18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/20073 Karar No: 2016/4494 Karar Tarihi: 16.03.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/20073 Esas 2016/4494 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilmiş bir karar üzerine açılan davada, Kamulaştırma Yasası uyarınca köye ait bir taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istenmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir ve hüküm, taraf avukatlarınca temyiz edilmiştir. Yargıtay, temyiz istemlerini reddetmiştir. Ancak, hükümdeki bazı yanlışlıkların düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bunlar: 1) İdarece fazladan yatırılmış olan paranın, işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesi gerektiği, 2) Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davalarda uzun süren bir yargılamadan sonra dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın mülkiyet hakkının ihlal edilmesi anlamına geleceği yönünde Anayasa Mahkemesi kararına atıfta bulunarak, hakkaniyet gereği taşınmaz mal sahibinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiği. Kanun maddeleri: Kamulaştırma Yasası'nın 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri, Anayasa'nın 35. maddesi, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi, 2942 sayılı Kanunun 10. maddesi ve HUMK'nun 438. maddesi, Geçici 3. madde.
18. Hukuk Dairesi 2015/20073 E. , 2016/4494 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Köyü 1106 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalılar adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, fazla yatan paranın davacıya ödenmesine karar verilmesi, 2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi ve mahkemenin ikinci kararında tespit edilip idarece davalılar adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, fazla yatan paranın varsa işlemiş faiziyle davacıya ödenmesine karar verilmesi doğru değil ise de; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin ikinci satırında yer alan “işlemiş" kelimesinden sonra gelmek üzere "mevduat” kelimesinin yazılması ve yine gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin ikinci satırında yer alan "tespitine" kelimesinden sonra gelmek üzere "Davalı lehine 34.019,72 TL kamulaştırma bedelinin 21.888,65 TL"lik kısmına 12.08.2011 gününden itibaren ilk karar tarihi olan 29.03.2012 tarihine kadar, bakiye 12.131,07 TL"ye 12.08.2011 gününden 06.03.2014 tarihine kadar yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine 16.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.