10. Hukuk Dairesi 2014/3924 E. , 2014/10726 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Hatay İş Mahkemesi
Tarihi :04.10.2013
No :2013/224-2013/447
Davacı, Kurum kayıtlarında gözüken doğum tarihinin kesinleşen mahkeme kararına istinaden 03.04.1953 tarihi olarak esas alınması gerektiğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, yaş düzeltmesinin tescil tarihinden sonra yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 04.03.1960 doğum tarihli olarak 20.10.1993 tarihinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasına tabi ilk kez çalışmaya başladığı, İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.06.2012 tarihinde kesinleşen 2011/178 E. -2012/175 K. sayılı kararı ile davacının İçişleri Bakanlığı Nüfus Genel Müdürlüğünün 29.12.1980 tarihli vatandaşlık kararına istinaden nüfusa tescilinin 03.04.1960 tarihinde kaydedildiği, davacının Savur İlçesi İçören İlköğretim Okulunda 1960-1961 eğitim öğretim yılında ilkokul 1. sınıf öğrencisi olduğuna ilişkin belge değerlendirilerek davacının doğum tarihinin ay ve gün baki kalmak üzere 1953 olarak düzeltilerek tesciline dair karar verildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 120.maddesinin 2.fıkrası “… Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.” ;
3.fıkrası ise, (Ek fıkra: 24/06/2004 - 5198 S.K./16. md.) “İş kazalarıyla meslek hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate alınmaz.” hükmünü düzenlemektedir.
1479 sayılı Yasanın 66. maddesinin 1. Fıkrası “Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının sigortalının bu Kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, ... esas tutulur”hükmünü düzenlemektedir.
Yaş düzeltilmesi ile ilgili yasal düzenlemeler de, 29.4.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 1587 sayılı Nüfus Kanununu yürürlükten kaldıran 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 10.maddesi “(1) Kurumlarda kişiyle ilgili olarak yapılan işlemlerde nüfus kayıtları esas alınır. Kayıtlar arasında farklılık olması halinde nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmaz, usulüne göre diğer kayıtlar düzeltilir.” ve Yine aynı Yasanın 35.maddesi “…(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir…” şeklindedir.
Diğer taraftan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 30.maddesi “- Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur.
Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durum her türlü kanıtla ispat edilebilir.” hükümlerini içermektedir.
Bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirilmiş ve belli sigorta kollarında, hangi doğum tarihinin esas alınacağını açıkça belirlenmiştir. Bu anlamda, 506 Sosyal Sigortalar Yasasının 120/2.maddesi ile Bağ-Kur Yasası 66.maddesi ve Emekli Sandığı Yasasında hükümler birbirine paralel getirildiği ve hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenlemeler karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığında nazara alınamayacağı açıktır.
Bu özel düzenleme dışında kesinleşmiş yargı kararının uygulamalarda geçerliliğini koruyacağı tartışmasızdır.
Somut olayda, mahkemece, İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/178 E. -2012/175 K. sayılı dava dosyası ve hükme dayanak belgeler getirtilip incelenerek, kararda belirtilen davacının, 19.12.1980 tarihinde vatandaşlığa alındığı ve 1960-1961 eğitim öğretim yılında ilkokul 1. sınıf öğrencisi olduğuna ilişkin bilgiler ve dayanakları gözetilerek, İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/178 E. -2012/175 K. sayılı hükmünün kayıt düzeltme niteliğinde olup olmadığı değerlendirilip, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 120/2, 1479 sayılı Yasanın 66. maddesi anlamında bir yaş tashihi veya kayıt düzeltme sözkonusu olup
olmadığı tespit edilip malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında davacının hangi doğum tarihi esas alınacağı belirlenmeli,varılacak sonuca göre tahsis şartlarının irdelenmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.