Esas No: 2020/1817
Karar No: 2021/1692
Karar Tarihi: 07.10.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1817 Esas 2021/1692 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1817
Karar No : 2021/1692
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) ...Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2-(DAVALI) ...Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri V. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunun 10/12/2019 tarih ve E:2015/2692, K:2019/4182 sayılı kararının dava konusu düzenlemenin iptali ile davanın reddine yönelik kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 02/05/2013 tarih ve 28635 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 1, 42, 55, 61 ve 63. maddelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunun 10/12/2019 tarih ve E:2015/2692, K:2019/4182 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin süre itirazı yerinde görülmemiş,
04/07/2011 tarih ve mükerrer 27984 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye 17/08/2011 tarih ve 28028 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle eklenen 13/A maddesi ile 33. maddesinden bahsedilerek,
Dava konusu Yönetmeliğin; sınırları kesin olarak belirlenmiş olan tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde yer alan; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması, ön izin verilmesi, kullanma izni verilmesi, ecrimisil, tahsis, işletme hakkı verilmesi, işletilmesi, işlettirilmesi ve tahliye işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarıldığı;
Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 55. maddeleri yönünden:
Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 55. maddelerinde 23/06/2018 tarih ve 30457 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları İle Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'le değişiklik yapıldığı anlaşıldığından bu maddelerin iptali istemi hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığı;
Yönetmeliğin 42. maddesi yönünden:
Dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesinde, Yönetmelik'te geçen Kanunun, 08/09/1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nu ifade edeceği kuralına yer verildiği;
Dava tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle Yönetmeliğin "İhale usullerine tabi olmayan işler" başlıklı 42. maddesinde, idarece, maddede belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni, işletme hakkı verilebileceğinin düzenlendiği;
Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle ilgili tasarrufta bulunma yetkisinin 644 sayılı KHK ile davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verildiği; 644 sayılı KHK'de söz konusu yerlere ilişkin her türlü tasarrufta bulunmak, işletmek, işlettirmek ve kullanım izinlerini vermek şeklinde sayılan yetkinin hangi usul ve esaslara göre kullanılacağına ilişkin düzenleme öngörülmediği; konunun düzenlendiği dava konusu Yönetmelik'te söz konusu taşınmazlarla ilgili olarak Bakanlığın sahip olduğu yetkinin ihale yoluyla kullanılacağı temel prensip olarak belirlenmekle birlikte, Yönetmeliğin 42. maddesiyle, bazı durumlarda ihale usulü işletilmeksizin doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni veya işletme hakkı verilebileceğinin kurala bağlandığı;
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olmamakla birlikte, uygulanacak kanun olarak atıfta bulunulan ve Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlarla, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin işletilmesi, işlettirilmesi ve diğer yollarla ekonomiye kazandırılmasına ilişkin temel kanun olan 2886 sayılı Kanun'da da sahip olunan tasarruf yetkisinin ihale yoluyla kullanılmasının benimsendiği;
2886 sayılı Kanun'un "İhale usullerine tâbi olmayan işler" başlıklı Üçüncü Kısmında yer alan 71 ilâ 82. maddeleri arasında yer alan bazı düzenlemelerle ihalesiz olarak bazı işlerin gördürülebileceği belirtilmiş olup, anılan düzenlemelerin çoğunlukla idarelerin ihtiyaçlarına yönelik alımlarla ilgili olduğu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulanma kabiliyetini de yitirdiği, dolayısıyla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin ihale yapılmaksızın kiralanmasına, bu yerlerle ilgili kullanma izni veya işletme hakkı verilmesine imkân tanıyan bir düzenlemenin bulunmadığı;
Bu itibarla, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde bulunan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve anılan taşınmazlarla ilgili olarak kullanma izni veya işletme hakkı verilmesinin, 2886 sayılı Kanun ve uyuşmazlığa konu Yönetmelik'te genel usul olarak benimsenen ihale usulüne tabi olduğu, dolayısıyla 42. maddede yer alan kurum ve kuruluşlara ihale yapılmaksızın taşınmaz kiralanması, kullanma izni veya işletme hakkı verilmesinde üst hukuk normlarına uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı;
Yönetmeliğin 61. maddesi yönünden:
Dava konusu Yönetmeliğin "Kullanma izni verilmesi" başlıklı 61. maddesinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde, ilgili mevzuatı uyarınca yapılması mümkün olan yapı ve tesislerin yapılması amacıyla, en fazla otuz yıla kadar kullanma izni verilebileceği, kullanma izni verilmesinde kanunlardaki ve diğer ilgili mevzuattaki özel hükümlerin saklı olduğu belirtilerek kullanma izni verilen alanla ilgili usuller ve ödeme şekilleri konusunda düzenleme yapıldığı ve otuz yıla kadar kullanma izni verilebilmesi konusunda idarelere takdir yetkisi tanındığı;
Yönetmeliğin dayanağı olmamakla birlikte 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu'nda da 49 ve 99 yıllık sürelerle intifa hakkı tesisine imkân tanındığı; anılan Kanun'un "Gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerine verilecek izinler" başlıklı 8. maddesinde, turizm bölge, alan ve merkezleri dışında kalan milli parklar ve tabiat parklarında kamu yararı olmak şartıyla ve plan dâhilinde, turistik amaçlı bina ve tesisler yapmak üzere gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri lehine Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Orman ve Su İşleri Bakanlığınca izin verilebileceği, bu izin üzerine gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri lehine tesis edilecek intifa hakkı süresinin 49 yılı geçemeyeceği, süre sonunda bütün tesislerin eksiksiz olarak Hazineye devredileceği, ancak, işletmesinin başarılı olduğu Kültür ve Turizm Bakanlığınca belgelenen hak sahiplerinin intifa hakkının, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca tesisin rayiç değeri üzerinden belirlenecek bedelle 99 seneye kadar uzatılabileceğinin belirtildiği;
Bu itibarla, davalı Bakanlık tarafından 644 sayılı KHK ile kendisine tanınan görev ve yetki sınırları içerisinde yapıldığı anlaşılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;
Yönetmeliğin 63. maddesi yönünden:
Dava konusu Yönetmeliğin "Kullanma izni ihale usulü" başlıklı 63. maddesinde, verilecek olan kullanma izinlerinin 2886 sayılı Kanun'un 51/1-(g) maddesi uyarınca pazarlık usulü ile yapılacağının düzenlendiği;
2886 sayılı Kanun'un "Pazarlık usulüyle yapılacak işler" başlıklı 51. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde, kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisine ilişkin ihalelerin pazarlık usulüyle yapılabileceğinin kurala bağlandığı;
Uyuşmazlığa konu Yönetmeliğin, sınırları kesin olarak belirlenmiş olan tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde yer alan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri kapsadığı; Yönetmeliğe göre verilecek kullanma izninin, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde ilgili mevzuat uyarınca yapılması mümkün olan yapı ve tesislerin yapılması ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerin kullandırılması veya işlettirilmesi için idarece kişiler lehine verilen izni ifade ettiği; 2886 sayılı Kanun'un 51. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin işlerin ihalelerinin pazarlık usulüyle yapılabileceğinin belirtildiği; dava konusu 63. maddenin de davalı Bakanlık tarafından 644 sayılı KHK ile kendisine tanınan görev ve yetki sınırları içerisinde 2886 sayılı Kanun'a uygun olarak düzenlendiği anlaşıldığından maddede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 55. maddeleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 42. maddesinin iptaline, 61. ve 63. maddeleri yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Yönetmeliğin 61. maddesi ile 30 yıla kadar kullanma izni verilmesinin koruma altındaki alanların devir yasağı ve kullanma koşullarına aykırı olduğu, bu kadar uzun sürenin 2863 sayılı Kanun'un 14. maddesindeki kullanma değil, 13. maddesi kapsamında devir olacağı ve Kanun'da öngörülen devir yasağının Yönetmelikle by-pass edilmek suretiyle ihlâl edilmiş olacağı; 2886 sayılı Kanun'un 51. maddesinde nerelerde pazarlık usulü ile ihale yapılacağının sayıldığı, hangi işlemlerin pazarlık usulüne tabi olduğunun düzenlenmediği, buna rağmen Yönetmeliğin 63. maddesiyle kullanma izni verilmesinin pazarlık usulüyle sınırlandırılmasının yasal dayanağının bulunmadığı belirtilerek, Müşterek Kurul kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, 300 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliği'nde özel çevre koruma bölgelerindeki Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması, işletilmesi veya işlettirilmesine ilişkin işlemlerin, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca yürütüleceğinin hüküm altına alındığı ancak bu işlemlerin 2886 sayılı Kanun uyarınca ihale ile gerçekleştirileceğine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği; öte yandan Yönetmeliğin 42. maddesinde, 23/06/2018 tarih ve 30457 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelik ile yapılan değişikliğin de dikkate alınmadığı belirtilerek, Müşterek Kurul kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Yönetmeliğin iptali istenen 63. maddesinde, kullanma izni verilmesi ihalesinin, 2886 sayılı Kanun’un 51. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca pazarlık usulü ile yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bu taşınmazlar aynı zamanda tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde de olduğu için özel nitelikteki 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkında Kanun kapsamında da olduğu, bu bağlamda davalı idarenin 644 ve 648 sayılı KHK'lara dayalı olarak tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerindeki bu alanlarda, 2863 sayılı Kanunu da dikkate almak suretiyle kendisine tanınan görev ve yetkilerle sınırlı olarak yönetmelik çıkarabileceği açıktır.
2886 sayılı Kanun’un pazarlık usulünü düzenleyen 51. maddesine baktığımızda, hangi işlerin pazarlık usulü ile yapılabileceği kurala bağlanmış, (g) bendinde, kullanışlarının özelliği, idarelere yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık teklif yöntemleriyle ihalesi uygun görülmeyen, Devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin de kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi sayılmıştır.
2886 sayılı Kanun'da hangi durumlarda pazarlık usulü ile ihale yapılacağı sayılmış ancak hangi işlemlerin doğrudan pazarlık usulüne tabi olduğu düzenlenmemiş olup, Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları ile Özel Çevre Koruma Bölgelerindeki yerlerin işletilmesi, işlettirilmesi ve diğer yollarla ekonomiye kazandırılması amacıyla kullanma izni verilmesine ilişkin ihalelerin, 2886 sayılı Kanun'un 51/1-g maddesine göre yapılacak pazarlık usulü ile sınırlandırılmasının; korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin ilke ve uygulamalar ile gerçek ve tüzel kişilerin görev ve sorumluluklarının belirlendiği 2863 sayılı Kanun'un amacını ihlâl edeceği gibi Anayasa’nın tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını düzenleyen 63. maddesine de aykırılık oluşturacağı değerlendirildiğinden, temyize konu kararın dava konusu Yönetmeliğin 63. maddesi yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın iptale ve davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen dava konusu düzenlemenin iptaline, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Onüçüncü ve Altıncı Daireleri Müşterek Kurulunun 10/12/2019 tarih ve E:2015/2692, K:2019/4182 sayılı kararının temyize konu iptale ve davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 07/10/2021 tarihinde davacının temyiz istemi yönünden oybirliği, davalı idarenin temyiz istemi yönünden oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dava konusu Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları İle Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde, bu Yönetmelik'te geçen "kanun" kelimesinin 08/09/1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nu ifade ettiği belirtilmiş; dava tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle Yönetmeliğin "İhale usullerine tabi olmayan işler" 42. maddesinde, "İdarece, aşağıda gösterilen kişi, kurum ve kuruluşlara doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni, işletme hakkı verilebilir:
a) Genel, özel bütçeli idareler ve Belediyeler, bunlara bağlı döner sermayeler ve sermayesinin yarısından fazlası bunlara ait olan ortaklıklar ve özel bütçeli idarelerin kurdukları birlikler,
b) Kamu iktisadi kuruluşları ve iktisadi devlet teşekkülleri ile sermayesinin yarısından fazlası bu kuruluşlara ait olan ortaklık veya müesseseler,
c) Özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar,
ç) Kamu yararına faaliyet gösteren vakıf ve dernekler,
d) Diğer kamu tüzel kişileri,
e) Uluslararası anlaşmalar uyarınca yapılacak işler." kuralı yer almıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 71 ilâ 82. maddelerinin yer aldığı "İhale Usullerine Tabi Olmayan İşler" başlıklı Üçüncü Kısmında ise anılan maddelerde yer alan bazı düzenlemelerle ihalesiz olarak bazı işlerin gördürülebileceği belirtilmiş olup, 2886 sayılı Kanun'da belirtilen işlerin ihalesiz olarak gördürülmesi mümkün kılınmıştır.
Bu durumda, idarelerce tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinde yer alan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin olarak ihaleye çıkılmaksızın maddede belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni, işletme hakkı verilebileceği yönündeki dava konusu Yönetmelik'in 42. maddesiyle, davalı Bakanlık tarafından 644 sayılı KHK ile kendisine verilen görev ve yetki sınırları içerisinde ve Yönetmelik'in dayanağı kanun olmamakla birlikte uygulanacak kanun olarak atıfta bulunulan 2886 sayılı Kanun'a uygun düzenleme yapıldığı anlaşıldığından Yönetmelik'in 42. maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın dava konusu Yönetmeliğin 42. maddesi yönünden bozulması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyorum.
KARŞI OY
XX-Dava konusu Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları İle Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde, bu Yönetmelik'te geçen "kanun" kelimesinin 08/09/1983 tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nu ifade ettiği belirtilmiş; dava tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle Yönetmeliğin "İhale usullerine tabi olmayan işler" 42. maddesinde, "İdarece, aşağıda gösterilen kişi, kurum ve kuruluşlara doğrudan doğruya kiralama, kullanma izni, işletme hakkı verilebilir:
a) Genel, özel bütçeli idareler ve Belediyeler, bunlara bağlı döner sermayeler ve sermayesinin yarısından fazlası bunlara ait olan ortaklıklar ve özel bütçeli idarelerin kurdukları birlikler,
b) Kamu iktisadi kuruluşları ve iktisadi devlet teşekkülleri ile sermayesinin yarısından fazlası bu kuruluşlara ait olan ortaklık veya müesseseler,
c) Özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar,
ç) Kamu yararına faaliyet gösteren vakıf ve dernekler,
d) Diğer kamu tüzel kişileri,
e) Uluslararası anlaşmalar uyarınca yapılacak işler." kuralı yer almıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 71 ilâ 82. maddelerinin yer aldığı "İhale Usullerine Tabi Olmayan İşler" başlıklı Üçüncü Kısmında ise anılan maddelerde yer alan bazı düzenlemelerle ihalesiz olarak bazı işlerin gördürülebileceği belirtilmiş olup, 2886 sayılı Kanun'da belirtilen işlerin ihalesiz olarak gördürülmesi mümkün kılınmıştır.
Bu düzenlemelere bakıldığında, "Tarihi ve bedii değeri olan taşınmaz malların kiraya verilmesi" başlıklı 73. maddesinde; "Tarihi ve bedii değeri olan taşınmaz mallar Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü alınarak, Maliye Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikte tespit olunacak esas ve şartlara göre, Maliye Bakanlığınca kiraya verilebilir." düzenlemesi, "Uluslararası antlaşmalar uyarınca yapılacak işler" başlıklı 82. maddesinde ise; "Uluslararası antlaşmalar uyarınca Türkiye'de yapılacak ve karşılıkları yabancı Devlet veya Uluslararası kuruluşlarca sağlanacak işler, özel kanun, kararname ve antlaşmalar hükümlerine göre yürütülür." hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 10/07/2018 tarih ve 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı teşkilatı düzenlenmiş ve 217 ilâ 253. maddelerinde Hazine ve Maliye Bakanlığı teşkilatına yer verilmiş, ancak 219. maddede sayılan Hazine ve Maliye Bakanlığı hizmet birimleri arasında Milli Emlak Genel Müdürlüğüne yer verilmemiştir. Milli Emlak Genel Müdürlüğü, aynı Kararname'nin 97 ilâ 126. maddelerinde yer verilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hizmet birimleri arasında sayılmış ve 101. maddede Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri düzenlenmiştir.
15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin "Atıflar" başlıklı 798. maddesi 1/b fıkrasında da "Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleriyle ilgili olarak Maliye Bakanlığına veya birimlerine yapılmış olan atıflar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına veya birimlerine, Maliye Bakanına veya Maliye Bakanlığı görevlilerine yapılmış olan atıflar Çevre ve Şehircilik Bakanına veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlilerine yapılmış sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, davalı Bakanlığın 644 sayılı KHK ve kamu taşınmazlarıyla ilgili esas alınması gereken 2886 sayılı Kanun'un kendisine tanıdığı görev ve yetkilerle ilgili olarak yönetmelik çıkarma yetkisi bulunduğu açık olup, 2886 sayılı Kanun'da tarihi ve bedii değeri olan taşınmaz malların kiraya verilmesi ile uluslararası antlaşmalar uyarınca yapılacak işlerin ihale usulüne tabi olmadığı açıkça düzenlendiğinden, dava konusu Yönetmeliğin 42. maddesi, bu kısımlar yönünden üst norma uygun olup maddenin tamamının iptal edilmesinde bu nedenle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın Yönetmeliğin 42. maddesinin iptaline ilişkin kısmının tarihi ve bedii değeri olan taşınmaz malların kiraya verilmesi ile uluslararası antlaşmalar uyarınca yapılacak işlere ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.