23. Hukuk Dairesi 2015/10025 E. , 2018/3154 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki ambulans uçak kiralama hizmet alımı sözleşmesinin yürürlükte olduğunun tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar ...vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, Davacı ile davalı şirketler arasında 10.12.2009 tarihinde...adında iş ortaklığı kurulduğunu; .......... Genel Müdürlüğü’nce 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu uyarınca 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında 5 yıl süre ile iki uçak ile ambulans hizmeti yaptırılması için düzenlenen açık ihaleye katılmak için kurulmuş olan bir ortaklık olduğunu; taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca, iş ortaklığını idareyle ilgili her türlü işlemlerde diğer ortaklar adına ilzam ve temsil etmeye pilot ortak Heliportugal"ın yetkili kılındığını; gerekli tüm evrakın pilot ortak .... toplandığını, ancak sözleşme hükmünün aksine Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü"nün olağan yasal denetimi sırasında ....gereği tutulan evrakın ve diğer bir kısım personelin .... evrakının davacı şirkete verilmemesi sebebiyle sunulamadığından bahisle hava taksi işletme ruhsatının iptal edildiğini, ..."nın ise davacının muvafakati olmaksızın yürürlükteki sözleşmenin bir başka yükleniciye/iş ortaklığına devrine izin verdiği, ortak girişimdeki bir ortağın ortaklıktan çıkarılmasına dair hüküm bulunmadığını; sözleşmede sadece iş ortaklığının tasfiyesinin söz konusu olduğunu; bu sebeple, ....rasında 10.12.2009 tarihinde imzalanan "Ambulans Uçak Kiralama Hizmet Alımı Sözleşmesi"nin yürürlükte olduğunun tespitine, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise adi ortaklığı temsile yetkili kılınan pilot ortak .... İle idare arasında yapılan sözleşmenin devrine ilişkin işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalılar vekili ayrı ayrı sözleşme devrinin hukuka uygun olduğundan bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı idare ile.... ortak girişimi arasında 29.09.2009 tarihli 1800 gün süreyle birer adet turbojet ve bir adet turboprop çok motorlu ambulans uçak kiralanmasına ilişkin sözleşme imzalandığı; ....denetimler sırasında eksiklikler saptandığı ve eksikliklerin giderilmemesi üzerine uçuşların yasaklandığı; davacıya, 06.09.2010 tarihli 10746 yevmiye numaralı ihtarname yollanarak, 10.12.2009 tarihli ortaklık sözleşmesinin haklı sebeplerle tek taraflı olarak feshedildiğinin ihtar olunduğu; davalılar .... ile yeni bir ortaklık kurdukları ve ... ile imzalanan sözleşmeyi yeni kurdukları iş ortaklığına
.../...
2
devrettikleri; taraflar arasındaki sözleşme 7.10’da; 7.7 ve 7.8 maddelerde “çıkartılma” sebebi olarak sayılan hususların oluşması hâlinde “ortaklıktan çıkartılma” müeyyidesi yerine “yeni ortak alma” keyfiyeti “operatör” hak ve yetkilerinin kaldırılması şeklinde düzenlenerek idare ile yapılan hizmet alım sözleşmesinin süresinin sonuna kadar ortaklığın devam edeceğinin amaçlandığı; ayrıca ortakların sözleşme sona ermesine kadar ortaklıktan ayrılmama mecburiyetinin söz konusu olduğunu; ortaklık beyannamesinde yer alan “ortaklıktan ayrılma yasağı” engeline rağmen Bakanlıkça 07.09.2010 tarihinde “Olur” verilmiş olmasından dolayı tesis edilen sözleşme devir işleminin sadece pilot ve özel ortak davalılar yönünden geçerli olduğu; ancak, davacı yönünden hukuken geçerli olamayacağı gerekçesiyle davacı ile davalılar arasında imzalanmış olan 10.12.2009 tarihli iş ortaklığı sözleşmesinin, tek yanlı fesih bildirimi ile feshedilmiş sayılamayacağı; ...’nın operatör ortağın değiştirilmesinde herhangi bir kusurunun ve muvazaalı işlem yaptığına dair iddianın sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın davalılar.... yönünden kabulü ile ... yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar ....Sanayi vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar Helipertugal S&A ve Duygu Savunma Sanayi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
..3..
MUHALEFET ŞERHİ
Dava HBD İş Ortaklığı ile ... Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü arasında 10.12.2009 tarihinde imzalanan "Ambulans Uçak Kiralama Hizmet Alımı Sözleşmesi"nin yürürlükte olduğunun tespitine ilişkin olup mahkemece ortaklık açısından tespit, kamu idaresi açısından ret kararı verilmiş, kamu idaresi temyiz müracaatında bulunmamış, diğer davalılar hükmü temyiz etmişlerdir.
HMK"nin 106 maddesinde düzenlenen tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır ve eda davasının öncüsü durumundadır. Henüz koşulları tamam olmadığı için açılamayan eda davası için ilerideki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulması bakımından, kesin delil olarak kullanılmak üzere tespit davası güncel bir yarar var ise açılabilir. Tespit davasının konusu maddi vakıalar değil, yalnız hukuki ilişkiler olabilir ve hukuki ilişkinin var olup olmadığının hemen tespitinde davacının güncel bir yararı bulunmalıdır. Hukuki yararın varlığı, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, kendiliğinden göz önünde tutulur. Dava, hakkın ihlali nedeniyle mahkemeden hukuki korunma istemidir. Dava hakkı da, hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacı, ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakkını elde edebilmek için mahkeme kararına muhtaç bulunmalıdır. Bu bağlamda, hukuki korunmada (davada), zorunluluk olmalıdır. Tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmasında hukuki yararı yoktur. İdeal veya geleceğe dönük bir yarar yeterli değildir. Kural olarak, eda davalarında hukuki yararın varlığı asıldır ve ayrıca bu yönde bir ispat yükümlülüğü yoktur. Eda davası ile aynı zamanda davanın dayandığı hakkın veya hukuki ilişkinin var olduğunun tespiti de hüküm altına alınır ve buna bağlı olarak eda emrini kapsar. O halde eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz. Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, hemen tespit edilmesinde davacının korumaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bu da, üç şartın birlikte varlığına bağlıdır.
a) Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı
b) Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı,
c) Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulmayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Somut olayda davacı şirketin 10.12.2009 tarihli sözleşmeye dayalı eda davası açmasında engel bir hal bulunmadığı gibi mahkemece verilen tespit hükmü etkisiz hüküm mesabesindedir. Zira bu tespit hükmünün tarafların yargı organından beklediği hükmün etkisini doğurması söz konusu değildir. Davacının HMK"un 106/2 madde hükümde belirtilen korunmaya değer güncel bir yararının bulunmadığı gözetilerek, davanın HMK"un 114/1-h ve 115/2 madde hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan incelenerek kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Benzer konuda Yargıtay HGK"nun 01.02.2012 gün 642-38, 29.12.2013 436-1748 sayılı emsal kararları ve Dairemizin 08.02.2018 gün 654-326 sayılı kararı da aynı konuyu açıklamaktadır.
Belirttiğimiz sebeplerle hükmün bozulması görüşünde olduğumuzdan aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.