11. Hukuk Dairesi 2018/5425 E. , 2019/6542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 17/07/2018 tarih ve 2017/578-2018/452 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin müşterisi olduğu Türkiye İş Bankası A.Ş. ... Şubesinde vadeli hesap açtırdığını ve bu hesaba 11/06/2001 tarihinde 19.000 DEM, 13/04/2004 tarihinde 37.000 EURO olmak üzere iki kez para yatırdığını, hesabı açtırırken banka yetkililerinin vade sonunda hesap sahibi tarafından bir değişiklik talep edilmedikçe vade sonunda re"sen vadenin uzatılacağını söylemesi nedeniyle nemalanacağı düşüncesiyle, esasen yurtdışında yaşadığından hesabını kontrol etmediğini, 19/11/2009 tarihinde İşbank Gmbh Düsseldorf Şubesi"ne giderek Alsancak şubesindeki vadeli döviz tevdiat hesabında bulunan tutarı sorması üzerine ilgili hesabın kapatıldığını, hesaptaki 49.200 Euro"nun tamamının 15/12/2005 tarihinde çekildiğini öğrendiğini, bahse konu hesabının kapanış işlemlerine ilişkin belgeleri incelediğinde vadeli döviz tevdiat hesabının kendisine ait olmayan bir hesap defteri ve imza ile kapatıldığını fark ettiğini, hesaptaki paranın çekildiği 15/12/2005 tarihinde Almanya"da bulunduğunu, söz konusu parayı kendisinin çekmesinin mümkün olmayacağını, davalı banka yetkililerinin kendisine ait olan hesaptaki paraya gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, kimlik ve imza kontrölü yapmadan başkasına ödeyerek mağduriyetine sebep olduğu iddiasıyla hesabından çekilen 49.200 Euro"nun 15/12/2005 tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek faiz oranıyla müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Dava konusu hesabın 11/06/2001 tarihinde açıldığını, 15/12/2005 tarihinde kapatıldığını, vadeli döviz hesabı olup, hesap hareketlerine bakıldığında, vade dolması ve faiz işlemesi dışında yalnızca iki kez para yattığı, bir kez de çekildiği, gerek hesap açılışı, gerekse kapanışı sırasında banka çalışanları tarafından hem kimlik hem imza kontrollerinin yapıldığını, kimliğin gerçek olduğu, imzanın ise gerek kimlikteki gerekse banka sisteminde kayıtlı
imza örneği ile ilk bakışta ayırt edilemeyecek ölçüde benzerlik taşıdığı görüldüğünden işlemlerin sorunsuz şekilde tamanlandığını, teftiş incelemesinde davacı ile de yapılan görüşmelerde, davacının hesabına yatan paradan haberdar olan erkek arkadaşının davacıya ait kimlik belgesini kullanmak suretiyle ve üçünçü bir kişinin yardımıyla dava konusu işlemleri gerçekleştirmiş olabileceği kanaatinin edinildiğini, parayı çeken şahsın hesaba ilişkin tüm bilgilere sahip olması, nedeniyle işlemde davacının en iyimser bakış açısıyla ağır kusuru bulunduğunu, davacının kendisinin de ihmali sonucunda üçüncü şahıslarla tüm hesap bilgilerini paylaşması, kimlik aslının üçüncü şahısların eline geçmesine müsaade etmesi, kimliğinin çalındığı hususunda bankaya hiçbir bildirimde bulunmamış olmasının sonucunda oluştuğunu iddia ettiği zararını, bankadan talep etmekle kötü niyetli davrandığını iddialarıyla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak davacının davanın kısmen kabulü ile, benimsenen bilirkişi raporu ile hesap olunan 41.616,33 Euro"nun 30/11/2009 tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece kurulan hükümde öngörülen “mevduata uygulanacak en yüksek faiz oranı” ibaresinden 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi kapsamında Devlet Bankalarınca Euro cinsinden açılan 1 yıl vadeli mevduata uygulanacak en yüksek faiz oranının anlaşılacak olmasının tabii bulunmasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 12.074,47 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.