Abaküs Yazılım
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/904
Karar No: 2022/994
Karar Tarihi: 07.06.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/904 Esas 2022/994 Karar Sayılı İlamı

T.C. KONYA BAM ... HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
... HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020
NUMARASI : ... Esas - ... Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : ...
VEKİLLERİ : Av. ... & Av. ... & Av. ...-

İSTİNAF EDEN DAVALI : ... - T.C Kimlik No: ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
YAZIM TARİHİ : 08/06/2022
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... sayılı dosyası ile açılan tazminat davasında 29/01/2020 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücüsü dava dışı ..., maliki ve işleteni davalı ... olan ... plakalı otobüs 19/02/2015 tarihinde Karapınar-Konya karayolunun 32,4 kilometresinde seyir halindeyken tek taraflı kaza yaptığını, kaza sonucu ölen (ki kazada bir kişi ölmüş olup o da sürücü ... in kız kardeşi ... dür) ve yaralananların olduğunu, müvekkilinin ... nolu zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi gereği ölene ve yaralananlara karşı sorumluluğunun doğduğunu, kaza sırasında yolların karlı ve buzlu olduğunu, otobüs sürücüsünün ön lastiklerinin yaz lastiği ve kabak tabir edilen eski lastikler olduğunu, sürücünün kabak lastik nedeniyle hakimiyetini kaybederek 2918 sayılı KTK 52/1-b maddesindeki sürücülerin araçlarının hızlarını aracın yük ve teknik özelliklerine, dönüş, yol, hava ve trafik durumuna uydurmaması nedeniyle tam kusurlu bir şekilde tek taraflı kaza yaptığını, ölenin yakınlarının veya yaralananların bir kısmının müvekkili şirkete karşı tazminat davası açtıklarını veya davayı müvekkiline ihbar ettiklerini, dava dışı sürücü ... in Konya ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında yargılandığını, müvekkilinin sözü geçen ... nolu zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi gereğince; ... nolu hasar dosyası üzerinden ölen yolcu ...'ün desteği olduğu kişilere 28/03/2016 tarihinde 165.000,00 TL ödediğini, ... nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu ... ya 28/08/2015 tarihinde 7.195,00 TL ödediğini, ... nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu ...' a 13/10/2016 tarihinde 23.370,00 TL ödediğini, ... nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu ... e 15/01/2016 ve 02/05/2017 tarihlerinde 55.086,00 TL ödediğini, ... nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu ... e 13/10/2015 tarihinde 28.915,00 TL ödediğini, ...nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu ... a 16/02/2016 tarihinde 43.527,00 TL ödediğini, ... nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu Sultan Sürer e 01/07/2016 tarihinde 54.300,00 TL ödediğini ve ... nolu hasar dosyası üzerinden sakat kalacak şekilde yaralanan yolucu ... (...) a 04/05/2016 tarihinde 75.261,00 TL ödediğini böylelikle müvekkilinin ... nolu zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesi nedeniyle toplam 452.654,00 TL ödemede bulunduğunu, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B.7.d ve B.7.i maddeleri gereğince sigortalı taşıtın mevzuatın gerektirdiği teknik şartlara ve işletilmeye ilişkin diğer koşullara uygun değilse veya yetkili makamlarca saptanan istihap haddinden fazla yolcu veya yük taşınırsa müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı olan davalıya rücu hakkının bulunduğunu, kış mevsiminde karlı ve buzlu yolda yaz lastiği ile otobüs kullanılmasının dava konusu teşkil eden kazaya sebebiyet verdiğinden bahisle her türlü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir ödemeye ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi uygulanmak suretiyle 452.654,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yerleşim yerinin ... ilçesi olduğunu, ayrıca sigorta poliçesinden kaynaklanan ifa yerinin Kavacık/İstanbul olduğunu, dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, yetki itirazlarının yerinde görülmemesi halinde davacının dayandığı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.7.d ve B.7.i maddeleri gereğince otobüsün ön lastiklerinin yaz lastiği ve kabak olduğuna ilişkin iddianın gerçek olmadığını kaza tespit tutanağının 3. sayfasında açıkça "Not: otobüsün ön lastikleri yazlık lastik olup, diş derinliği ölçülmüş 15 mm. olduğu, arka lastiklerinin kış lastiği olup diş derinliğinin 14 mm. olduğu ölçülmüş ve görüntülenmiştir." yazılı olduğunu, Konya ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında temin edilen kazaya karışan ... marka otobüslerinin ana bayi olan ... nin 11/02/2015 tarih ... sayılı faturasına göre 2 adet ön lastiğin kazadan sadece 8 gün önce değiştirildiği ve balans ayarlarının yapıldığını, lastiklerin kabak olduğuna ilişkin iddianın gerçek dışı olduğunu, ön lastiklerin yaz lastiği olduğu hususu ile ilgili iddiaya gelince dava konusu teşkil eden kaza 19/02/2015 tarihinde meydana gelmiş olup kaza tarihinde yürürlükte olan Ulaştırma Bakanlığının 10/11/2014 tarih ... sayılı genelgesi ile 27/11/2012 tarih ... denetim sayılı Başbakanlık genelgesinin (a) ve (ç) bentlerinin değiştirildiğini ve değiştirilmiş haliyle genelgenin kaza tarihinde yürürlükte olduğunu, genelgenin değiştirilmeyen (c) bendinde "kamyon, çekici, tanker ve otobüs türü araçların tahrikli dingilleri üzerindeki tüm lastiklerin kış lastiği olması zorunludur." denildiğini, otobüslerde tahrikli dingillerin sadece arka lastiklerin bulunduğu kısımda olduğunu, ön lastiklerin bulunduğu kısımda tahrikli dingil olmadığından ön lastiklere kar lastiği takılmasının zorunlu olmadığını, genelgeye eklenen (e) bendi ile de "kamyon, çekici, tanker, otobüs, yarı römork ve römork türü araçlarda lastik diş derinliğinin en az 4mm. olması zorunluluğu" getirildiğini, kazaya karışan otobüsün 2012 model 3 yaşlarında olduğunu, yıllık bakımlarının yapılmadığına ilişkin bir kanıt ve iddianın olmadığını, otobüsün yolcu kapasitesinin 46+1+1 kişi yani toplam 48 kişi olduğunu, kaza sırasında sürücü dahil 37 kişinin/canın otobüste binili olduğunu, istiap haddinin üzerinde yolcu taşınmasının söz konusu olmadığını, davacının otobüsün işletilmesine ilişkin diğer yasaklanan hallerin hangi olduğuna ilişkin somut bir iddia ve delilinin olmadığını, zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B.7.d ve B.7.i maddelerindeki koşulların davacı yararına ve müvekkili aleyhine gerçekleşmediğinden bahisle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "....raporda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere Başbakanlık ve Ulaştırma Bakanlığının genelgeleri gereğince kaza tarihinde otobüslerin ön lastiklerine kış lastiği takılması zorunluluğu olmadığı, ön ve arka lastiklerin diş derinliklerinin genelgede ön görülen 4 mm den yüksek olup 14 ve 15 mm diş derinliklerinin olduğu, lastiklerin kabak lastik olmadıkları, kaza sırasında sürücü ... in gece vakti, yerleşim yeri dışında, zemini karlı ve buzlu yol kesiminde havanın tipili olduğu bir sırada, hızını görüş, yol ve hava şartlarına göre ayarlamaması nedeniyle KTK nun 52/1-b maddesini ihlal ettiği, kaza yerinde otobüsünü kaydırarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu otobüsün yol dışına çıkmasına ve boş arazide devrilmesine neden olduğundan dikkatsiz, tedbirsiz ve kurallara aykırı davranışı nedeniyle kazanın olmasında %100 oranında kusurlu olduğu, ön lastiklerin yaz lastiği olmasının münhasıran kazaya sebebiyet vermediği, kış lastiği olsaydı bile kazanın olacağı, sürücülerin aracın tamamında kış lastikleri takılı olsa bile fizik kurallarını aşmaları mümkün olmadığından hızlarını mutlaka yolun karlı ve buzlu olmasına göre azaltmaları, ani fren ve direksiyon tedbirlerine başvurmamaları gerektiği, bu şekilde davranmayan sürücülerin aracın tamamında kış lastikleri takılı olsa bile kazaya sebebiyet verebilecekleri, kış lastiklerinin tek başına kazaları önlemeye yeterli olmadığı, davacı ... şirketinin ... plakalı otobüsün ön lastiklerinin kış lastiği olması gerektiğini ve otobüsün teknik şartlardan yoksun olduğuna ilişkin iddialarını ispatlayamadığı ve dava konusu kazanın münhasıran otobüsün ön lastiklerinin yaz lastiği olmasından kaynaklanmadığı ve yolcu sayısının istiap haddinden fazla olmadığı ve istiap haddini aşan yük olduğuna ilişkin somut bir iddia ve delilinin de olmadığı hususları anlaşıldığından davacı ... şirketinin, davalı sigortalısına rücu koşullarının/hakkının olmadığı kanaati mahkememizde oluştuğundan, rücu koşullarının varlığı ispatlanamadığından davacının davasının reddine...." şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk bilirkişi raporunda kazanın ön lastiklerin yaz olmasından ötürü meydana geldiğinin tespit edildiğini, uzman görüşünde açıkça ön lastikleri yaz arka lastiği kış lastiği olan bir otobüsün buzlu yolda güvenli seyredemeyeceğinin belirtildiğini, ikinci roparda ise kazanın salt yaz lastiği kullanmadan dolayı olmadığının belirtildiğini, bilirkişi ve uzman raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, buzlu yolda otobüslerin yaz lastiği ile seyrine müsaade edilmesinin kamu düzenine aykırı ve halk sağlığına tehdit oluşturduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın esastan tümden reddi halinde tarifenin 3. kısmına uygun şekilde nispi tarifeye göre vekalet ücreti belirlenmesi yerine, davaya uygulanma olanağı olmayan tarifenin 13/4 maddesi uyarınca maktu vekalet ücreti belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2020 yılı AAÜT'sinde sigorta sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıklarda uygulanacak özel düzenlemeler yer aldığını, 2020 AAÜT'sinin 13. Maddesinin 3 ve 4 fıkralarının sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda uygulanması halinde Anayasa'nın 10. Maddesinde yazılı Kanun önünde eşitlik ilkesine 11 maddesinde yazılı Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü ilkesine, 36. Maddesindeki "Adil Yargılama" ilkesine açıkça aykırılık oluşturacağını, sadece maktu vekalet ücreti belirlenmesinin 2002 yılına ait AAÜT'nin 3. maddesine aykırı olduğunu, maktu vekalet ücreti belirlenmesinin HMK m.326.2'ye de aykırı olduğunu, HMK 329. Maddesi gereğince mahkemenin istem halinde kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadan dava açan tarafa yargılama giderlerinden başka diğer tarafın vekili ile aralarında karalaştırılan vekalet ücretinin tamamının veya bir kısmını ödetilmesine karar verebilme hakkını verdiğini, davacı ... tarafından rücu davası açılmasına haklı hiçbir nedenin dava öncesinde bulunmamasına ve dava aşamasında ortaya çıkmamasına rağmen mahkemenin HMK 329'a dayalı haklı istemlerinin somut gerekçeler gösterilmek yerine soyut bir gerekçe ile reddine karar vermesinin usule aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ZMSS poliçesi gereği dava dışı 3. kişiye ödeme yapan sigortacının, ödediği bedelin kendi sigortalısı olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekilince yukarıda anlatıldığı şekilde, sigortalı araç sürücüsünün tek taraflı olarak tam kusuruyla 19/02/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle 3, kişilere toplam 452.654,00 TL ödeme yapıldığı, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.7.d ve B.7.i maddeleri gereğince sigortalı taşıtın mevzuatın gerektirdiği teknik şartlara ve işletilmeye ilişkin diğer koşullara uygun değilse veya yetkili makamlarca saptanan istihap haddinden fazla yolcu veya yük taşınırsa, sigortacının, sigortalısı olan davalıya rücu hakkının bulunduğundan bahisle, 3. Kişilere yapılan sigorta ödemelerinin davalıdan rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı sigortacının Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.7.d ve B.7.i maddeleri çerçevesinde sigortalısından rücu hakkı bulunup bulunmadığı hususunda gerekli kayıt, rapor ve belgeler toplanmış, kaza nedeniyle yargılamanın yapıldığı ceza dosyası ve bağlantılı sair dosyalar dosya arasına alınmıştır.
İlk Derece Mahkemesince; hasar ve kusur bilirkişisi ...'dan alınan 16/07/2018 tarihli raporda, kaza tespit tutanağında, yolcu otobüsünün ön lastiklerinin yazlık lastik olduğunun tespit edildiği, dava konusu trafik kazasında, aracın ön lastiklerinin yazlık lastik olması nedeniyle, yazlık lastiklerin kazanın oluşmasında etkili olduğu, kanaatinin bildirildiği,
Hasar ve Kusur Bilirkişi ..., Adli Trafik Bilirkişisi ... ve Sigorta Bilirkişisi ...'dan alınan 11/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda, sigortalı aracın ön lastiklerinin yazlık lastik türünde lastikler olduğu ve davaya konu trafik kazasının da münhasıran araçta kış lastiğinin takılı olmamasından kaynaklandığı, Genel Şartların B.7.d bendi hükmü gereğince; davacı ... şirketinin sigorta sözleşmesinin tarafı olan sigortalısına rücu hakkı bulunduğu, kanaatinin bildirildiği,
KGM Tarf.Güv.D.Bşk.Md.Yrd.(emekli) Mak. Müh. ..., KGM Tarf.Güv.D.Bşk.Md.Yrd.(emekli) Mak. Müh. ... ve Sigorta Hukuku Uzmanı ...'den alınan 19/06/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda, kaza tespit tutanağı ile aracın ön tekelerinde 15 mm diş derinliği olan yaz lastikleri, tahrik edilen arka dingilde ise 14 mm diş derinliği olan kış lastiği takılı olduğunun tespit edildiği belirtilmiş olması nedeniyle davaya konu trafik kazasının münhasıran kış lastiği kullanılmamasından dolayı meydana gelmediği, 11/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen görüş ve kanaate iştirak edilmedi, dava dışı sürücü ...'in %100 oranında kusurlu olduğu, Kaza anında araçta bulunan yaz lastiklerinin münhasıran etkili olmadığı, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nda sayılan rücu sebeplerinden birinin varlığı, sigorta şirketi tarafından somut bir şekilde ispat edilemediğinden, davacı ... şirketinin üçüncü kişilere ödemiş olduğu tazminat bakımından sigortalıya rücu hakkı bulunmadığı, kanaatinin bildirildiği,
Sigorta Tahkim Hakemi Sigortacılık Uzmanı ..., Adli Trafik Bilirkişisi ... ve Adli Trafik Bilirkişisinden alınan 06/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda, trafik kazasının direkt olarak ön tekerlerde kış lastiğinin takılı olmamasından meydana gelmediği, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nda sayılan rücu sebeplerinden birinin varlığı, sigorta şirketi tarafından somut bir şekilde ispat edilemediğinden davacı ... şirketinin üçüncü kişilere ödemiş olduğu tazminat bakımından sigortalısına rücu hakkının bulunmadığı, kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkemece, kazanın oluşumunda münhasıran ön tekerleklerde yaz lastiği takılı olmasından kaynaklanmadığı, yolcu sayısının istiap haddinden fazla olmadığı ve istiap haddini aşan yük olduğuna ilişkin somut bir iddia ve delillerin de olmadığı gerekçesi ile 19/06/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
19/06/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun karayolları trafik güvenliği başkanlığından emekli 2 makine mühendisi tarafından hazırlandığı, raporun yasa ve yargıtay kararlarına uygun olarak hazırlandığı, denetime elverişli olduğu yine sigorta uzmanı ve 2 adli trafik bilirkişince hazırlanan 06/01/2020 tarihli raporla uyumlu olduğu, bu raporun hükme esas alınabileceği, bu durumda Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nda B.7/d ve i. bendlerinde sayılan rücu nedenlerinin bulunmadığı, davacı ... şirketinin davalı sigortasına rücu hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalının vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusuna yönünden yapılan değerlendirmede, 02 Ocak 2020 gün ve 30996 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. Maddesi 4. Bendinde "Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmünü içermektedir. Tarifede yer alan maddi tazminatın sadece haksız fiillerden kaynaklı olduğuna yönelik bir düzenleme bulunmamakta, her türlü maddi tazminat davalarında uygulanması gerekmektedir. (benzer şekilde Yargıtay 4.HD 2021/3341 E. - 2021/8801 K. Sayılı kararı) Buna göre, ilk derece mahkemesince; maddi tazminat istemli davanın tümünün reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davalı lehine tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümü uyarınca maktu vekalet ücretine karar verilmesi yerindedir.
Bu itibarla, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf istemleri nazara alındığında, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı kanaatine varıldığından davacının ve davalının yerinde görülmeyen tüm istinaf istemlerinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların istinaf başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
7-Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK'nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan ...
e-imzalıdır

Üye ...
e-imzalıdır

Üye ...
e-imzalıdır

Katip ...
e-imzalıdır




M.Y


Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi