temsilcisinin tevziat saatlerinde şirket adresinde bulunmaması halinde, daimi şirket çalışanına yapılabileceği, postacı tarafından ilgilinin adreste bulunmama nedeninin tebligata açık bir şekilde yazılmadığı, şirket adresinin neden kapalı olduğunun belirtilmediği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emri tebligatının iptaline, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 27.7.2009 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Hükmi şahıslar adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Tüzüğün 28.maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tesbit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz. Borçlu vekilinin, tebligat çıkarılan adrese yönelik bir şikayetinin olmadığı, mahkemenin kabulünün aksine tebliğ evrakında posta dağıtıcısının isim ve imzasının bulunduğu, tebligatın da Ticaret Sicildeki doğru adrese ve usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığına göre, şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.