Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-1781 ada 35 parselde muris F. 1/2 pay sahibi olup, 27.12.2001 tarihinde ölmekle; mirasçıları bu paya elbirliği mülkiyet halinde maliktirler. Davalı yapılan tebligata rağmen elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürmediği gibi paylaşma davasının açıldığı da iddia edilmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ( TMK. md. 644) 2-Davacı S., adına dava açtığı diğer davacı M. A.’nin vasisidir. Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile kısıtlının menfaati çatışıyorsa kayyım atanması zorunludur. (TMK. md. 426/2) Bu yasal zorunluluğun gözardı edilmesi de isabetsizdir. 3-Kabule göre de; Vasinin kısıtlı adına dava açması vesayet makamının iznine bağlıdır. (TMK.md. 462/8 ) Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Hükmün l. ve 2. bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 02.04.2007 pzt.