10. Hukuk Dairesi 2013/14073 E. , 2014/10755 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 17.04.2013
No : 2011/243-2013/459
Davacı, 4956 sayılı Yasadan yararlanarak basamak satın alma suretiyle 10. basamaktan 22. basamağa yükseldiği halde, aylığın eksik bağlandığını beyanla, yaşlılık aylığının 25.10.2007 tarihinden itibaren yeniden hesaplanarak düzeltilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı ve davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki zorunlu sigortalılığı 28.01.1994 tarihli tescille başlamış, 15.10.2003 tarihli başvuruyla 4956 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesinden yararlanıp basamak satın alma suretiyle 01.09.2004 tarihinde 22. basamağa, 01.11.2006 tarihinde 23. basamağa yükselmiş ve 28.09.2007 tarihli tahsis başvurusuyla da, 23. basamak üzerinden 01.10.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmıştır.
Mahkeme, hükme esas bilirkişi raporunu gözeterek, davacının 09.12.2010 tarihi itibariyle alması gereken aylığın 1.261,80 TL, dava tarihi itibariyle 1.324,67 TL olduğunun tespitine karar vermiştir.
24/07/2003 tarihli, 4956 sayılı Yasanın geçici 2. maddesi “1479 sayılı Kanuna tabi sigortalı olanlar, bulundukları basamak dahil, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı talepte bulunmak şartıyla, bulundukları basamakları en fazla oniki basamak yükseltebilirler. Basamak yükseltme primi, sigortalının talep tarihinde bulunduğu basamaktan, yükselerek intibak etmek istediği basamağa kadar her basamak için öngörülen bekleme süresindeki prim tutarına basamak yükseltme farklarının ilave edilmesi suretiyle hesaplanır. Bu tutarın, ilk taksitinin talep tarihini takip eden ay içerisinde ödenmesi şartıyla ilk taksitin ödendiği ayı takip eden üçer aylık dönemler halinde üç eşit taksitte ödenmesi zorunludur. Basamak yükseltme tutarının tamamen veya kısmen ödenmesi halinde, sigortalı son ödemenin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle bu ödemenin tam olarak karşıladığı basamağa intibak ettirilir. Basamak yükseltme primleri, primi ödenmiş süreler olarak değerlendirilmez.
Basamak yükseltme hakkından yararlanan sigortalılara, basamak intibaklarının yapıldığı tarihten itibaren üç yıl sonra, bu Kanunda öngörülen diğer şartları taşımak ve talepte bulunmak kaydıyla yaşlılık aylığı bağlanır.
Basamak yükseltme talebinde bulunan sigortalının, basamak yükseltme priminin bir kısmını veya tamamını süresi içinde ödemeden ölümü halinde, hak sahipleri basamak yükseltme primlerini, bu Kanunda öngörülen ödeme süresinin dolduğu tarihten itibaren üç ay içinde ödeyebilirler. Bu tutarın tamamen veya kısmen ödenmesi halinde, birinci fıkra hükümleri uygulanır.
Malullük veya ölüm aylığı bağlanmasında basamak yükseltme primlerinin ödenmesi şartıyla ikinci fıkrada öngörülen üç yıllık bekleme süresi aranmaz.” düzenlemesini içermekte olup; basamak yükseltme primlerinin hesaplanma yöntemi ise, 07.08.2003 tarihli, 2003/6 sayılı Kurum genelgesindeki, “Basamak yükseltme primleri, sigortalının bulunduğu basamaktan, yükselerek, intibak etmek istediği basamağa kadar her basamak için öngörülen bekleme süresindeki prim tutarlarına, basamak yükseltme farklarının ilave edilmesi suretiyle hesaplanır. Bu tutara, ayrıca, sigortalının basamak yükseltme talebinde bulunduğu tarihteki basamağını bir üst basamağa yükseltmek için talepte bulunulan ay dahil, gerekli olan bekleme süresini tamamlayacak olan ayların primleri ile, basamak yükseltme farkı da ilave edilecektir. Basamak yükseltme primlerinin hesabında sigortalının talepte bulunduğu tarihte yürürlükte olan gelir tablosuna göre hesaplanan prim oran ve tutarları esas alınacaktır. Hesaplamalara sağlık sigortası primleri dahil edilmeyecektir.” düzenlemesiyle ortaya konulmuştur.
Nimet-külfet dengesi, sosyal güvenlik hukukunun temel ilkelerinden biri olup; anılan ilke, gelecekte elde edeceği sosyal sigorta yardımlarına karşılık olarak daha fazla prim ödeme külfeti altına giren sigortalıların, fazladan katlanılan külfet karşılığında daha fazla yardıma hak kazanması gereğini doğurmaktadır. Başka bir ifadeyle sosyal güvenlik kuruluşlarınca sigortalılardan alınacak primlerle ileride yapılacak yardımlar arasında mutlak bir bağlantı, paralellik sağlanmalıdır.
Basamak yükseltme olanağı sağlayan yasa ile, konuya ilişkin uygulamayı biçimlendiren diğer düzenlemeler, primlerin sosyal güvenlik kuruluşu tarafından sigortalılık süreci içerisinde tahsil edilip nemalandırılması ve aktüeryal dengeyi bozmayacak biçimde sigorta yardımlarına yansıtılması gerekleri gözetilerek oluşturulmuş; prim borcunun basamakta bekleme süresini tamamlayacak olan ayların primleri, basamak yükseltme farkı da gözetilerek sigortalının talepte bulunduğu tarihte yürürlükte olan gelir tablosuna göre hesaplanması ve basamak intibaklarının yapıldığı tarihten itibaren üç yıl sonra yaşlılık aylığı yönünden değerlendirilebilmesi olanağı öngörülmüştür.
Sıralanan maddi ve hukuki olgular ile, konuya ilişkin yasal düzenlemenin prim ödeme karşılığında “intibak ettirilir” hükmünü içerdiği de gözetilerek, davacının, 1479 sayılı Yasanın geçici 11. maddesi uyarınca, yaşlılık aylığının 01.01.2000 öncesi ve sonrası döneme ilişkin hesabında, satın alınan basamakların geçmişe yönelik olarak da intibak işlemi gerçekleştirilmek suretiyle değerlendirilmesi ve aylık miktarının buna göre saptanması gerekir.
Bu saptama işlemi yapılırken dikkate alınması gereken hususlar ise;
1479 sayılı Yasaya eklenen Geçici 11.madde hükmü gereği, 4447 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01.01.2000 tarihinden önce sigortalı olup da, bu yasa döneminde aylık bağlanacak sigortalıların, 01.01.2000 tarihi öncesine ilişkin A aylığı hesabında; basamak satın alma suretiyle yapılan intibak tarihinden,1479 sayılı Yasanın 4447 sayılı Yasa ile değişik 52.maddesi ile belirlenen basamak yükseltme esaslarına göre, geriye doğru gidilmek suretiyle 01.01.2000 tarihi itibarıyla bulunulan gelir basamağı belirlenmeli; belirlenen bu gelir basamağının, 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki gelir tutarı karşılığı ve sair aylık hesap doneleri dikkate alınarak A aylığı belirlenmelidir.
4447 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 36.maddesiyle, aylık hesabında ilk defa “ağırlıklı ortalama” kavramı getirilmiş olup; yine 4447 sayılı Yasanının yürürlük tarihi öncesi sigortalı olup da, bu yasa döneminde aylık bağlanacak sigortalıların, 01.01.2000 tarihi sonrası döneme ilişkin B aylığının belirlenmesinde dikkate alınması gereken “Ağırlıklı Ortalama” hesabında ise; öncelikle, 01.01.2000 tarihi ile yaşlılık aylığı talep tarihi arasında sigortalı olarak fiilen bulunulan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece fiilen geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama bulunmalı; bilahare, satın alınan basamaklar ve bu basamaklardaki bekleme süreleri üzerinden, yine 01.07.2003 tarihli gelir tablosundaki karşılığı tutarlar gözetilerek, böylece basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama belirlenmeli; bulunan her iki ağırlık ortalama(yani fiilen geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama ve basamak yükseltilerek geçen sürelere ilişkin ağırlıklı ortalama) toplanarak B aylığı hesabına esas “Ağırlıklı Ortalama” belirlenmeli; bu belirleme yapıldıktan sonra ve sair aylık hesap doneleri de dikkate alınarak B aylığı saptanmalıdır.
A ve B aylık aylıklarının toplanması suretiyle elde edilen tutara, ilgili yasal mevzuatınca öngörülen sosyal destek ödemesi de ilave edilip; 01.01.2004 tarihinden itibaren güncelleştirme denilen, ilgili artış yasalarıyla (5073, 5282, 5454, 5565 sayılı Yasalar gibi) gösterilen artış oranları uygulanarak, yaşlılık aylığı talep tarihi itibarıyla, sigortalıya bağlanacak yaşlılık aylığı belirlenmelidir. Diğer taraftan, 04.09.2012 tarihli Kurum yazısında; davacıya 25.12.2010 tarihinde 423,25 TL ek ödeme yapıldığı, 25.08.2012 tarihinde ödenmek üzere ise 13.353,14 TL toplu ödeme tahakkuk ettirildiği ve aylığın da 1.556,51 TL’ye yükseltildiği bildirilmiştir. Hükme dayanak kılınan bilirkişi raporunda bu yönde bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular birlikte gözetilerek, usulünce yeniden alınacak bilirkişi raporuyla, dava konusu istem değerlendirilerek, yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kabule göre de, talebin aylık başlangıç tarihine yönelik bulunduğu gözetilmeksizin, 09.12.2010 ve dava tarihi 31.01.2011 tarihleri itibariyle tespite hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
O hâlde, davacı avukatı ile davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.