(Kapatılan)21. Ceza Dairesi 2016/11246 E. , 2017/1364 K.
"İçtihat Metni"... Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07.12.2016 gün ve 2016/KYB sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.12.2016 gün ve KYB.2016/398393 sayılı ihbarnamesi ile;
Mühür bozma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/07/2016 tarihli ve 2015/11939 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müşteki kurum vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Samsun 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 17/08/2016 tarihli ve 2016/2003 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, 05/02/2013 tarihinde müşteki kurum tarafından mühürlenen sayaçta 19/11/2014 tarihinde yapılan kontrolde suyun aparatı açılarak usulsüz kullanıldığının iddia edildiği olay nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda su sayacı mührünün şüpheliler tarafından bozularak kullanıldığına dair yargılanmalarına yeterli delil bulunmadığından bahisle şüpheliler haklarında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, şüpheli ..."nin işyerini 2013 yılı Temmuz veya Ağustos aylarında kiraladığını, diğer şüpheli ..."in de 2014 yılı ortalarında ortağı Ümit Yıldırım ile birlikte iş yerini kiraladıklarını beyan etmeleri karşısında, işyerini sayacın mühürleme işleminden sonra kullandıkları anlaşılan şüpheliler hakkındaki mevcut delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. "2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik araştırma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Bu durum delil değerlendirmesini gerektirir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması ve hatta mahkumiyet için yeterli olduğu kanaatine varırsa dava açmalı, aksi durumda takipsizlik kararı vermelidir. Bu nedenle savcının delilleri değerlendirme yetkisi vardır. Aksi durumun kabulü basit ve yeterli delil bulunmayan ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açması, delil takdirinin ise mahkemeye bırakılmasını gerektirir ki bu durum kişilerin lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda;... adresinde bulunan işyerinin 05.02.2013 tarihinde abone kapaması nedeniyle suyunun kesilerek sayacının mühürlendiği, müşteki kurum yetkililerinin 19.11.2014 tarihinde yaptıkları kontrolde, mühürleme aparatının açılarak suyun kullanıldığının tespit edildiği; şüpheli ..."nin savunmasında işyerini 2013 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında kiraladığını ve 7-8 ay kadar tuhafiye dükkanı olarak işlettiğini, bu dönem içinde işi gereği ihtiyacının olmaması nedeniyle su kullanmadığını, mührün kendisi tarafından bozulmadığını beyan etmesi, abone su tüketim raporunun da bu beyanları doğrulaması, şüpheli ..."ın ise beyanında işyerini kullanmaya başladıklarında suyunun açık olduğunu, sayaçta mühür olup olmadığını bilmedikleri için sayaca bakmadıklarını ve suyun kendilerinden önce açılarak kullanıldığını savunması ve iki yıla yakın bir süre bu sayacın mühür kontrolünün yapılmaması karşısında, bu savunmanın aksinin kanıtlanması gerektiği, sayaç mührünün kim tarafından bozulduğunun tespit edilemediği, kaldı ki, 5271 sayılı CMK"nın 172/2. maddesi uyarınca verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra yeni delil bulunması halinde aynı şüpheliler hakkında yeniden dava açılabileceği cihetle, şüphelilerin mühür bozma suçunu işlediklerine dair kamu davası açmayı ve mahkumiyet hükmü verilmesini gerektirir nitelikte delil bulunmadığından, mahkumiyetle sonuçlanması zayıf delillerle dava açılmasında da kamu yararı bulunmadığından itirazın reddine dair merci kararının usul ve yasaya uygun bulunması nedeniyle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, mahalline gönderilmek üzere, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 16.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.