4. Hukuk Dairesi 2016/8965 E. , 2018/6388 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/06/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkilinin davalı asıl işverene bağlı taşeron firma bünyesinde özel güvenlik elemanı olarak çalışmaktayken iş sözleşmesinin feshedildiğini, ... İş Mahkemesinda açılan işe iade davasında feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiğini, ancak işe geri alınmadığını, işten çıkarılma sebebinin davalıya ait dinamitlik deposunda meydana gelen hırsızlık olayının müvekkiline mal edilmek istenmesi olduğunu, davalı asıl işverenin müvekkili aleyhinde suç duyurusunda bulunduğunu, suçsuz olduğu halde müvekkilinin hem işinden olduğunu, hem de hakkında hırsızlık nedeniyle soruşturma başlatıldığını, hırsızlık suçu nedeniyle işinden çıkarılan müvekkiline toplumda bakış açısının değiştiğini, bu durumun kişilik haklarının ağır biçimde ihlaline neden olduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davacının işten çıkarılma sebebinin hırsızlık suçundan itham edilmesi değil, olay günü sahada görevli davacı ve diğer arkadaşlarının meydana gelen hırsızlık olayında gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri olduğunu, müvekkili kurumun davacı ve diğer çalışanlar hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunmadığını, hırsızlık olayının güvenlik güçlerine ihbar edilmesi üzerine Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla olay günü görevli bulunan tüm personelin ifadelerine başvurulduğunu, işçilerin işe iadelerinde işe almanın yasal zorunluluk olmadığını, zira davacının bu konuda tüm tazminatlarının ödendiğini, işe almamanın da aleyhlerine açılan davaya bir gerekçe olamayacağını, davacının müvekkili ortaklığın değil özel güvenlik firmasının elemanı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; hırsızlık suçundan yapılan soruşturma neticesinde aralarında davacının da bulunduğu 48 kişi hakkında verilen takipsizlik kararına davalı İdare’nin itiraz ettiği, itiraz edilirken davacının hırsızlık suçunu işlediği isnadında bulunulduğu, davacının işten çıkarılmasının ana nedeninin de bu isnat olduğu, davalının elinde davacının hırsızlık eylemini gerçekleştirdiğine dair somut bir delil olmamasına rağmen, yüz kızartıcı bir suç olan hırsızlık nedeniyle suçlamasının kişilik haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında ceza dosyasının incelenmesinde; hırsızlık suçunun işlendiğinin davalı kurumca güvenlik güçlerine bildirilmesiyle başlayan soruşturmada, 09/10/2012 tarihli telefonda alınan sözlü talimatların tutanağa bağlandığı Onay Tutanağına göre Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla olayın meydana geldiği dinamitlikte görevli özel güvenlik şirketi görevlilerinin tümünün şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alındığı, yapılan soruşturma neticesinde ikisi özel güvenlik firması çalışanı olmak üzere toplam dört sanık hakkında ceza davasının açıldığı, Cumhuriyet Savcılığı’nca davacının da aralarında bulunduğu 48 şüpheli hakkında ise hırsızlık suçunu işlediklerine dair delil elde edilemediği gerekçesiyle ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı vekilinin itirazının ise reddedildiği, hakkında ceza davası açılan 4 sanığın ise cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; hırsızlık olayının gerçekleştiği günden iki gün sonra davalı Kurumun özel güvenlik şirketine yazdığı 11/10/2012 tarihli yazıyla, meydana gelen hırsızlık olayında olay günü sahada görevli davacının da aralarında bulunduğu 6 özel güvenlik personelinin zaafiyeti olduğu, Teknik Şartnamenin ilgili maddesi gereğince İdarece çalışmaya devam etmelerinin uygun görülmediği ve iş akitlerinin feshedilmesinin istenildiği, davanın ihbar olunduğu ... Özel Güvenlik Şirketinin de bu güvenlik görevlilerinin iş akitlerini tek taraflı olarak feshettiği ve fesih işleminin Valiliğe de bildirildiği, davacının açmış olduğu işe iade davasında ise mahallinde yapılan keşif sonucunda davacının herhangi bir kasıt veya savsamasının bulunmadığı, hırsızlığın davalı işverenden kaynaklı bir takım donanım eksiklikleri ve fiziki elverişsizlikler nedeniyle oluşan güvenlik zaafiyetinden kaynaklandığı sonucuna varılarak, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verildiği, işbu kararın kesinleştiği, ancak işe iade kararında belirtilen ücret ve tazminatları ödenen davacının tekrar işe alınmadığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde; hırsızlık eylemi nedeniyle davalı kurumca davacıya yönelik doğrudan bir suç duyurusunda bulunulmadığı, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla olay günü sahada görevli davacının da aralarında bulunduğu tüm özel güvenlik firması çalışanlarının şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmasına karar verildiği görülmektedir. Yerel Mahkemenin gerekçesinde yer verdiği şekilde davacının işten çıkarılma sebebi hırsızlık isnadı değil, olay günü sahada görevli bulunan davacı ve diğer personelin sebep olduğu güvenlik zafiyetidir. Ayrıca, işe iade kararında davacının yasal süre içinde başvurmasına rağmen işe başlatılmaması halinde davalı işveren ödemesine hükmedilen yasal ücret ve tazminatları ödemeleri koşuluyla, işçiyi işe alıp almamak konusunda yasal olarak serbesttir.
Şu halde mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde yanılgılı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.