10. Hukuk Dairesi 2019/4470 E. , 2021/2491 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
...
Dava, yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, Mahkemece verilen 04.02.2015 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile “…..yurtiçinde 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında 15 gün sigortalılığı bulunan ve 3201 sayılı Kanun kapsamında Hollanda ülkesindeki 3600 gün hizmetini borçlanan davacı, 04.11.2013 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini ve aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiş, Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki 23.12.2015 tarihli T/H 205 formunda Hollanda sigorta mercii davacının ... kapsamında mecburi sigortalılığının 23.12.2015 tarihine kadar devam ettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, Hollanda sigorta merciince düzenlenen 23.12.2015 tarihli T/H 205 belgesi gözetilerek, yukarıda yapılan açıklamalar ışığından davacının kesin dönüş şartını yerine getirip getirmediği araştırılıp, irdelenmesi” gereğine işaret edilerek araştırma ve inceleme yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, bozma sonrasında geri çevirme kararımız sonrası dosya arasında mevcut olan ve işin esasını gidermek için yetersiz olduğu kabul edilen belgeler esas alınarak karar verilmiş ise de, bozma kararımızdaki gibi inceleme yapmak ve davacının kesin dönüş şartını yerine getirip getirmediği araştırılıp, yeniden bir karar verilmesi gerekir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 02.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.