11. Hukuk Dairesi 2018/5461 E. , 2019/6583 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/07/2017 tarih ve 2016/454 E- 2017/377 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 06/06/2018 tarih ve 2018/35 E- 2018/672 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sosyal sorumluluk projesi kapsamında yer alan 2013/22471 sayılı “GÜÇLÜ KADIN” ve 2013/22481 sayılı “GÜÇLÜ KADIN KULÜBÜ” ibareli 09, 35, 38, 41 ve 42. sınıf mal/hizmetlerde tescilli seri ve tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin ise 02/04/2015 tarihinde 2015/28329 sayısı ile “GÜÇLÜ KADIN GÜÇLÜ TOPLUM” ibareli markanın 16, 38 ve 41. sınıf mal/hizmetlerde tescili için diğer davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK’nın 2016-M-9196 sayılı kararı ile reddedildiğini, markaların ayırt edilemeyecek ve iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, davalı şirket markasının tescilinin karışıklık yaratıp müvekkilinin markalarının itibarını zedeleyeceğini, tüketiciler nezdinde marka sahibi firmalar arasında idari ve ekonomik bağlantı olduğunun düşünüleceğini, davalı şirket başvurusunun müvekkiline ait markaların içine sızmış bulunduğunu, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2016-M-9196 sayılı kararının iptaline, davalı markasının tescil edilmiş olması halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, kararın iptalini gerektirecek somut bir gerekçe bulunmadığını, davacının itiraz ederken 2013/22481 sayılı “GÜÇLÜ KADIN KULÜBÜ” ibareli markasını gerekçe göstermediğini bu nedenle anılan marka üzerinden değerlendirme yapılamayacağını, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığını, “GÜÇLÜ KADIN” ibaresinin zayıf bir ibare olduğundan ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, tanınmışlık ve kötü niyet iddiaları ile ilgili itiraz aşamasında delil ibraz edilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili, gıda sektöründe faaliyet gösteren müvekkilinin kadına yönelik çok sayıda şiddet haberi üzerine topluma hatırlatma yapmak üzere başlattığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında çeşitli faaliyetlerde bulunduğunu, bu kapsamda “GÜÇLÜ KADIN GÜÇLÜ TOPLUM” ibareli markanın tescili için diğer davalı Kuruma başvuru yapıldığını, markalar arasında işitsel, görsel, okunuş ve genel anlamda benzerlik olmadığını, davacı şirket markalarının tanınmış olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki bir kısım mal ve hizmetlerin, itiraza mesnet markanın da kapsamında yer aldıkları, işaretler arasında ise fonetik ve görsel olarak bir bütün halinde yapılan değerlendirilme sonucunda iltibasa yol açacak bir benzerlik görülmediği, başvuruda yer alan ilavelerin çekişmeli mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri bakımından farklı algılanmalarına yeterli olduğu, davacı markasının tanınmış marka olmadığı, davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlar bakımından bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre bu yönlere ilişen istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, TPMK YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü talebine ilişkin olup, mahkemece taraf markaları arasında işitsel, görsel, kavramsal ve genel izlenim itibarıyla karıştırılması riski bulunacak düzeyde benzerlik bulunmadığı, davacının markasının tanınmış olmadığı, başvurunun kötü niyetle yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHK 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescilli marka sahibinin itirazı halinde marka başvurusu reddedilir.
Somut olayda davalının 2015/28329 no"lu başvurusunun “GÜÇLÜ KADIN GÜÇLÜ TOPLUM” ibaresinden oluştuğu ve 16, 38 ve 41. sınıflarda tescilinin talep edildiği, davacının itiraza dayanak markalarının ise "GÜÇLÜ KADIN" esas unsurlu markalar olduğu ve her iki taraf markası arasında 38. ve 41. sınıfta aynı ve benzer emtialar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali yaratacak düzeyde benzerlik bulunduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi ve buna bağlı olarak yapılan istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi doğru görülmemiş ve hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.