9. Ceza Dairesi 2020/6368 E. , 2020/1520 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma, 5464 sayılı yasaya muhalefet
Hüküm : 1-Sanık hakkında tefecilik yapmak suçundan açılan kamu davasının reddine
2- Sanık hakkında 5464 sayılı Yasaya muhalefet suçundan ceza verilmesine yer olmadığına
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 2020/1990 Esas sırasında kayıtlı dosyası ile bu dosya arasında fiili ve hukuki bağlantı olduğundan birlikte ele alınarak yapılan incelemede;
A)5464 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığı hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Sanığa yüklenen 5464 sayılı Kanuna muhalefet suçundan CMK"nın 237. maddesine göre doğrudan zarar görmeyen Hazinenin bu suçtan açılan kamu davasına katılmasının mümkün olmadığı, mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla söz konusu suçtan kurulan hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca katılan vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
B)Tefecilik suçundan kurulan davanın reddi hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında;
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada; sanık ... hakkında, Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2014 gün ve 2014/528 Esas, 2014/943 Karar sayılı ilamıyla tefecilik suçundan mahkumiyet kararı verildiği, dosyanın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2020/1990 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 19.04.2013 ve öncesi, iddianame tarihinin 02/04/2014 olduğu, hakeza temyize konu bu kamu davasında ise suç tarihinin 2012, iddianame tarihinin 01.12.2014 olması karşısında; mümkünse davaların birleştirilmesinden, kesinleşmesi veya birleştirme olanağının ortadan kalkması durumunda ise asılları veya onaylı örneklerinin bu dosya arasına konulmasından sonra suçun sübutu halinde sanıkların hukuki kesinti bulunmayan eylemlerinin bir bütün halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturması nedeniyle TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken yetersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/10 /2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.