
Esas No: 2015/10166
Karar No: 2018/2046
Karar Tarihi: 20.03.2018
Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10166 Esas 2018/2046 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuştur.
Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklar ... ve ... haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a)Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 gün 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek
haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eyleminin zincirleme olarak işlenmesi halinde TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; sanık ... hakkında Yatağan Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2013 gün ve 2007/270 Esas, 2013/166 Karar sayılı ilamıyla sanığın tefecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, temyiz edilmesi üzerine dosyanın Dairemizin 2015/6327 Esasına kaydedildiği, suç tarihinin 2007 ve öncesi, iddianame tarihinin 03/08/2007 olduğu, işbu kamu davasında ise suç tarihinin 2007 ve öncesi, iddianame tarihinin 05/08/2007 olduğunun anlaşılması karşısında; suç ve iddianame tarihlerine göre sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında değişik tarihlerde birden fazla mağdura kazanç karşılığı ödünç para verdiği, eylemlerin bütün halinde zincirleme tefecilik suçunu oluşturduğu ve mükerrer mahkumiyete neden olunmaması için davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Sanık ...’ın sadece müşteki ...’a kazanç elde etme amacıyla ödünç para verdiği anlaşılmakla zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden hakkında TCK"nın 43. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
Kabule göre;
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanık ... müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.