Esas No: 2021/1091
Karar No: 2021/1703
Karar Tarihi: 11.10.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1091 Esas 2021/1703 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1091
Karar No : 2021/1703
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Yakıt Taşımacılık Otomotiv Gıda Kimyevi Madde Temizlik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 08/12/2020 tarih ve E:2019/1733, K:2020/3577 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: LPG otogaz bayilik lisansı sahibi davacı şirkete, mutfak tüplerine LPG dolumu yaptığı ve tüp dolum aparatı bulundurduğunun tespit edildiğinden bahisle 5307 sayılı Kanun'un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca, 308.194,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin …tarih ve …sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 08/12/2020 tarih ve E:2019/1733, K:2020/3577 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 14/05/2013 tarih ve E:2012/1442, K:2013/1352 sayılı dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 29/12/2016 tarih ve E:2013/3792, K:2016/3958 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bu bozma kararına uyularak,
İdari Dava Daireleri Kurulunun anılan bozma kararında yer alan "Dava dosyasının incelenmesinden, davacıya ait işyerinde yapılan denetimde, bir minibüsün istasyonun içerisinde bulunan tuvaletin yanında park halinde olduğu ve aracın içerisinde 5 adet (12 kg) mavi İpragaz marka mutfak tüpü, 1 adet (2 kg) piknik tüpün olduğu, 12 kg'lık tüpün birinin üzerinde dolum aparatının takılı olduğu hususlarının 01/02/2011 tarihli tutanakla tespit edildiği, davacının mevzuata aykırı olarak LPG tüpü dolumu yaptığı ve LPG tüpü dolumuna yarayan aparat bulundurduğundan bahisle dava konusu işlemin tesisi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu haliyle, dava konusu işlemin tutanağa dayanılarak tesis edildiği, bu tutanakta yer alan tespitlerden, dava konusu idari para cezasını gerektiren tüp dolumu yapmak eyleminin gerçekleştiği, aparatın da denetim sırasında istasyon dahilinde tüplere takılı halde mevcut olduğu anlaşılmakla, davacının otogaz istasyonunda mevzuata aykırı olarak LPG tüpü dolumu yaptığı ve LPG tüpü dolumuna yarayan aparat bulundurduğunun somut olarak tespit edildiği görüldüğünden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık ... bulunmamaktadır..." gerekçesine yer verilerek,
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 35. maddesi ile 5307 sayılı Kanun'un 16. maddesinin yeniden düzenlendiği ve maddenin 2. fıkrasının (ç) bendi ile 7. maddesinin 2.fıkrasının (4) numaralı bendinin ihlâli hâlinde otogaz bayilik lisansı sahiplerine yüz bin Türk Lirasından az olmamak ve beş yüz bin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu LPG piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında idarî para cezası uygulanacağını kurala bağladığı,
7164 sayılı Kanun'un 37. maddesi ile 5307 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddesinin 2.fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 16. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez." kuralına yer verildiği,
5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, "Kabahat" deyiminin, Kanun'un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun'un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; "Zaman Bakımından Uygulama" başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2.fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağının kurala bağlandığı,
Kanun koyucu tarafından, Kurulca karara bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5307 sayılı Kanun'un 7164 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik 16. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesinin vergi dairesine bir görev olarak verildiği, ilgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan hususun, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olması olduğu, dolayısıyla söz konusu düzenlemenin, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğinde bulunduğu, idarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanmasının vergi dairesi açısından bir zorunluluk olduğu,
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmadığı,
Her ne kadar 2577 sayılı Kanun'un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmamış ise de; gerek AİHS'nin 7. maddesinin 1. fıkrası, gerekse Anayasa'nın 38. maddesinin 1. fıkrası ile 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrası dikkate alındığında, idarî yaptırımlar bakımından ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerektiği,
Bu itibarla, idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle, İdari Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tüp dolum aparatı ve boş tüplerin istasyonda bir araçta bulunduğu; dolum yapılmadığı; denetimde hukuki ve somut bir delil elde edilemediği; lehe kanunun varlığının ancak yargı organlarınca karara bağlanabileceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; dördüncü fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." denilmiş; 50. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 29/12/2016 tarih ve E:2013/3792, K:2016/3958 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin 08/12/2020 tarih ve E:2019/1733, K:2020/3577 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.