Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1175
Karar No: 2019/1043
Karar Tarihi: 18.02.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/1175 Esas 2019/1043 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemiyle dava açmıştır. Davacılar, bir kısım davalıların mirasbırakanlarına ait taşınmazın miras paylarının kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devredildiğini iddia etmiştir. Davalılar ise babalarının yurtdışında çalıştığı dönemde kendilerine para gönderdiğini, bu paraların karşılığı olarak taşınmazın devredildiğini savunmuştur. Mahkeme, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, müspet faktörler göz önüne alındığında temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı kanaatine varılmış ve karar bozulmuştur. Kararın gerekçesi şöyle açıklanmıştır: Muvazaa iddialarında mirasbırakanın kastı açık bir şekilde saptanmalıdır. Muvazaanın varlığı kesin şekilde delillendirilmelidir. Davacılar, iddialarını ispat edecek deliller ortaya koymamış ve tanıklar da muvazaanın varlığı konusunda kesin beyanda bulunmamıştır. Temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı kanaatine varılmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26
1. Hukuk Dairesi         2018/1175 E.  ,  2019/1043 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasındaki görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda , yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen kararın bir kısım davalılar tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
    Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ın 14 parsel sayılı taşınmazını, oğlu olan davalıların mirasbırakanı ...’a satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, mirasbırakanları ...’ın yurtdışında çalıştığı dönemde babasına yüklü miktarda paralar gönderdiğini, bu paraların karşılığı olarak taşınmazın devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın bir kısım davalılar tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1912 doğumlu mirasbırakan ...’ın 28.10.2004 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak dava dışı çocukları ... ile, davacı kızları ... ve 01.05.2006 tarihinde ölen oğlu ...’ın mirasçıları olan davalılar ..., ... ve ...’nın kaldığı, mirasbırakan ...’ın 770 ada 1 parsel sayılı, 4.000,00 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazdaki 170/5000 payını, 31.10.1985 tarihinde oğlu olan davalıların mirasbırakanı ...’a satış suretiyle devrettiği, dava konusu taşınmazda yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 14 nolu parselin 110/169 payının ..., 59/169 payının ... Belediyesi adına tescil edildiği, ...’ın 25.02.1999 tarihinde ... Belediyesi adına tescil edilen payı da satın aldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda HMK 190. madde ve TMK 6. madde gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olayda, yukarıda değinilen olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, davacıların iddialarını ispat edecek deliller ortaya koymadıkları, dinlenen davacı tanıklarının muvazaanın varlığı konusunda kesin beyanda bulunmadıkları, satış bedelinin ... tarafından ödendiğine yönelik davalıların savunmasının dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile doğrulandığı, salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, devir tarihi de gözetildiğinde temlikin mal kaçırma amaçlı yapılmadığı kanaatine varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... Anadolu 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi