10. Hukuk Dairesi 2014/9644 E. , 2014/10759 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Çal Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 19.09.2013
No : 2012/67-2013/184
Dava, 01.01.1987-30.10.1990 ve 01.01.1999 dava tarihi 12.04.2006 arası dönemde hizmet akdine dayalı olarak geçen ancak Kuruma kayıt ve tescil edilmeyen sigortalı hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, aynı yöndeki bilirkişi raporuna göre zamanaşımına uğramayan ve bildirime konu 01.10.1999-30.09.2005 arası dönemde eksik bildirilen 2004/8. ayda 30 gün, bildirim dönemi sonrası 30.09.2005 tarihi ile dava tarihi 12.04.2006 tarihi arasındaki dönemde ise 2005/10,11,12. aylar, 2006/1,2,3. aylarda 30’ar gün, 2006/4. ayda 11 gün olmak üzere toplam 221 gün noksan bildirimin tespitine biçiminde hüküm tesis ederek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı ile davalı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın reddine dair önceki hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 22.11.2011 gün 2010/7529 esas 2011/15868 karar sayılı ilâmıyla; “...Davanın yasal dayanağı, 506 Sayılı Yasanın 79/10. maddesi olup dosya içeriğinden; davalı S..-E..-G... İçme Suyu Başkanlığı işyerinin ....... sicil numarasıyla 15.04.1987 tarihinde S.. Köyü İçme Su Grubu unvanıyla S.. Köyü adını kapsama alınıp işveren vekilinin ise G.. Köyü Muhtarı olarak gösterildiği, anılan işyerinden düzenlenen tek giriş bildirgesinin 15.04.1987 tarihli olduğu, S..Köyü’ ne ait ....... sicil sayılı işyerinden 15.04.1987-30.08.1987 ve 20.04.1989-30.10.1990 ve 01.10.1999-30.09.2005 arası dönemlerde yazılı biçimde bildirim yapıldığı, her ne kadar 13.02.2006 tarih ....... sayılı kurum cevabi yazısında 01.05.1992-30.08.1992 arası dönemde 240 gün bildirim yapıldığı belirtilmekte ise de esasen söz konusu bildirimin .... sicil sayılı E..Ç..Malları Koruma Başkanlığı işyerinden yapıldığı ve anılan işverenliğin davalı işyeri ile bağlantısının olup olmadığının açıklığa kavuşturulmadığı, yine taleple çakışan biçimde davacının 01.07.1998 tescil -30.09.1999 terk biçiminde 2926 sayılı yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu ve bu hususun davaya etkisinin irdelenip değerlendirilmediği, yine ........ sicil sayılı işyeri ile ...... sicil sayılı davalı işyerinde 2003/3. dönemde ayrı ayrı 120 gün bildirim yapılmasının nedeninin araştırılmadığı, beyanlarına başvurulan tanıkların çalışmayı teyit eden biçimde beyanda bulunduğu, mahkemenin ise yazılı gerekçelerle davanın reddine hükmettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Davacı, bildirim dışı sürelerin tespitini istediğine göre, öncelikle davalı işyerlerinin faaliyet dönemleri ve işin niteliği itibariyle mevsimlik olup olmadığı hususu araştırılıp açıklığa kavuşturulmalı, davalı işyerlerine ait işyeri dosyaları ile dönem bordroları ve varsa ücret bordroları birlikte değerlendirilerek davalı köylerin bir bütün olarak İçme Suyu Başkanlığı unvanı altında işverenlik sıfatlarının bulunup bulunmadığı belirlenip açıklığa kavuşturulmalı, bu çerçevede ..... sicil sayılı E..Ç..Malları Koruma Başkanlığının davalı işverenlikle ilgisinin araştırılıp bu işyerinden yapılan bildirim ile 2003/3. dönemde iki ayrı işyerinden 120 gün olarak yapılan bildirimin ve 2926 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılığın talebe etkisi irdelenmeli, bordrolarda sadece davacı isminin gösterildiği anlaşılmakla, dinlenmeyen köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri tespit edilerek çalışmanın varlığına, başlangıcına ve süresine, işin sezonluk olup olmadığına ilişkin bilgi ve beyanları saptanmalı, davacının, fiili çalışmalarının varlığı ve süresi hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenip, toplanan ve toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmelidir. Kuşkusuz, noksan bildirimlerin varlığı sonucuna ulaşıldığı takdirde, karar tesis edilirken, gerek davalı işyerinden gerekse taleple çakışan biçimde yukarıda belirtilen işyerlerinden yapılan bildirimlerin dışlanması gereği gözden uzak tutulmamalıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası sürdürülen yargılama sürecinde Kurumla yazışma yapılmış, davalı Kurum cevabi yazısında; davacı adına 01.05.1992-30.08.1992 arası dönemde 240 gün bildirim yapılan ...... sicil numaralı işyerinin E..Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı adına tescil edilip 1992 yılında kapsamdan çıkarıldığını bildirmiştir. Kaymakamlık Köylere Hizmet Götürme Birliği cevabi yazısında ise S..-E..-G.. Köyleri İçme Suyu Başkanlığının faaliyetinin mevsimlik olmayıp daimi nitelikte olduğunu, ayrıca E..Ç.. Malları Koruma Başkanlığı ile davalı İçme Suyu Başkanlığı arasında hiçbir ilişkinin mevcut olmadığını bildirmiştir. Bozma öncesi S.. Köyü dışında diğer köy muhtarları dinlenmiş, bozma sonrası ise 1984-1989 döneminde ve daha sonraki iki yıllık dönemde S... Köy Muhtarı olduğu tespit edilen iki tanığın beyanına başvurulmuş, anılan tanıklar her üç köyün içme sularının bir başkanlık altında toplandığını, başkanlığın 12 ay faaliyette olduğunu belirterek çalışmayı teyit etmişlerdir. 15.04.1987-30.08.1987 ve 20.04.1989-30.10.1990 arası davalı işyerinden tam bildirim yapıldığı, 01.05.1992-30.08.1992 arası bildirimin ise ...2796 sicil sayılı Çiftçi Malları Koruma Başkanlığından yapıldığı, yine 01.10.1999-30.09.2005 arası dönemdeki bildirimler davalı işyerinden yapılmış olup 2004/8. aydaki 30 günlük süre dışında eksik bildirimin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hükme dayanak kılınan 16.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda; 01.05.1992-30.08.1992 arası ....... sicil sayılı başka işyeri çalışması nedeniyle ve 12.04.2006 tarihinde açılan dava karşısında 01.05.1992 öncesi iddianın hak düşürücü süre nedeniyle dinlenemeyeceği belirtilmiş, 01.01.1999 tarihinde başlayan ikinci talep yönünden ise çalışmaya dair tanık beyanları gözetilip 30.09.2005 tarihli kayden çıkışa kadar olan dönemde 2004/8. aydaki 30 günlük eksiklik tama tamamlanmış, ayrıca 30.09.2005-dava tarihi 12.04.2006 arası istem yönünden de çalışma tam kabul edilip toplam 221 gün noksan bildirim bulunduğu belirtilmiştir. Mahkeme de aynen rapor gibi kısmen kabule karar vermiştir. Bozma öncesi ifadelerine başvurulan S.. ve G.. köyleri köy muhtarları birbirini tamamlayan beyanlarıyla davacının kendi muhtarlık dönemleri olan 1989-1999 ve 1999-2004 dönemlerinde sürekli çalıştığını, daha önce de çalıştığını bildiklerini ve çalışmanın halen devam ettiğini ifade etmişler, ayrıca bunlardan ilk dönem muhtarlık yapmış olan tanık davacının 1989 yılında bir sene ara verdiğini bu sürede babasının çalıştığını, ikinci tanık da babasının 1996 yılında çalıştığını bildirmişlerdir. Yine aynı köylü olan bir tanık ise davacının 01.01.1987 tarihinde girdiğini, girişten dört yıl sonra babasının çalıştığını ve davacının 01.01.1990 tarihinde tekrar girdiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davacının 1989 yılında çıkış yapıp yapmadığı araştırılıp belirlenmeli, varlığı halinde ise sadece 1989 öncesi döneme ait iddianın hak düşürücü süreye uğradığı kabul edilip, 30.10.1990 tarihine kadar ileri sürülen ilk dönem talep yönünden bu çerçevede bir değerlendirme yapılmalıdır. Diğer taraftan ikinci dönem talep başlangıcı olan 01.01.1999 tarihi ile bu tarihi takiben kayden bildirim başlangıcı olan 01.10.1999 döneminde kesintisiz çalışmanın varlığı halinde hak düşürücü sürenin olmayacağı gözetilip talep bu çerçevede irdelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde; davacı ile davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.05.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.