4. Ceza Dairesi 2017/18447 E. , 2017/19611 K.
"İçtihat Metni"Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/01/2017 tarihli ve 2016/158055 soruşturma, 2017/3161 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 13/02/2017 tarihli ve 2017/473 değişik iş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13.06.2017 gün ve 94660652-105-34-4296-2017-KYB sayılı istemleri, ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/06/2017 günlü ve 2017/38973 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre şüphelinin ve müştekinin ifadesi dahi alınmayıp hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan, şikayetçinin belirttiği eylemlerle ilgili bilgi ve belgeler toplanıp gerekli inceleme yapılmadığı, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Olay
Dosya kapsamına göre, şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda hakaret ve tehdit suçlarından yapılan soruşturma evresi sonucunda, atılı suçların unsurlarının oluşmaması nedeniyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/01/2017 tarihli ve 2014/62931 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 13/02/2017 tarihli kararının kanun yararına bozulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
2-Hukuksal Değerlendirme
Dosya kapsamı ve kanun yararına bozma istemi incelenerek birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin ve müştekinin ifadesi dahi alınmayıp hiçbir soruşturma işlemi yapılmadan, şikayetçinin belirttiği eylemlerle ilgili bilgi ve belgeler toplanıp gerekli inceleme yapılmadığı, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı anlaşılmakla, müştekinin iddia ve delilleri tespit edildikten sonra buna karşı şüpheliden savunması sorularak varsa deliller toplandıktan sonra şüphelinin hukuki durumun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunun anlaşılmasına göre, İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği"nin 13/02/2017 tarihli kararının kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
3-Sonuç ve Karar
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği"nin 13/02/2017 tarihli ve 2017/473 Değişik İş karar sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 13/09/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.