23. Hukuk Dairesi 2016/56 E. , 2018/3152 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabule yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete yemek hizmeti verdiğini, ancak hizmet bedelinin ödenmediğinden bahisle ..... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2012/1765 sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptali ile alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmada davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf 28.10.2011 tarihli 3745 numaralı 15.555,43 TL tutarlı kapalı faturaya dayanarak takip ve dava açtığı, bu fatura davalı defterlerine işlenmemiş olmakla birlikte davalı tarafın fatura konusu hizmetin alındığını kabul ettiği, fatura bedelinin ödendiğini ispat yükümlülüğünün davalı tarafta olduğu, ancak davalı tarafın ödeme konusunda belge sunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takipten önce davalının temerrüte düşürüldüğü ispatlanmadığından işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Kapalı fatura ile ilgili kanuni düzenleme olmamakla birlikte, açık-kapalı fatura terimi ticari hayatla kullanılmaktadır. ..... Ticaret Odasının 21.12.1948 tarih ve 6 No"lu "teamül kararı" ile açık fatura-kapalı fatura uygulaması, bir örf ve adet hukuk kuralı haline gelmiştir. Bu teamülden sonra yürürlüğe giren 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu"ııun 5. maddesi hükmü Odalara "Bölgeleri içindeki ticari teamülleri tespit edip, örf ve adet haline getirmek" görevi verilmiştir. Bir faturanın açık fatura veya kapalı fatura olarak kabulü özellikle ödemenin yapılmış olduğuna karine teşkil etmesi açısından önem taşımaktadır.
Açık fatura; mal veya hizmet tesliminde müşterinin, mal veya hizmet bedelini faturanın düzenlendiği anda ödemeyip, sonradan ödeyecek olması durumunda düzenlenen faturadır.Açık fatura düzenlenirken satıcı kaşe ve imzayı faturanın üst kısmına basar. Kapalı fatura ise, mal veya hizmet tesliminde müşterinin, mal veya hizmet bedelini, faturanın düzenlendiği anda ödemesi durumunda düzenlenen faturadır. Kapalı fatura düzenlenirken satıcı kaşe ve imzayı faturanın alt kısmına basar.Açık ve kapalı faturanın tespitinde "fatura asılları" üzerinde inceleme yapılmalıdır. (19.1ID.01/11/2017.T.2016/10175;7524)
Fatura tanziminde, ödeme durumuma göre faturanın açık veya kapalı şekilde düzenlendiği hususuna dikkat edilmesi gerekir, ödeme yapılmadığı halde, kapalı fatura düzenlenmesi durumunda ilgiliden alacağı talep etme durumu hukuki anlamda riske girer. Nitekim, Yargıtay ..... .../...
S.2.
T. 2016/13834:81:1 l.HD.l 1.09.1997.T.5184/5705 ve 19.HD.18.01.2001.T. E.2000/6236; 300) gibi bir çok kararında kapalı faturanın "borcun ödendiğine karine teşkil edeceğini, istikrarlı şekilde vurgulanarak ticari teamülü benimsemiştir.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin banka, benzeri fınans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle belgelenmesine dair ..... çeşitli tarihlerde yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinin, hukuk yargılama usulünde "kapalı fatura" ile ispatı bertaraf ettiği söylenemez. Zira bu idari düzenleme vergi hukuku ile ilgilidir. Yargılama hukukun da ispat kurallarını değiştirmesi söz konusu olamaz. Nitekim Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 2013/2176 esas, 2013/12170 karar sayılı kararında, kapalı faturanın 19.440 TL lik borcun ödendiğine karine teşkil edeceğini. Vergi Usul Tebliğinin somut olayda uygulanamayacağını, karinenin aksini iddia edenin ispatlaması gerektiğini" belirtmiştir. Aksinin kabulü halinde imzası inkar edilmeyen "ödeme makbuzu" sunulması halinde dahi "borç bankadan ödenmedi" diye ödeme makbuzunun, ödeme belgesi olarak kabul edilmemesi sonucuna varılır ki böyle bir sonuç ispat hukuku açısından kabul edilebilir bir durum değildir.
Bu nedenle, somut olayda davalı, davacıdan hizmet satın aldığını ve hizmet bedelini ödediğini beyanla ödeme belgesi olarak da davacının düzenlediği 28.10.2011 tarihli kapalı faturaya dayanmıştır. Dosya içinde bulunan bilirkişi raporuna istinaden davalının dayandığı faturanın kapalı fatura olduğu tespit edildiğine göre, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, bu faturanın hizmet bedelinin faturanın düzenlendiği sırada ya da öncesinde ödendiği karine olarak kabul edilerek, bu karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerekir. Yerel mahkemenin aksine düşünce ile, kapalı faturaya rağmen ..... Genel Tebliğinece ödemenin banka veya fınans kurumları aracılığı ile yapılmadığından kapalı fatura için izah edilen karinenin geçerli olmayacağını belirten bilirkişi raporu benimsenerek, ispat yükünü ters çevirmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmeyerek, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.