Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9090
Karar No: 2018/6399
Karar Tarihi: 22.10.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/9090 Esas 2018/6399 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/9090 E.  ,  2018/6399 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : 1-... 2-... 3-... vekili Avukat ...

    Davacı Muhammet Buğra Özel vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 27/07/2015 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralama nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davacının temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, küçük M Yargıtay Ek Bina-1
    Vekaletler Caddesi, No: 3 Bakanlıklar / ANKARAl"in, Yargıtay Ek Bina-1
    Vekaletler Caddesi, No: 3 Bakanlıklar / ANKARAl ve Yargıtay Ek Bina-1
    Vekaletler Caddesi, No: 3 Bakanlıklar / ANKARA çiftinin müşterek çocuğu olarak 31/08/2006 tarihinde doğduğunu, anne babasının boşandığını ve çocuğun velayet hakkının babasına verildiğini ancak 4 yaşında olan küçüğün yoğun bir anne özlemi duyması neticesinde babası tarafından bir süreliğine annesinin himayesine bırakıldığını, Menemen"de annesi ve davalı konumunda olan anneannesi, dedesi ve teyzesiyle beraber ikamet etmeye başladığını, Menemen"deki ikameti esnasında davalılar tarafından maddi ve manevi şiddete maruz bırakıldığını, söz konusu şiddetin oğlunu devam ettiği kreşte ziyarete giden baba Hayri tarafından fark edildiğini, oğlunun vücudundaki yaraları ve kesikleri gören babanın önce oğluna bu yaraların sebebini sorduğunu ve oğlundan bu yaraların beraber yaşadığı insanlarca yapıldığı yanıtını aldığını, baba Hayri"nin daha sonra kreş çalışanlarıyla da konuştuğunu ve bahsi geçen yaraların kreşte gerçekleşip gerçekleşmediğini sorduğunu, kreş çalışanlarının babanın bu sorusu üzerine küçüğü buradan götürmesi gerektiğini, küçüğün ikamet ettiği yerde davalılar tarafından yoğun şiddete maruz kaldığını belirttiklerini, bu duydukları üzerine babanın durumu derhal adli birimlere şikayet ettiğini, açılan kamu davasında küçüğün şiddete uğradığının ve bedensel bütünlüğünün zedelendiğinin adli tıp kurumundan alınan raporlarla da sabit olduğunu belirterek, uğranılan manevi zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalılar vekili, davalılar hakkında her ne kadar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/170 esas sayılı dosyası ile kamu davası açılarak, davalıların torunu ve yeğeni olan Muhammet Buğra"yı yaraladıklarından bahisle yargılama yapılmış ve haklarında hüküm kurulmuş ise de; bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini,
    aslında müvekkili davalılar hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığını, üzerlerine atılı yaralama suçunu işlemediklerini, küçükte yara berelerin çocuğun çok hareketli olması nedeniyle düşmeden kaynaklandığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Türk Borçlar Kanunu 56. maddesi (mülga 818 sayılı BK 47. maddesi) hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Somut olayda; davacıya yönelik eylemleri nedeniyle davalılar hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar ceza mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı hukuk hakimi yönünden bağlayıcı değilse de, ceza dosyası kapsamından, özellikle tanık olarak dinlenen kreş öğretmenlerinin çocukta yara izleri gördükleri, sorduklarında çocuğun evdekilerin kendisine şiddet uyguladığını söylediği yönündeki beyanları, küçüğün çok hareketli olmayan sakin mizaçta olduğunu belirtmeleri ve Adli Tıp Kurumunun da, küçükte meydana gelen yaralanmaların düşme nedeniyle değil, fiziksel istimar sonucu oluştuğu yönündeki raporu birlikte değerlendirildiğinde; olay tarihi, olayın oluş şekli, davacının yaşı ve davacı üzerindeki etkisi nazara alındığında, hükmedilen manevi tazminat tutarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına bozulmasına, davalıların temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi