Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12144
Karar No: 2018/4723
Karar Tarihi: 09.05.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/12144 Esas 2018/4723 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davacının Kuruma bildirilmeyen çalışmalarıyla ilgili isteğini kısmen kabul etmiştir. Davacı ve davalılar temyiz başvurusunda bulunmuştur. Somut olayda, hak düşürücü sürenin oluşup oluşmadığı ve davacının çalışmalarının kanıtlanıp kanıtlanmadığı konularında uyuşmazlık vardır. Kanun maddelerine göre, Yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmediği durumlarda sigortalılar, alacakları ilam ile ispatlayabilirler. Davacının sigortalı çalışmalarının Kurum'a kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının hizmetlerinin kısmen bildirildiği ancak eksik bir şekilde bildirildiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre nedeniyle reddedilen hizmet tespiti isteminin hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru değildir. Yargılama yenilenerek davacının çalışmalarının somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Sonuç olarak, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: 506 sayılı Yasa\"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa\"nın 86/9. maddeleri.
21. Hukuk Dairesi         2016/12144 E.  ,  2018/4723 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, davalılardan işverenelere ait işyerinde geçen Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    K A R A R
    Dava, davacının davalı işyeri nezdinde 21.06.2001-25.02.2008 tarihleri arasında geçen hizmetinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının 21.06.2001-25.02.2008 tarihleri arasında davacı işyerinde çalıştığı, bu çalışmalardan 21.06.2001-23.03.2003 devresindeki toplam 603 gün çalışma süresi yönünden hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine, Kuruma bildirimi yapılmayan ve kuruma hak düşürücü süreyi kesen bildirimi yapılan 24.03.2003- 25.02.2008 dönemine ilişkin davacının 1681 gün çalıştığı, 1555 gününün kuruma bildirildiği, 126 günün bildiriminin yapılmadığı, davacının bildirimi yapılmayan günlerde o günlere ait asgari ücreti aldığının tespitine” karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, somut olayda Mahkemece reddolunan ve Kurum"a hiç bildirimi yapılmayan tarihleri arası hizmet sürelerinin tespiti istemi yönünden gerçekten hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı, davacının çalışmalarının yöntemince kanıtlanıp kanıtlanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/ 9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasa"da yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
    İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
    Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez.
    Davacının sigortalı çalışmalarının Kurum"a kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya ait hizmet cetvelinden davacının 24.03.2003-25.02.2008 tarihleri arasında geçen SSK lı hizmetlerinin davalı 1055953.45 sicil no lu davalı işyeri tarafından Kurum"a eksik olarak bildirildiği, davalı işyerinin 21.06.2001 tarihinden itibaren vergi kaydının bulunduğu, 18.01.2002 tarihinden itibaren Yasa kapsamına alınmış olduğu, davalı işyerine ait ihtilaf konusu dönem bordrolarının getirtildiği, davacı adına düzenlenmiş sağlık raporlarının yer aldığı, sağlık raporlarında yer alan istirahat süreleriyle Kurum’a eksik gün olarak bildirilen bir kısım sürelerin uyumlu olduğu, alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, yargılama esnasında duruşmalarda bordrolu tanıkların dinlenildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davalı işyerince davacı adına 24.03.2003-25.02.2008 tarihleri arasında Kurum"a yapılmış kısmî hizmet bildirimleri var iken reddolunan hizmet sürelerinin ispatlanması halinde bildirimi yapılan hizmet süreleri ile birlikte tespit edilen bu hizmet süreleri arasında da kesintisiz çalışmanın varlığının kabulünün gerekeceği göz ardı edilerek 21.06.2001-23.03.2003 tarihleri arası hizmet tespiti isteminin Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle reddi doğru olmamıştır. Öte yandan davacının sağlık raporu ile belgelenen istirahatli olduğu günlerin eksik gün değerlendirmesinde dikkate alınmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Yapılacak iş, hak düşürücü süre nedeniyle reddolunan davalı işyeri nezdinde geçtiği iddia olunan 21.06.2001-23.03.2003 tarihleri arası hizmet tespiti istemi yönünden işin esasına girmek ve gerektiğinde Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığıyla davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının sağlık raporu ile belgelenen istirahatli olduğu süreleri de göz önünde bulundurmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre Mahkemece bir karar vermekten ibarettir.
    Kabule göre de, işbu davada ret sebebi ortak olduğundan davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması da hatalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi