15. Ceza Dairesi 2019/12149 E. , 2020/2965 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : 1-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan, TCK"nın 157/1, 62, 52/2, 53 ve 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan, TCK"nın 204/1, 62, 53 ve 58 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, daha öncesinden ticari ilişki içinde bulunduğu katılanın eşinin vefat etmesi nedeniyle satılığa çıkardığı elektrik malzemelerine talip olduğu, yapılan anlaşma üzerine dükkandaki malzemelerin 3.000.TL karşılığında katılan tarafından sanığa satıldığı, sanığın 1.000.TL"sini peşin olarak katılana verdiği, geri kalan 2.000.TL için ise suça konu 20.08.2010 düzenleme tarih 30.09.2010 ödeme tarih 2.000.TL bedelli borçlusu “...Elektrik-...” kaşesi bulunan ve sanığın kendisinin imzaladığı bonoyu verdiği, katılanın sanığı borçlu olarak imzaladığı mağdur “...” olarak tanıdığı, daha sonra senet bedelinin ödenmemesi üzerine katılan tarafından mağdur aleyhinde İslahiye İcra Müd."nün 2011/190 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, icra takip aşamasında katılanın bonoda borçlu olarak gözüken ve hiçbir malvarlığı bulunmayan mağdurun sanığın oğlu olduğunu öğrendiği, yapılan icra takibinin senet borçlusunun malvarlığı bulunmaması nedeniyle sonuçsuz kaldığı, bu surette sanığın dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda,
Sanığın aşamalarda suça konu bonodaki imzayı kendisinin attığı ve katılana olan borcunu kabul ettiğine yönelik istikrarlı savunmaları, bu beyanları destekler nitelikte mağdurun kovuşturma aşamasında alınan beyanında bonoda borçlu gözüken işyerinin kendisine ait olduğu, olay tarihinde askere gideceğinden sanık olan babasına vekalet verdiği, sanığın da bu vekaletname doğrultusunda suça konu senedi imzaladığını beyan ettiği, ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, katılanın icra takibi ve hukuk davası yoluyla alacağını tahsil etme imkanı bulunduğu anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçlardan beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
a) Resmi belgede sahtecilik suçunda aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu dikkate alınarak, söz konusu bononun mahkeme hakimi tarafından incelenip özelliklerinin zapta geçirilmesi, bu şekilde, sahtecilikte aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi,
b) Sanığın tekerrüre esas alınan önceki mahkumiyetine konu elektrik hırsızlığı suçunun, 6352 sayılı Kanunun 82. maddesi ile yürürlükten kaldırılması, aynı Kanun"un 83. maddesi ile eylemin karşılıksız yararlanma suçuna dönüştürülerek, unsurlarının TCK"nin 163/3. maddesinde düzenlenmesi ve 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinde de, elektrik hırsızlığı suçundan kesinleşmiş cezaların zararın tazmini şartıyla bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasının öngörülmesi karşısında, öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı saptanarak ve sanığın adli sicil kaydında başkaca tekerrüre esas sabıkası olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre, tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun belirlenmesi zorunluluğu,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.