Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2716
Karar No: 2022/782
Karar Tarihi: 15.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2716 Esas 2022/782 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davalılarla yapılan sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiği gerekçesiyle, yüklenicinin hakettiği bağımsız bölümlerin tapusunu alamadığını ileri süren davacının temlik aldığı alacak talebini kısmen kabul etmiştir. Davacı ve davalılar, karara karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay, üç kez bozma kararı vermiştir. Son kararda, mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi sonrası yüklenicinin alacağı miktarın hesaplanarak bakiye alacağının tespit edilmesi, faiziyle birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda ayrıca, davalı ...'in dava sonrası reddettiği Muris ...'in mirasını aktif ve pasifleriyle yargılama devam ederken, davalı murisin ödemekle yükümlü olduğu alacağından diğer mirasçılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Kat Mülkiyeti Kanunu ve Borçlar Kanunu.
6. Hukuk Dairesi         2021/2716 E.  ,  2022/782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekili ile davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın temlik alınmasından kaynaklanan alacak davasıdır.
    Davacı vekili, dava dışı yüklenici ... ile davalılar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedildiğini, fesih nedeniyle yüklenicinin yaptığı iş karşılığı hakettiği bağımsız bölümlerin tapusunu alamadığını, bu nedenle davalılar nezdinde alacağının doğduğunu, yüklenicinin alacağını müvekkiline temlik ettiğini ileri sürerek, şimdilik 25.000,00 TL'nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre temlik yapılamayacağını, davacının yüklenici olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, tüm bağımsız bölüm sahiplerinin dava edilmesi gerektiğini, davanın bir yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, yüklenici ile müvekkili arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini, inşaatın tamamlanmaması nedeniyle müvekkilinin yüklenici tarafından zarara uğratıldığını, yükleniciye verilen 18 numaralı bağımsız bölümün değerinin yapılan imalattan fazla olduğunu, öncelikle müvekkilinin zararlarının mahsup edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, temlikin muvazaalı olduğunu, yüklenici aleyhine açtıkları alacak davalarının bulunduğunu, müvekkilinin yükleniciye borcunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., yüklenici ile sözleşme yapmadığını, yüklenici hakkında evrakta sahtecilikten ceza davası bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş, 24.11.2010 tarihli dilekçesinde ise mahkemece, sözleşmenin feshine karar verildikten sonra arsa maliklerinin muvafakatı ile yüklenici ...'in imalata devam ettiğini belirtmiştir.
    Davalı ..., yüklenici ile herhangi bir sözleşme imzalamadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece 06.07.2011 tarihinde verilen karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Anılan bu kararın davalılar ... ve ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 05.07.2012 gün 2012/1534 Esas 2012/4684 Karar sayılı sayılı ilâmı ile “Mahkemece, keşif yapılarak bilirkişiye rapor tanzim ettirilmiş ise de; bilirkişi raporu somut verilere dayanmadığı gibi denetime de elverişli değildir. Bu durumda, yeniden keşif yapılarak konusunda uzman bilirkişiden tüm dosya kapsamı gözetilmek suretiyle dava tarihindeki serbest piyasa rayiçlerine göre temlik eden-yüklenici ...'in yaptığı yasal inşaatın malzeme ve işçilik bedelinin hesaplattırılması, keza, yükleniciye daha önceden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği temlik edilen 5, 7, 18 numaralı dairelerin bitmiş haldeki değerlerinin dava tarihi itibariyle tespit edilmesi ve hesaplanacak imalât bedelinden mahsup edilip taleple bağlı kalınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır” gerekçesiyle davalı yararına bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak 15.11.2013 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Bu kararın da davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 05.06.2015 tarih ve 2014/4228 Esas 2015/4290 Karar sayılı ilamıyla ".... hükmüne uyulan bozma ilâmında, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığından bahsedilerek, yeniden keşif yapılıp, tüm dosya kapsamı gözetilmek suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılması ve yüklenicinin yaptığı malzeme ve işçilik bedelinin hesaplatılmasına değinilmiştir. Gerek taraflar arasında daha önce görülen fesih davasında alınan bilirkişi raporlarında, gerekse eldeki davada alınan raporlarda, dava dışı yüklenicinin inşaatı getirdiği seviye net olarak tespit edilememiştir. İnşaatın getirildiği seviye bakımından, davalı arsa sahiplerince farklı beyanlarda bulunulduğu dosya kapsamından anlaşıldığı gibi, mahkemece, bu hususta bir gerekçe de açıklanmadan yüklenicinin inşaatı getirdiği seviyenin % 17 olarak kabul edilmesi de doğru olmamıştır. Bu durumda, mahkemece, tarafların beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilip, gerekirse, tekrar bilirkişi raporu alınarak, sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekir..." gerekçesiyle ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece ikinci bozmaya uyularak bu kez davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL nin 22.098,00 TL'sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen bakiye kısmının davalılar ... ve ...'den tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili ve davalılar ... mirasçıları ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2018 tarih ve 2018/1722 Esas ve 2018/2342 Karar sayılı ilamıyla “... % 42 seviyesinden sonra gerçekleştirilen imalatı yüklenicinin yapmış olduğunun kabulü genel kural olup arsa sahipleri bu kuralın aksini yasal delillerle kanıtlayamadıklarından bilirkişilerce saptanan seviyeye kadar işin temlik eden yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilip alınacak ek rapor ile temlik tarihi itibariyle dava dışı temlik eden yüklenicinin davalı arsa sahiplerinden istemekte haklı olduğu alacak miktarı hesaplattırılıp taleple kalınarak davanın sonuçlandırılması gerekir.” gerekçesiyle hükmün üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece üçüncü bozmaya uyularak, %42 seviyesinden sonra yüklenicinin inşaata devam ederek inşaatı getirdiği seviye bilirkişilerce belirlenmiş, getirilen seviyeye göre de inşaatın bedeli belirlenerek yükleniciye teslim edilen bağımsız bölümlerin bedeli düşülerek, yüklenicinin bakiye alacağı tespit edilmiş ve davacının talebiyle bağlı kalınarak 25.000,00 TL’nin 17.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili, davalılardan ... mirasçıları ..., ..., ..., ... ve davalı ... vekili temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır.
    Dosya kapsamı incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde alacağına işleyecek faizin dava tarihi 17.08.2005 tarihinden itibaren olmasını talep etmesine karşılık mahkemece 17.08.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği, bu tarihin 17.08.2015 olarak yazılması maddi hata olup, bu hususun her zaman mahallinde düzeltilmesi mümkün olduğundan bu yönde bozma yapılmamıştır.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalı ... (...)...’in temyiz itirazının kabulü ile, davalı arsa sahibi ...’in dava devam ederken vefat ettiği ve davanın ... mirasçılarına karşı devam ettirildiği, ...’in mirasçılarından ... (...)...’in, Muris ...’in mirasının gerçek reddi için mahkemeye başvurduğu, mahkemece mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, kararın 05/02/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davalı ... (...)...’in, davalı muris ...’in mirasını aktif ve pasifleriyle yargılama devam ederken reddettiği sabit olmakla, davalı ... (...)...’in, mirasçısı olduğu davalı ...’in ödemekle yükümlü olduğu alacağından diğer mirasçılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutularak hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle hakkında açılan bu davada ret kararı verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalılılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... (...) ...’in temyiz itirazının kabulü ile kararın temyiz eden davalı ... (...) ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı ...'e iadesine, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenler davacı ... ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'den alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi