12. Hukuk Dairesi 2013/34985 E. , 2014/159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/11/2013
NUMARASI : 2013/220-2013/268
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bononun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nde görülen menfi tespit davasının şikayetçi borçlu lehine sonuçlanmış olup kesinleştiği, İİK"nun 72/5. maddesine göre de takip durmuş olduğundan şikayetçi borçlunun zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep etmesinde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 154. (818 sayılı Borçlar Kanununun 133.) maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve 6102 sayılı TTK.nun 778/1-h (6762 sayılı TTK.nun 690.) maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 750. (6762 sayılı TTK.nun 662.) maddesinde zamanaşımını kesen sebepler “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Yine 6102 sayılı TTK.nun 778/1-h (6762 sayılı TTK.nun 690.) maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 751. (6762 sayılı TTK.nun 663) maddesi gereğince zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar ve zamanaşımını kesen işlem hangi borçlu hakkında gerçekleşmiş ise ona karşı hüküm ifade eder. Ayrıca, alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar.
Somut olayda, alacaklı tarafından 01/07/2007 vade tarihli bonoya dayalı olarak senedi tanzim eden borçlular aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 10/08/2007 tarihinde takibe başlanıldığı, şikayetçi borçluya örnek 10 nolu ödeme emrinin 15/08/2007 tarihinde tebliğ edildiği; alacaklı tarafça 03/02/2009 tarihinde borçlular aleyhinde üçüncü şahıslara İİK"nun 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiği ve alacaklının belirtilen en son talep tarihinden 21/08/2013 tarihinde yapılan şikayet tarihine kadar şikayetçi borçlu hakkında zamanaşımını kesecek nitelikte bir işlem talebinde bulunmadığı görülmektedir.
Alacaklı tarafından 03/02/2009 tarihinde yapılan en son talep tarihinden sonra, diğer takip borçlusunun alacaklıya karşı 23/02/2009 tarihinde menfi tespit davası açtığı, mahkemece 22/07/2010 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği ve kararın 29/09/2010
tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ancak diğer borçlu tarafından açılan menfi tespit davası 6102 sayılı TTK.nun 751/1. (6762 sayılı TTK.nun 663/1.) maddesi gereğince, sadece bu borçlu yönünden zamanaşımını kesecektir.
Buna göre, takip dayanağı bonoda senedi düzenleyen şikayetçi borçlu tarafından açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığından ve 6102 sayılı TTK.nun 778/1-h (6762 sayılı TTK.nun 690.) maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 749/1. (6762 sayılı TTK.nun 661/1.) maddesi gereğince üç yıllık zamanaşımı süresi içerisinde şikayetçi borçlu aleyhinde zamanaşımını kesecek nitelikte işlem yapılmadığından bu borçlu yönünden zamanaşımının gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
O halde mahkemece, borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK.nun 71/2 ve 33/a maddeleri kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımına ilişkin olup şikayetçi borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden sonraki devrede üç yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan şikayetin kabulü ile bu borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.