17. Hukuk Dairesi 2021/3654 E. , 2021/3272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın müvekkili ...’ın sevk ve idaresindeki araç ile karıştığı trafik kazası neticesinde yaralandığını belirterek, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun kabulü ile 100.000,00 TL manevi tazminatın 05.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın kısmen kabulü ile hakem heyetinin kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına; başvurunun kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın 28.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem heyeti kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile
birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56. maddesindeki (818 sayılı BK"nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalı vekili tarafından Uyuşmazlık Hakem kararına karşı itiraz dilekçesindeki itirazlarında faiz başlangıç tarihi ve faiz türüne ilişkin itirazlarının olmamasına rağmen buna ilişkin olarak İtiraz Hakem Heyetince yeniden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; aşağıda dökümü yazılı 54,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.