Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/15277
Karar No: 2021/4623
Karar Tarihi: 07.10.2021

Danıştay 10. Daire 2016/15277 Esas 2021/4623 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15277
Karar No : 2021/4623


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- … kendi adlarına asaleten çocukları
3- … 4- … 5- … 6- … 7- … Adlarına velayeten
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : Davacıların oğulları ve kardeşleri olan … ve … 'nin 27/09/2012 tarihinde Van ili, Çaldıran ilçesi, … Köyü Mevkiinde bulunan yerde hurda toplarken, moloz yığının içinde bulunan patlamamış bomba atar muhimmatının patlaması sonucu ölmesi nedeniyle olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen baba … için 60.000,00 TL (ıslah sonrası 81.243,51 TL), anne … için 90.000,00 TL (ıslah sonrası 144.827,23 TL) olmak üzere 226.070,74 TL destekten yoksun kalma tazminatı, anne ve babanın her biri için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL, diğer kardeşlerinin her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL genel toplamda 170.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 396.070,74 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince davacıların 226.070,74 TL maddi tazminat talebi ile 150.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 376.070,74 TL talebinin kabulü, 20.000,00 TL manevi tazminatın reddi yolunda verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, olayın meydana gelmesinde gözetim ve denetim sorumluluğunu yerine getirmeyen anne ve babanın kusurunun bulunduğu, tazminat miktarından anne ve babanın kusurları oranında indirim yapılmasının gerektiği, manevi zararın fahiş olduğu, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının değerlendirilmediği belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE;
2.Davanın kısmen kabulü davanın kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.



KARŞI OY :
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için; ortada bir zararın bulunması, zarara sebebiyet veren işlem veya eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması ve zarar ile eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması şartları aranmaktadır. Bu şartlardan birinin yokluğu, kural olarak idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırır.
Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bu hizmetten doğan nedenlerle kişilerin uğradığı zararların hizmetin sahibi idarece karşılanması esas olmakla birlikte, tazminata hükmedilirken, olayın meydana geliş şekline göre zarara uğrayan kişilerin de kusurlu olup olmadığının, dolayısıyla olayda müterafik kusur bulunup bulunmadığının da ortaya konulması gerekmektedir. Müterafik kusur, zarara uğrayanın, zararın doğumuna veya zararın artmasına etki etmesidir. Böyle bir durumda, zarara uğrayana ve yakınlarına ödenecek tazminat miktarları müterafik kusur oranında azaltılmalıdır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacıların oğulları ve kardeşleri olan … ve … 'nin 27/09/2012 tarihinde Van İli, Çaldıran İlçesi, … Köyü mevkiinde bulunan arazide hurda toplarken, moloz yığınının içinde bulunan bombanın patlaması sonucu ölmesi nedeniyle davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararların telafisi için maddi ve manevi tazminat talep edilmekte olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sabit olmakla birlikte anne ve babanın olay tarihinde yaşları 11 ve 12 olan çocukları üzerinde denetim, gözetim ve koruma yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmemekle sorumlulukları bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davacıların uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazminine karar verilirken, anne ve babanın çocukları üzerindeki denetim ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirmemesi nedeniyle kusurları gözetilip müterafik kusur oranı belirlenip, belirlenen müterafik kusur oranında tazminat miktarından indirime gidilmesi gerekirken, davacı anne ve babanın müterafik kusuru dikkate alınmadan maddi ve manevi tazminat ödenmesi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile belirtilen gerekçeyle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekirken aksi yöndeki Daire kararına katılmıyorum. 07/10/2021

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi