Esas No: 2019/4011
Karar No: 2021/3225
Karar Tarihi: 07.10.2021
Danıştay 13. Daire 2019/4011 Esas 2021/3225 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4011
Karar No : 2021/3225
DAVACI : … Organizasyon ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Kurumu
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU :
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiğinden bahisle davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararı ile 15/02/2009 tarih ve 27142 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik'in 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu işlemin gerekçesiz olduğu, artırım ve indirim nedenlerinin belirtilmediği, davacı şirkete 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiğinden bahisle para cezası verilmesine rağmen rakip firmalara herhangi bir ceza verilmediği, davacı şirketin acentesi olmadan önce, … Turizm, … ve … Motorlu firmalarıyla rakip firma konumunda olmadıkları, Edirne otogarında … Turizm ile imzaladıkları acentelik sözleşmesiyle faaliyette bulunmaya başladıkları, bu tarihten önce Edirne otogarında faaliyette bulunmadıkları, dolayısıyla acentelik sözleşmesi öncesinde … Turizm ile birbirlerine rakip olmadıkları, … Turizm'in davacı şirket dışında 4 firmanın daha F1 yetki belgesiyle acenteliğini yaptığı, Kırklareli pazarında, … ve … Motorlu firmalarıyla aralarındaki acentelik sözleşmesinden önce başka bir acente ile faaliyet gösterdikleri, birbirlerine rakip olmadıkları, Kırklareli pazarında hiçbir zaman yazıhane kiralama ya da alımı yapmadıkları, başka firmaların F1 yetki belgeleriyle acentelik sözleşmesi yaparak faaliyette bulundukları, biletlerin acenteler tarafından satıldığı, anılan firmalardan … nin davacı dışında 9, … Motorlu'nun ise 5 firmayla daha acentelik sözleşmesi bulunduğu, davacı şirketin acentelik sözleşmesini genel acentelik sözleşmesinden ayıran hiçbir somut bilgi ve belge bulunamadığı, cezaya dayanak protokolün uydurma olduğu, … firmasının hiçbir zaman "… " unvanını kullanmadığı ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Dava konusu Kurul kararıyla davacı şirketin 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiği usulüne uygun olarak saptanarak, hukuka uygun olan Yönetmelik hükümleri uyarınca dava konusu idari para cezasının verildiği, dava konusu para cezasının artırım içermeyip indirim içerdiği, indirimin sebebinin ise, toplam ciro içerisinde Trakya bölgesinin cirosunun düşüklüğü ile davacı şirketin Edirne - İstanbul hattında müstakil olarak sefer düzenlemeye çalışmış olmasına rağmen bunun engellenmesi olduğu, dava konusu Kurul kararında belirtilen tespitlerin ihlâlin varlığı için yeterli olduğu, davacı şirketin güçlü olduğu hatlarda yüksek fiyat, rekabet hâlindeki hatlarda ise düşük fiyat uygulayarak rakip firmaları kendi organizasyonu içine sokma gayretinde olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'UN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ...'IN DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında; Danıştay dava daireleri kararlarına karşı Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde; İdari Dava Daireleri Kurulu'nca idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların temyizen inceleneceği öngörülmüş olup 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması hâlinde ısrar olanağı tanınmamıştır.
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiğinden bahisle davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu'nun … günlü, … sayılı kararı ile 15/02/2009 günlü, 27142 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 09/02/2016 günlü, E:2011/1598, K:2016/211 sayılı kararıyla dava konusu Yönetmelik maddesi bakımından davanın reddine, idari para cezasının ise iptaline karar verildiği, bu kararın iptale ilişkin kısmının temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 11/04/2018 günlü, E2016/3235, K:2018/1656 sayılı kararıyla ''davacı şirketin ...ile yapmış olduğu acentelik sözleşmesinde; acenteye, bilet satış yetkisi dışında yolcu taşıma bilet ücretleri konusunda gerekli çalışmaları yapma ve fiyatı belirleme, taşıma işlemini gerçekleştirme ve … 'nun biletini taşımacı yetkisiyle satma yetkilerini veren, … muvafakatini almadan acentenin, … dışında başka bir firma ile sözleşme yapma yetkisini kısıtlayan sadece davacı şirketin acentesi sıfatıyla çalışmasını öngören, klasik acente ilişkisinden farklı ve söz konusu acentelik ilişkisini aşar nitelikte düzenlemelerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacı şirket ile … arasında imzalanan acentelik sözleşmesi klasik acente sözleşmesinden farklı olarak rekabeti kısıtlayıcı hükümler içerdiğinden 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle dava şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.'' gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu idari para cezası yönünden de davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Dairemizin 09/02/2016 tarih ve E:2011/1598, K:2016/211 sayılı kısmen dava konusu işlemin iptali, kısmen davanın reddi yolundaki kararının iptale ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 11/04/2018 tarih ve E:2016/3235, K:2018/1656 sayılı kararıyla bozulması ve davacının karar düzeltme isteminin de İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 16/09/2019 tarih ve E:2018/4747, K:2019/3720 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine, bozulan kısımla sınırlı olarak gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı şirketin Trakya’daki hatlarda otobüs ile yolcu taşımacılığı hizmetleri pazarına getirdiği sistemin, yerel ölçekteki otobüs firmaları ile isim kullandırma çerçevesinde yapılan işbirliklerini esas aldığı, söz konusu işbirliklerinin bazı özellikleri ile standart tip acentelik hizmetinden farklılık arz ettiği, bu çerçevede, yerel ölçekli firmaların … ile yaptıkları sözleşmeler vasıtasıyla … unvanını kullanma hakkını haiz olarak (… … , … gibi) … Organizasyon adına bilet satmaya başladıkları, davacı şirketin yönetim kurulu kararıyla yerel ölçekli firmalara kendi unvanını kullandırdığı, … Organizasyon’un acentelik sözleşmesindeki hükümlerin aynı teşebbüslere isim kullanma hakkı tanıyan yönetim kurulu kararları ile birlikte değerlendirildiğinde, … Organizasyon tarafından bu teşebbüsler ile gerçekleştirilen işbirliğinin Karayolu Taşıma Kanunu’nda belirtilen acentelik ilişkisinden daha ileri bir nitelik arz ettiği, yerinde incelemelerde ibraz edilen ve davacı şirket ile … Seyahat, … ve … Turizm arasında 15/01/2009 tarihinde imzalanarak uygulamaya konulması tasarlanan protokolde, bölgede faaliyet gösteren firmaların … biletlerini satan bütünleşik bir yapı oluşturmalarının öngörüldüğü, netice olarak, davacı şirketin, otobüs ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı hizmeti ve otobüs ile şehirlerarası seyahat bileti tanzimi hizmeti pazarlarında (İstanbul-Edirne, İstanbul-Kırklareli ve İstanbul-Tekirdağ) yaptığı anlaşmalar yoluyla 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik uyarınca 2009 mali yılı sonunda oluşan ve Kurul tarafından belirlenen yıllık gayrisafi gelirinin %0,6’sı oranında olmak üzere davacı şirkete 2.427.016,69-TL idarî para cezası verilmesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine anılan Kurul kararının ve 15/02/2019 tarihli, 27142 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hakim Durumun Kötüye Kullanılması Hâlinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelik"in 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dairemizin 09/02/2016 tarih ve E:2011/1598, K:2016/211 sayılı kararıyla davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararının iptaline, düzenleyici işlem yönünden ise davanın reddine karar verildiği, anılan kararın iptale ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyiz edildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 11/04/2018 tarih ve E:2016/3235, K:2018/1656 sayılı kararıyla;
"4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde, 'Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.
Bu hâller, özellikle şunlardır:
a. Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,
b. Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,
c. Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,
d. Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,
e. Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,
f. Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi,
Bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder.
Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir.' kuralı yer almaktadır.
Anılan Kanun'un 'İdarî Para Cezaları' başlıklı 16. maddesinin 3. fıkrasında, Kanun'un 4, 6 ve 7. maddeleriyle yasaklanan davranışlarda bulunanlara, ceza verilecek teşebbüs ile teşebbüs birlikleri veya bu birliklerin üyelerinin nihaî karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan veya bunun hesaplanması mümkün olmazsa nihaî karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde onuna kadar idarî para cezası verileceği belirtilmiştir.
4054 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile belirli bir mal ve hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri yasaklanmıştır. Bu itibarla, 4054 sayılı Kanun'un 16. maddesine dayalı olarak bir rekabet ihlâline idarî para cezası uygulanabilmesi için, Kanun'un 4. maddesinde belirtilen rekabete aykırı bir anlaşmanın yapılması ya da uyumlu eylemin gerçekleşmesi ve ayrıca bu hukuka aykırı davranışların varlığının ortaya konulması gerekmektedir.
Bahse konu Kanun'un 4. maddesinin gerekçesinde ise, maddenin amacı bakımından anlaşmanın, Medeni Hukuk'un geçerlilik koşullarına uymasa bile tarafların kendilerini bağlı hissettikleri her türlü uzlaşma ya da uyuşma anlamında kullanıldığı, anlaşmanın yazılı veya sözlü olmasının bir öneminin olmadığı belirtilmiştir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 3. maddesinde, 'taşımacı'; yetki belgesine sahip olan ve kendi nam ve hesabına taşımayı bir ücret karşılığı üstlenen gerçek veya tüzel kişi olarak, 'acente' ise; ticarî mümessil, ticarî vekil, satış memuru veya müstahdem gibi bağımlı bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak belirli bir yer veya bölge içinde daimî surette bir veya birden fazla taşımacıyı ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi ve onlar adına taşıma sözleşmesi yapmayı meslek edinen kişi olarak tanımlanmış, 'Taşıma yasağı' başlıklı 10. maddesinde, acentelik yetki belgesine sahip olanların taşımacı yetki belgesi almadan kendi nam ve hesaplarına taşıma yapamayacağı ve yaptıramayacağı düzenlenmiş; 'Ücret ve zaman tarifeleri' başlıklı 11. maddesinde ise, düzenli yolcu taşımaları ücret tarifelerinin, yetki belgesi sahiplerince geçerlilik süresi de belirtilmek suretiyle hazırlanıp ve Bakanlıkça onaylandıktan sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
11/06/2009 günlü, 27255 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliği'nin 6. maddesinde, tarifeli olarak şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, D1 yetki belgesinin, tarifesiz olarak yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara D2 yetki belgesinin, yurtiçi yolcu taşımacılığı alanında acentelik yapacaklara F1 yetki belgesinin, uluslararası ve yurtiçi yolcu taşımacılığı alanında acentelik yapacaklara ise F2 yetki belgesinin verileceği, 8. maddesinde, yetki belgesi sahiplerinin, almış oldukları yetki belgesinin kapsamı dışında faaliyette bulunamayacakları, F türü yetki belgesi sahiplerinin kendi nam ve hesaplarına taşıma yapamayacağı, yaptıramayacağı ve yolcu bileti veya taşıma faturası düzenleyemeyeceği, 44. maddesinde, acentelerin, adlarına bilet satışı veya taşıma senedi tanzim edecekleri yetki belgesi sahipleriyle, acentelik sözleşmesi yaparak bunları yetki belgelerine kayıt ettirmek zorunda oldukları, acentelerin, sadece sözleşme yaparak yetki belgelerine kayıt ettirdikleri yetki belgesi sahipleri adına iş ve işlem yapabilecekleri, F1 ve F2 yetki belgesi sahiplerinin en fazla 10 adet taşımacıyla sözleşme yapabileceği düzenlenmiştir.
Temyize konu edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin Trakya bölgesindeki hatlarda, … Metro ile 26/12/2007 günlü, … ile 03/04/2008 günlü, … Turizm ile 29/01/2010 günlü ve … ile 09/06/2009 günlü acentelik sözleşmelerinin bulunduğu, söz konusu sözleşmelerden … , … ve … Turizm’e ilişkin olan sözleşmelerin, bu firmalara F1 ve F2 yetki belgelerine dayanarak davacı şirket adına yolcu biletlerinin satış işlemleri ile diğer acentelik hizmetlerini yürütmeleri konusunda yetki veren standart tip sözleşmeler olduğu, ancak Tekirdağ … ile yapılan acentelik sözleşmesinde diğerlerinden farklı olarak, acentelik sözleşmesinin 2. maddesinde, sözleşmenin konusunun, yolcu biletlerinin … adına acente tarafından satılması ve yolcu taşıma işleminin de bizzat acente tarafından gerçekleştirilmesi olarak belirlendiği, yine diğer sözleşmelerden farklı şekilde, acentelik sözleşmesinin özel hükümlerine ilişkin maddenin ikinci fıkrasında acentenin, kendi adına Bakanlıkça istenen yetki belgesini (D1, D2, F1, F2) alarak, taşımacı şirket sıfatıyla, … yolcu biletini satacağı, altıncı fıkrasında, acentenin … dışında başka bir firma ile … muvafakatini almadan sözleşme yapmayacağı, muvafakat almadan sözleşme yaptığı takdirde Metro’nun hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın tek taraflı fesih hakkını kullanabileceği, onbirinci fıkrasında, acentenin, bulunduğu bölgenin piyasa koşullarını bilmesi nedeniyle, yolcu taşıma bilet ücretleri konusunda gerekli çalışmaları yapma ve fiyatı belirleme yetkisine sahip olduğu düzenlenmelerine yer verilmiştir.
Bahse konu düzenlemelerin incelenmesinden; davacı şirketin … ile yapmış olduğu acentelik sözleşmesinde; acenteye, bilet satış yetkisi dışında yolcu taşıma bilet ücretleri konusunda gerekli çalışmaları yapma ve fiyatı belirleme, taşıma işlemini gerçekleştirme ve … biletini taşımacı yetkisiyle satma yetkilerini veren, … muvafakatini almadan acentenin, … dışında başka bir firma ile sözleşme yapma yetkisini kısıtlayan sadece davacı şirketin acentesi sıfatıyla çalışmasını öngören, klasik acente ilişkisinden farklı ve söz konusu acentelik ilişkisini aşar nitelikte düzenlemelerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacı şirket ile … arasında imzalanan acentelik sözleşmesi klasik acente sözleşmesinden farklı olarak rekabeti kısıtlayıcı hükümler içerdiğinden 4054 sayılı Kanun'un 4. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır." gerekçesiyle davalı idarenin temyiz istemi kabul edilerek Dairemiz kararının iptale ilişkin kısmının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay'da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulu'nun, idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun'un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu, kurala bağlanmış; Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmamıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Rekabet Kurulu kararı yönünden de DAVANIN REDDİNE,
2. Dava sonuç olarak ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Davalı idare tarafından temyiz aşamasında yapılan toplam … -TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Davacı tarafından fazla yatırılan … TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.