
Esas No: 2014/8770
Karar No: 2014/10686
Karar Tarihi: 13.05.2014
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/8770 Esas 2014/10686 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Eskişehir 1. İş Mahkemesi
Tarihi :18.02.2014
No :2013/215-2014/94
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak kararında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10.maddesi hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
Davacı, davalılardan şirkete ait işyerinde 10.05.2007-31.12.2007 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının ve prime esas ücretinin 1000,00 TL olduğunun tespitini istemiş olup, Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, çalışmanın geçtiği iddia olunan işyerinin ve hizmetlerin tespiti açısından eksik araştırma ve incelemeye dayanması nedeniyle bozulmuştur.
Yargıtay Bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada ise; Kurum tarafından .......sicil sayılı dosyada işlem gören Eskişehir Ptt Başmüdürlüğü adresinde kurulu davalı şirkete ait işyeri ile ilgili olarak, işyerinin Ptt Başmüdürlüğü ile yapmış olduğu posta ayrım ve dağıtım işine istinaden 01.06.2007-31.12.2009 tarihleri arasında Kanun kapsamında olduğunun bildirildiği, dava konusu döneme ilişkin banka kayıtlarında, Haziran ve Temmuz aylarında yapılan ödemelerin, G..M.. Ltd. Şti.- maaş olarak yatan, şerhinin düşüldüğü, davacı tarafça davalı şirket ve dava dışı G.. Ltd. Şti.’nin ihale ile posta dağıtım işini yapan taşeron firmalar olup, her iki firmanın da aynı kişiye ait olduğunun iddia edildiği, davalı şirket ile imzalanan sözleşme süresinin 01.06.2007-31.12.2009 dönemini kapsadığı, dava dışı G..Ltd. Şti. ile imzalanan sözleşme süresinin ise 01.03.2006-31.12.2006 dönemine ilişkin olduğu, buna karşılık anılan dava dışı şirketten Ocak-Nisan 2007 aylarına ait bordrolar düzenlendiği, bozma sonrası dinlenen bordro tanığının davacının ihaleyi alan diğer şirketlerle de çalışmasının olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
O halde yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında Mahkemece yapılacak iş, davalı şirket ile dava dışı G..Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunup bulunmadığı araştırılarak, talep edilen çalışma dönemindeki gerçek işveren veya işverenler belirlenmeli, gerekirse HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerçek işverenlere karşı husumet yöneltilmeli, tarafların göstereceği bütün deliller toplanmalı, 2011/1177 ve 2013/755 Esas sayılı dosyalar getirtilip incelenmeli, dinlenen bordro tanıklarının beyanları ile birlikte değerlendirilerek, gerekirse tanık dinlenmeli, bu konuda yeterli ve gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.