Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1897
Karar No: 2018/4729
Karar Tarihi: 09.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/1897 Esas 2018/4729 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/1897 E.  ,  2018/4729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 25.08.1985 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    Dava,sigorta başlangıç tarihinin 25/08/1985 tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 07/09/1967 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 25/08/1985 tarihinde 17 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin , 21142.11.09 sicil numaralı Seben /... köyleri adresindeki, ...- Solaklar- ... ...Tesisi İnşaatı unvanlı işyerinden 27/09/1985 tarih 070545 varide numarasıyla Kuruma verildiği, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, 21142.14 sicil numaralı işyerinin 16.07.1984- 30.04.1985 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu, talep tarihinde işyerinin yasa kapsamında olmadığı, ancak ... Mal Müdürlüğünce davalı ... ..."ün hazır elbise satışı ve müteahhitlik faaliyetinden gerçek usulde mükellefiyet kaydı olduğu 01/01/1968 tarihinde işe başladığı, 31/12/1988 tarihinde mükellefiyetini terk ettiğinin bildirildiği, 21142.14 sicil numaralı işyerinden verilmiş 1985 1,/2,3 dönem bordrolarına rastlanılmadığının bildirildiği, yapılan işin... Köylerinden geçen sulama kanalı inşaatı olduğu, işin taşeron sıfatıyla işverene verildiği, ancak dosyada konuya ilişkin belge olmadığı, bozma öncesi dinlenen davacı tanıklarının sigorta kayıtlarının getirtilmediği, davacının hizmet cetvelinde 1991/3. dönemde 4/a çalışmasının başladığı, bozma sonrası ... köyü ihtiyar heyeti üyelerinin dinlendiği, işi doğruladıkları ancak davacının bu işyerinde çalıştığını bilmediklerini beyan ettikleri, Kurum tarafından davacıya ait 12637047 sigorta sicil numarasının 1985 yılı serisinden olduğunun bildirildiği, komşu işyeri çalışanları veya sahiplerinin araştırılmadığı, bozma ilamında belirtilen hususların bir kısmının yerine getirildiği , bir kısmının yerine getirilmediği, anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Dairemizin, yeterli araştırma yapılmadan kararın tesis edildiğine yönelik bozma ilamında; “Hizmet akdinin oluşabilmesi için işyerinin varlığı öncelikli koşul olduğundan yapılacak iş; davacı adına 25.08.1985 tarihinde işe giriş bildirgesi verilen işyerinin 25.08.1985 tarihinde faal ve kapsama alınabilecek nitelikte olup olmadığını titizlikle araştırılıp açıklığa kavuşturmak, bu bağlamda, işe giriş bildirgesinde belirtili taşeron olarak alınan sulama tesisi inşaatının ne zaman tamamlandığını belediyeden sormak, ... adına ticaret sicil müdürlüğü ile vergi dairesi nezdinde kaydının bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılıp, tescil ve mükellefiyet kayıtlarını temin etmek suretiyle işyerinin 25.08.1985 tarihinde faal olup olmadığını belirlemek, işyerinin ihtilaflı dönemde faal olduğunun anlaşılması halinde ise dönem bordroları bulunmadığından ve dinlenen tanık beyanları yetersiz olduğundan Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının sigorta sicil numarasının hangi yılın serilerinden olduğu sorulmak suretiyle davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği de nazara alınıp gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” ibarelerine yer verilmiştir. Mahkemece bozma ilamı gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkemenin,Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.03.2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf (davalı) yararına usûlî kazanılmış hak doğar ve Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma ve hüküm verme yükümlüğü vardır. Bu ilke usûl hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay"ın bozma kararına uymuş olan Mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır.
    Mahkemece yapılacak iş; Kurumdan dinlenen davacı tanıklarının sigorta kayıtlarını getirterek (kendileri de aynı işyerinde çalıştıklarını ifade ettiklerinden), beyanlarının içeriğini sorgulamak, taşeron olan davalı işverenin ihale makamının hangi Kurum olduğunu araştırmak,ihale makamı olabilecek ...idaresi gibi kurumlardan araştırma yapmak, tespit edilmesi halinde yapılan işe ait kayıtları özellikle çalıştırılan işçi listeleri, ücret tediye bordroları gibi belgeleri getirtmek,işyerinin 25.08.1985 tarihinde faal olup olmadığını belirlemek, için ihale makamı Kurumdan yapılan işin faaliyet süresini sormak, kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahiplerini araştırıp tanık olarak beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09/05/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi