1. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4941 Karar No: 2019/1017 Karar Tarihi: 14.02.2019
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/4941 Esas 2019/1017 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın bir savunma getirmediği, davacının ise yargılamanın iadesini istediği, ancak harç yatırmadığı, mahkemenin yanılgı ile yasal gereklilikleri yerine getirilmeden karar verdiği belirtilen bir dava söz konusudur. Yargılamanın iadesi talebinin ayrı bir dava olarak açılıp, incelendiği ve yasal düzenlemelere uygun olarak nispi karar ve ilam harcının alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu çerçevede, mahkemece işin esasına girilmeden önce davanın ayrı bir dava olarak yeni esasa kaydedilmesi gerektiği ve harç alınması gerektiği belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 374. ve devamı maddelerinde yargılamanın iadesi davası, nedenleri ve usulü düzenlendiği, 375. maddesinde ise harç yatırılması gerektiği ve davanın ayrı bir dava olduğu belirtilmektedir. Karar, 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMUŞTUR.
1. Hukuk Dairesi 2018/4941 E. , 2019/1017 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : YARGILAMANIN İADESİ
Taraflar arasında görülen yargılamanın iadesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Davacı, 2013/228 E – 2014/562 K sayılı dosyadaki davacı ..."nin dayandığı 15.11.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığının 2015/3624 sayılı soruşturma dosyasında alınan kriminal raporu ile belirlendiğini, davacı tanıklarının bu konuda yalan tanıklık yaptıklarını, davada zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu ve satış tamamen usulüne uygun olmasına rağmen tapu iptali ve tescile karar verildiğini ileri sürerek yargılamanın iadesi yolu ile davanın reddini istemiştir. Davalı, herhangi bir savunma getirmemiştir. Mahkemece; yargılamanın iadesi isteğinin son kararın esas ve karar numarası üzerinden 15/10/2018 tarihli ek kararla reddine karar verilmiş olup bu defa davacı tarafından "yargılamanın iadesi isteminin reddine" ilişkin ek karar temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın iadesi talebi, ayrı bir dava olarak açılır ve incelenir. Başka bir deyişle, diğer davalarda olduğu gibi harçlandırılmış bir dava dilekçesi ile açılır. Hakkında yargılamanın yenilenmesi istenilen davanın devamı niteliğinde olmayıp bilâkis yeni bir davadır. Bu itibarla mahkemece yargılamanın iadesi istenilen davanın son esas ve karar numarası ile dosya üzerinden "Ek Karar" niteliğinde hüküm kurulmasının isabetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Bilindiği üzere; yargılamanın iadesi davası, yargılamanın iadesi nedenleri ve bu davalarda izlenecek usul 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 374. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Yasanın 375. maddesinde; dava dilekçesinde yargılamanın iadesini haklı gösteren sebeplerin açıkça gösterilmesi ile davanın ayrı bir dava olduğu gözetilerek nispi karar ve ilam harcının da alınması gerektiği düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olay incelendiğinde; yargılamanın iadesini isteyen davacı tarafından herhangi bir harç yatırılmadığı, mahkemece bu hususun gözardı edildiği ve davanın ayrı bir dava olarak yeni esasa kaydedilmediği açıktır. Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazın değeri üzerinden harç alınması ve davanın yeni bir esasa kaydedilmesinden sonra işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yasal gereklilikler yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.