BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/749 Esas 2020/729 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/749
Karar No: 2020/729
Karar Tarihi: 30.12.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/749 Esas 2020/729 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/749 Esas
KARAR NO : 2020/729
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 07/10/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; Borçlu - Davalı ... Sanayi Ticaret Ltd. Şti. hakkında .... İcra Müdürlüğü'nün 2019/....E numaralı dosyası ile ilamsız takiplerde ödeme emri ile 73.356,48-TL'lik icra takibi yapıldığını, tebligatın davalıya 19.07.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı vekilinin 22.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, davalıya yapılan takiple birlikte ... seri numaralı irsaliyeli fatura ve borç miktarını gösteren 3 sayfadan ibaret ekstre de tebliğ edildiğini, ancak davalının iyi niyet dışı yapılan takipteki borca itiraz ettiğini, itirazın iptaline, takibin devamına yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili tarafından sunulan 13/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu fatura konusu mallar müvekkile teslim edilmediğini, davacı yan alacaklı olduğunu iddia ettiği fatura konusu malları müvekkile teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, davacıya yapılan bir kısım ödemeler de davacı carisine işlenmediğini, ilgili banka ödeme dekontlarının dosyaya sunulduğunu beyanla davanın reddine yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : .... İcra Müdürlüğünün 2019/... Esas sayılı icra dosyası, fatura, ödeme dekontları, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
... İcra Müdürlüğünün 2019/... Esas Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine faturaya dayalı alacağa ilişkin adi takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi ... tarafından düzenlenen 10/04/2020 tarihli raporunda özetle; Davacı yanın ticari defterlerinde, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin ... numaralı “alıcılar” hesabında takip edildiği taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı öncesine dayandığı. 2017 yılından 279.097.72 TL alacak bakiyesi devrettiği. 30.06.2019 tarihli 239.174.20 TL ve davaya konu edilen 25.07.2018 tarihli 113.280.00 TL'lik fatura kayıtlarından sonra, anılan hesabın 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla bakiyesine göre davacı yanın davalı yandan 73.356.48 TL alacaklı olduğu,
Davalı yanın ticari defterlerinde, davacı ile aralarındaki ticari ilişkiye ait muhasebe hareketlerinin ... numaralı “satıcılar” ve ...numaralı “alıcılar” ve ... numaralı “verilen sipariş ve avanslar” hesabında takip edildiği taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı öncesine dayandığı,
... numaralı hesap ekstresi incelendiğine 30.09.2016 tarihli 186.089.61 TL virman avans açıklaması ile kayıt yapılarak davacı yanın borçlandırıldığı. 31.12.2016 tarihli hesaplar arası virman ile anılan hesabın kapatıldığı görülmekle, yapılan muhasebe kaydının dayanak belgesi ibraz edilemediği,
... numaralı hesap ekstresi incelendiğinde 2016 yılından 200.000.00 TL borç bakiyesi geldiği davacı yan tarafından yapılan 37.500.00 TL'lik tahsilat kayıtlarının yer aldığı. 30.04.2017 tarihi itibarıyla davalı yanın davacı yandan 162.500.00 TL alacaklı olduğu, 31.12.2017 tarihli 162.500.00 TL cari hesap açıklamalı alacak kaydı ile bakiyenin sıfırlandığı, sonrasında ise 366.383.00 TL lik yine cari hesaplar açıklamasıyla davacı yanın 366.383.00 TL borçlandırıldığı görülmekle, yapılan muhasebe kaydının dayanak belgesi ibraz edilemediği,
... numaralı hesap ekstresi incelendiğinde; 2015 yılından 48.910.29 TL alacak bakiyesinin 2016 yılına devrolduğu, tarafların arasında karşılıklı çek, eft ve fatura kayıtlarının yer aldığı, davalı yanın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ödeme dekontlarına ilişkin kayıtların bu hesap altında kayıtlı olmadığı, 30.09.2016 tarihli 159 hesaptan 186.089.61 TL virman kaydı ile anılan hesabın kapatıldığı borç alacak bakiyesinin sıfırlanmış olduğu, 2017 yılında da aynı şekilde 141.508,00 TL'lik virman kaydı ile borç alacak bakiyesinin kapatıldığı, 2018 yılında davaya konu edilen faturanın bu hesap altın kayıtlı olduğu, 25.07.2018 tarihi itibarıyla davalı yanın davacı yana 352.454.20 TL borçlu olduğu, 31.12.2018 tarihinde 366.383.00 TL dekont hesaplar arası virman kaydı ile davacı yanın borçlandırıldığı. anılan hesabın 31.12.2018 yıl sonu ve 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla bakiyesine göre davalı yanın davacı yandan 13.928.80 TL alacaklı olduğu görülmekle, yapılan virman kayıtlarına ilişkin dayanak belgeler ibraz edilemediği,
Taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının, davalı yan kayıtlarında yer alan dayanaksız virman işlemlerinin davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığının müşahede edildiği, zira tarafların 01.01.2016 devir bakiyelerinin mutabık olduğu ancak, bu tarihten sonra davalı yanın 2016-2017-2018 yılları içerisinde, dayanak belgesi ve izahı yapılamayan virman kayıtları gerçekleştirdiği anlaşıldığından, muhasebe kayıt ve işlemlerinin izlenemez nitelikte olması karşısında, davalı kayıtlarının ihticaca salih olmadığının değerlendirildiği, bu anlamda davacı kayıtlarının dikkate alınması gerekmekte olup, bu yönde değerlendirmeler yapıldığı,
Dava dosyasında davacı yan tarafından davalı şirket unvanına düzenlenmiş 25.07.2018 tarihli ... numaralı KDV dahil 113.280,00 TL tutarındaki irsaliyeli faturanın “teslim alan” kısmında davalı yana ait kaşe ve imzanın bulunduğunun görüldüğü, bu anlamda kaşe üzerindeki imzanın davalı yan yetkilisi ya da çalışanına ait olması halinde, fatura muhteviyatı ürünlerin davalı yana teslim edildiğinin kabulü gerekeceği, zira söz konusu faturanın davalı yan ticari defter kayıtlarında yer alması karşısında takdir mahkemeye ait olduğu,
Davalı yanın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, davalı yan tarafından davacı yan hesabına gönderilen 31.10.2016 tarih ... nolu 15.000,00 TL ve 17.09.2018 tarih ... nolu 5.500,00 TL bedelli Ch mahsuben, açıklamalı Şekerbank T.A.Ş ‘ne ait ödeme dekontlarının yer aldığı fakat her iki tarafa ait cari hesap ekstresinde yapılan ödemelere ilişkin kaydın yer almadığının görüldüğü, bu anlamda, davalı yanın banka hesaplarından davacı yan hesaplarına gönderildiği sabit olduğu halde, davacı yan kayıtlarında yer almayan toplam 20.500,00 TL ödemenin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla da davacı yanın takip alacağının 73.356,48–20.500,00=52.856,48 TL olabileceğinin değerlendirildiği,
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlerle binaen; İncelenen davacı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu,
Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 73.356,48 TL alacaklı olduğu,
İncelenen davalı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu,
Davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 31.12.2018 yıl sonu ve 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla davacı yandan 13.928,80 TL alacaklı olduğu,
Taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının, davalı yan kayıtlarında yer alan dayanaksız virman işlemlerinin davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, zira tarafların 01.01.2016 devir bakiyelerinin mutabık olduğu ancak, bu tarihten sonra davalı yanın 2016-2017-2018 yılları içerisinde, dayanak belgesi ve izahı yapılamayan virman kayıtları gerçekleştirdiği anlaşıldığından, muhasebe kayıt ve işlemlerinin izlenemez nitelikte olması karşısında, davalı kayıtlarının ihticaca salih olmadığı, bu anlamda davacı kayıtlarının dikkate alınması gerektiği,
Davalı yanın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, davalı yan tarafından davacı yan hesabına gönderilen 31.10.2016 tarih ... nolu 15.000,00 TL ve 17.09.2018 tarih ... nolu 5.500,00 TL bedelli Ch mahsuben, açıklamalı ... T.A.Ş ‘ne ait ödeme dekontlarının, her iki tarafa ait cari hesap ekstresinde kayıtlı olmadıkları görülmekle, davalı yanın banka hesaplarından davacı yan hesaplarına gönderildiği sabit olduğu halde, davacı yan kayıtlarında yer almayan toplam 20.500,00 TL ödemenin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla da davacı yanın takip alacağının 73.356,48 – 20.500,00 = 52.856,48 TL olabileceği" şeklinde görüş bildirmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi ... tarafından düzenlenen 22/10/2020 tarihli ek raporda özetle; Dava dosyasında davalı yan vekili tarafından sunulan, davalı yan tarafından davacı yanın ... Bankası ... şubesi ... ıban numaralı hesabına gönderilen 31.10.2016 tarih ... nolu 15.000,00 TL Ch mahsuben, açıklamalı ve dava dışı ... ... Bankası ... şubesi ... ıban numaralı hesabına gönderilen 17.09.2018 tarih ... nolu 5.500,00 TL bedelli "EFT" açıklamalı ... T.A.Ş ‘ne ait ödeme dekontlarının sunulu olduğunun görüldüğü,
Bununla birlikte kök raporda "davacı yan kayıtlarında yer almayan toplam 20.500,00 TL ödemenin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla da davacı yanın takip alacağının 73.356,48 – 20.500,00 = 52.856,48 TL olabileceği", Sonuç ve kanaatine varılmış ise de davalı yanın sunmuş olduğu yukarıda bilgileri yer alan dekontlar incelendiğinde yapılan 20.500,00 TL lik ödeme içerisinden 5.500,00 TL sinin dava dışı Resul Dede hesabına gönderilmiş olduğu, bu anlamda davcının alacağının 73.356,48-15.000,00 = 58.356,48 TL olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı,
Davacı yan her ne kadar rapora karşı beyan dilekçesinde, davalı tarafın, iki adet dekonta müsteniden 2016 tarihinde dekontla iki havale yapmış olmasına rağmen alacaklarına dayandırdıkları belgenin 25.07.2018 tarihli irsaliyeli faturaya dayandığını, daha alacak doğmadan gönderilen dekontun bu borca ait olduğuna dair herhangi bir izahat olmadığı gibi Davalı tarafça, bu makbuzları ibraz etmiş olmasına rağmen yapılan ödemelerin, dayanak olarak gösterilen 25.07.2018 tarihli irsaliyeli faturaya ait olduğu hususunun da ispatlanmadığını, bu anlamda bilirkişi raporu içeriğinde bahsi geçen 20.500,00 TL nin alacak miktarından düşülmesinin mümkün olmadığını beyan etmişse de davacı yanın takip alacağına dayanak olarak gösterdiği alacağın, devam eden ticari ilişki çerçevesinde yapılan ödemelerden sonra, dayanak faturadan kalan bakiye alacağı olduğu, zira fatura tutarının 113.280,00 TL olduğu, takip talebinin tüm ticari ilişkiden bakiye kalan 73.356,48 TL üzerinden başlatılmış olduğu, bu anlamda davalı yanın ibraz etmiş olduğu dekontların ilgili dönemlerde kayıtlara alınmış olması halinde, takip tarihi itibarıyla bakiyenin bu miktarda düşeceği ve davacı yanın da takip talebini kalan bakiye üzerinden başlatabileceği,
Davalı yanın rapora karşı beyan dilekçesinde " Dava konusu fatura konusu mallar müvekkile teslim edilmemiş olup, davacı yan alacaklı olduğunu iddia ettiği fatura konusu malları müvekkile teslim ettiğini ispat etmelidir. Tarafların ticari defterlerinin birbiri ile uyumsuz olması karşısında, davacı tarafın, dava konusu fatura içeriği malları müvekkile teslim ettiğini, yetkili kişi imzalı sevk irsaliyesi vb. yazılı belgeler ile ispat etmelidir" ifadelerine yer verildiği görülmekle, kök raporda da yer verildiği şekli ile davaya konu edilen, davacı yan tarafından davalı şirket unvanına düzenlenmiş 25.07.2018 tarihli ... numaralı KDV dahil 113.280,00 TL tutarındaki irsaliyeli faturanın “teslim alan” kısmında davalı yana ait kaşe ve imzanın bulunduğunun görüldüğü, bu anlamda kaşe üzerindeki imzanın davalı yan yetkilisi ya da çalışanına ait olması halinde, fatura muhteviyatı ürünlerin davalı yana teslim edildiğinin kabulü gerekeceği, bu hususun kök raporda özellikle vurgulandığı, kaldı ki davalı yanın takibe konu faturayı kayıtlarına aldığı, bu faturaya istinaden herhangi bir iade faturası düzenlenmediği, ayrıca dava dosyası içerisinde davalı yanın söz konusu fatura içeriğine itiraz ettiğini gösteren herhangi bir belgenin de mevcut olmadığı dikkate alındığında, davalı yan itirazlarının yerinde olmadığının değerlendirildiği,
Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler ile rapor içerisinde açıklanan nedenlerle binaen; Kök raporda "davacı yan kayıtlarında yer almayan toplam 20.500,00 TL ödemenin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla da davacı yanın takip alacağının 73.356,48 – 20.500,00 = 52.856,48 TL olabileceği", Sonuç ve kanaatine varılmış ise de davalı yanın sunmuş olduğu, yukarıda bilgileri yer alan dekontlar incelendiğinde yapılan 20.500,00 TL lik ödeme içerisinden 5.500,00 TL sinin dava dışı Resul Dede hesabına gönderilmiş olduğu, bu anlamda davcının alacağının 73.356,48-15.000,00 = 58.356,48 TL olabileceği " şeklinde görüş bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, borçlu davalı aleyhine ilamsız takip yapıldığını, davalı tarafından icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, fatura konusu malların teslim edilmediğini, yapılan bir kısım ödemelerin davalı carisine işlenmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
... İcra Müdürlüğünün 2019/... Esas Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine faturaya dayalı alacağa ilişkin adi takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 73.356,48 TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 31.12.2018 yıl sonu ve 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla davacı yandan 13.928,80 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının, davalı yan kayıtlarında yer alan dayanaksız virman işlemlerinin davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, zira tarafların 01.01.2016 devir bakiyelerinin mutabık olduğu ancak, bu tarihten sonra davalı yanın 2016-2017-2018 yılları içerisinde, dayanak belgesi ve izahı yapılamayan virman kayıtları gerçekleştirdiği anlaşıldığından, muhasebe kayıt ve işlemlerinin izlenemez nitelikte olması karşısında, davalı kayıtlarının ihticaca salih olmadığı, bu anlamda davacı kayıtlarının dikkate alınması gerektiği, davalı yanın cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu, davalı yan tarafından davacı yan hesabına gönderilen 31.10.2016 tarih ... nolu 15.000,00 TL ve 17.09.2018 tarih ... nolu 5.500,00 TL bedelli Ch mahsuben, açıklamalı ... T.A.Ş ‘ne ait ödeme dekontlarının, her iki tarafa ait cari hesap ekstresinde kayıtlı olmadıkları görülmekle, davalı yanın banka hesaplarından davacı yan hesaplarına gönderildiği sabit olduğu halde, davacı yan kayıtlarında yer almayan toplam 20.500,00 TL ödemenin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla da davacı yanın takip alacağının 73.356,48 – 20.500,00 = 52.856,48 TL olabileceği tespit edilmiştir.
Taraf vekillerinin rapora karşı itirazları üzerine kök raporu düzenleyen Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda; Kök raporda "davacı yan kayıtlarında yer almayan toplam 20.500,00 TL ödemenin davacı alacağından mahsup edilmesi gerektiği, bu itibarla da davacı yanın takip alacağının 73.356,48 – 20.500,00 = 52.856,48 TL olabileceği", Sonuç ve kanaatine varılmış ise de davalı yanın sunmuş olduğu, yukarıda bilgileri yer alan dekontlar incelendiğinde yapılan 20.500,00 TL lik ödeme içerisinden 5.500,00 TL sinin dava dışı ... hesabına gönderilmiş olduğu, bu anlamda davcının alacağının 73.356,48-15.000,00 = 58.356,48 TL olabileceği tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, incelenen takip dosyası, düzenlenen bilirkişi raporu, toplanıp değerlendirilen delillere göre; Taraflar arasında fatura ve cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına göre 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla davalıdan 73.356.48 TL alacaklı olduğu, davalı yanın kendi ticari kayıtlarına göre 17.07.2019 takip tarihi itibarıyla davacı yandan 13.928.80 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının, davalı yan kayıtlarında yer alan dayanaksız virman işlemlerinin davacı yan kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, takip dayanağı ... numaralı KDV dahil 113.280,00 TL tutarındaki irsaliyeli faturanın “teslim alan” kısmında davalı yana ait kaşe ve imzanın bulunduğu, kaldı ki davalı yanın takibe konu faturayı kayıtlarına aldığı, bu faturaya istinaden herhangi bir iade faturası düzenlenmediği, ayrıca dava dosyası içerisinde davalı yanın söz konusu fatura içeriğine itiraz ettiğini gösteren herhangi bir belgenin de mevcut olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2018 yılı öncesine dayandığı, davacı yanın takip alacağına dayanak olarak gösterdiği alacağın, devam eden ticari ilişki çerçevesinde yapılan ödemelerden sonra, dayanak faturadan kalan bakiye alacağı olduğu, davalı yan tarafından davacı yan hesabına gönderilen 31.10.2016 tarih ... nolu 15.000,00 TL bedelli Ch mahsuben açıklamalı ödemenin davalı yanın banka hesaplarından davacı yan hesaplarına gönderildiği sabit olduğu halde davacı yan kayıtlarında yer almayan bedelin davacının alacağından mahsubu gerektiği anlaşıldığından; bu haliyle davacının davalıdan 58.356,48-TL bakiye alacağının bulunduğunu ispat ettiği, düzenlenen uzman bilirkişi raporunun da mahkememizce dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunması nedeniyle davacının davasının kısmen kabulü ile, davacı tarafın başlattığı .... İcra Müdürlüğü'nün 2019/... Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 58.356,48-TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine hükmolunan asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 11.671,29-TL icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine dair oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafça açılan DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
a) Davacı tarafın başlattığı .... İcra Müdürlüğü'nün 2019/... Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 58.356,48-TL asıl alacağa yönelik yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b) Hükmolunan asıl alacağın %20'si oranında hesaplanan 11.671,29-TL icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 3.986,33-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 885,97-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.100,36-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşamamaları nedeniyle 6325 Sayılı Kanunun 18/A-13 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL'nin kabul ve red oranları dikkate alınarak, 269,94-TL'sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine, 1.050,06-TL'sinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 885,97-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40TL başvuru harcı, 185,40-TL tebligat-posta gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 929,80-TL yargılama giderinin kabul ve redde göre gerekli indirim yapılarak 739,65-TL'nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre hesaplanan 8.386,34-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK'nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.30/12/2020

Katip ...
e-imza *

Hakim ...
e-imza *

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.