4. Ceza Dairesi 2017/18449 E. , 2017/19621 K.
"İçtihat Metni"Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1, 125/1, 125/4, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 ve 1.740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/664 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13.06.2017 gün ve 94660652-105-34-4804-2017-KYB, Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2017 günlü ve 2017/39932 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 34. maddesi ile değişiklik yapılarak tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, bahse konu kanun değişikliğinin karar tarihinden önce yürürlüğe girmiş olması karşısında Mahkemece 5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesindeki “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Olay
Dosyanın incelenmesinde, sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1, 125/1, 125/4, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 ve 1.740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli kararıyla cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, CMK"nın 253. maddesinin, 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 34. maddesi ile değişiklik yapılarak tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, bahse konu kanun değişikliğinin karar tarihinden önce yürürlüğe girmiş olması karşısında Mahkemece 5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesindeki “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden kararın kanun yararına bozulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."şeklinde ve kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşılması karşısında,
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde uzlaştırma işlemleri yerine getirilmesi gerektiğinden ilgili kararın kanun yararına bozulması istemine dair Bakırköy 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli kararında isabet görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Bakırköy 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/12/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/664 karar sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 13/09/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.