15. Ceza Dairesi 2018/6420 E. , 2020/2959 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1 maddesi uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümden önce 05/08/2017 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin onbeş gün olarak değiştirildiği; ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK"nın 305 ilâ 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden, hüküm fıkrasında kanun yoluna başvuru süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması karşısında; sanığın 7 günlük yasal süresi geçtikten sonra yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü; ayrıca sanığa atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ile müştekinin asker arkadaşı oldukları, olay tarihinde sanığın müştekiyi arayarak “... ilçesinde bir küp altın bulduklarını, bu altınların satışında kendilerine yardımcı olup olamayacağını" sorduğu, müştekinin bu durumu dayısı olan katılana bahsettiği, bunun üzerine sanığı arayarak numune altın getirmesini istedikleri, sanığın ..."a gidebilecek durumda olmadığını beyan etmesi üzerine müşteki ve katılanın ... ili ... ilçesi ... Köyüne giderek burada sanık ve kimliği tespit edilemeyen bu nedenle haklarında tefrik kararı verilen meçhul şahıslarla buluştukları, müştekinin sanıktan bir adet numune altın aldığı, sonrasında ..."a dönerek tanıdık kuyumcudan numune altının gerçek olup olmadığı sordukları, kuyumcunun "yasa dışı bir durum olmadığını, altının Osmanlı parası olduğunu, bu altınları bütün kuyumculara satabileceklerini" söylemesi üzerine müşteki ve katılanın yine aynı yerde buluştukları, burada ismini ... olarak tanıtan şahısla konuştukları, bu şahsın da altınların ... isminde bir şahısta olduğunu söylediği, bunun üzerine söz konusu şahsa 10.000.TL verdikleri, söz konusu şahsın bu parayla 100 adet altın alınabileceğini, şüphe çekmemek için uzaklaşmaları ve kendilerini arayacaklarını söyleyerek müşteki ve katılanı...ilçesine doğru gönderdiği, daha sonrada uzun bir süre oyaladığı, bir daha da ulaşılamadığı, bu surette sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda,
Sanığın suçtan kurtulmaya yönelik soyut savunmaları, katılan ve müşteki beyanları, fotoğraf teşhis tutanakları, HTS kayıtları ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın hileli davranışlarıyla katılanı ve müştekiyi dolandırdığı ve menfaat sağlamak suretiyle atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmemiş ise de; maddede öngörülen hak yoksunluğu hükümlerinin güvenlik tedbiri niteliğinde olup hapis cezasının kanuni sonucu olduğundan infaz aşamasında bu hususun nazara alınması mümkün olup; ayrıca 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde hapis cezası yanında adli para cezası da öngörüldüğü halde, sanık hakkında hapis cezası yanında ayrıca adli para cezasına hükmedilmeyerek eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın suçun sübutuna, eksik incelemeye ve lehe hükümlerin uygulanmamasına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.