Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/1997
Karar No: 2021/1732
Karar Tarihi: 11.10.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/1997 Esas 2021/1732 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1997
Karar No : 2021/1732

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ...
2- ... Bakanlığı
VEKİLLERİ: Av. ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Odası
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 16/05/2019 tarih ve E:2018/968, K:2019/4403 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Gölbaşı İlçesi, ... Mahallesi sınırları içerisinde bulunan bazı alanların "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulunun ... tarih ve ... sayılı Kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 16/05/2019 tarih ve E:2018/968, K:2019/4403 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerin, davacı Odanın subjektif dava açma ehliyetinin bulunmadığı yönündeki itirazlarının yerinde görülmediği belirtilerek,
Dava konusu işleme ait gerekçe raporunda; alanda yapılaşma olmadığı, sınır içinde konut bulunmadığı, Ankara 2 Nolu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 30/12/2013 tarih ve 129 sayılı kararı ile I. Derece Doğal Sit Alanı olarak tescil edilen Tuluntaş Mağarasının bulunduğu, alanın 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında gelişme konut alanında kaldığı, yaklaşık 500 hektarlık alanın 231 hektarlık kısmının kamuya ve 269 hektarlık kısmının ise özel mülkiyete ait olduğu, kamu mülkiyetinin mera, tescil dışı, Maliye Hazinesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesine ait parsellerden oluştuğu hususlarının belirtildiği,
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin muhtelif hükümleri ve 5998 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin iptali istemiyle açılan davada ... Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararda yer alan gerekçeler ile 2023 Başkent Ankara 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planındaki düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde,

Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarının, plansız gelişen, fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsaması ya da bu alanların dönüşümünü sağlamak amacıyla plansız ve boş alanların da bu proje kapsamına alınabileceği, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini yaparken imar planlarının hazırlanmasında göz önünde bulundurulacak hususların dikkate alınması gerektiği, belediyelere verilen bu yetkinin sınırsız olmadığı, başta kamu yararının sağlanmasının yanı sıra, hizmet gerekleri, şehircilik ve planlama ilkeleri ve bu yetkiyi öngören yasal düzenlemelerdeki amacın gerçekleştirilmesi ile sınırlı olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle, davalı idarelerce hangi plansız gelişen ya da fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız veya afet riski taşıyan alanların kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı kapsamına alındığının gerekçe raporunda açıkça ortaya konulması gerektiği,
5393 sayılı Kanun'un 73. maddesinde, belediyelerin, belediye meclisi kararıyla; konut alanları üretmek amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecekleri ifade edilmiş ise de; konut üretimi amacıyla tesis edilen dava konusu idari işlemin, kamu yararı taşıyıp taşımadığının belirlenebilmesi için idari işlemin gerekçelerinin bilimsel, teknik ve nesnel olarak ortaya konulması gerektiği,
Bu durumda, alanın plansız gelişen, fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsadığı ya da bu kapsamdaki hangi alanların dönüştürülmesi amacıyla tesis edildiği nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlerle ortaya konulamadığından, dava konusu kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı sınırının belirlenmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği,
Öte yandan, dava konusu işlem ile imar planında yapılan kentsel dönüşüme yönelik müdahalelerin, dar gelirlilere konut üretme amacı taşıdığı ifade edilmişse de sınır tespitinde hangi kriterlerin dikkate alındığına ilişkin hiçbir teknik, nesnel ya da bilimsel bir dayanak, analiz ya da sentez çalışmasının bulunmadığı, sadece mülkiyet desenine bağlı olarak KDGPA sınırı belirlenemeyeceği, sınırın nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlere dayandırılmamış olması nedeni ile de dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu,
Alan içerisinde yapılaşmış bir kentsel doku bulunmadığından söz konusu sınırın "Kentsel Dönüşüm" değil, "Gelişim Alanına" yönelik olduğu,
İlave nüfus ve yapılaşmanın kentsel alan üzerinde son derece önemli bir planlama müdahalesi niteliği taşıdığı, bu planlama müdahalesinin dayanağı nesnel, teknik ve bilimsel veri, tespit ve analizlerin bulunmadığı, Ankara kentinin planlı gelişme pratiğine aykırı olarak mevcut yapıya eklemlenmesi söz konusu olan bu durumun analitik yaklaşımdan uzak biçimde, bilimsel ve teknik dayanağı olmayan bir gelişme yönünü tariflemekte olduğu, alanın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak ilanına bağlı olarak, üst ölçekli imar planlarıyla yapılan müdahalenin de parçacı bir yaklaşımı yansıttığı, dava konusu KDGPA sınırının da içerisinde olduğu kentin oldukça önemli bir gelişme alanının hiçbir tespit, analiz, sentez, bütüncül etki analizi ve mekansal politikaya bağlı olmadan tariflenmiş olmasının bütüncül yaklaşımlara ve Ankara kentinin planlı gelişme tarihine aykırı olarak bir gelişme yönü belirlemesi nedeniyle, dava konusu işlemin, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, plan tekniğine, plan bütünlüğüne ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna varıldığı,
gerekçeleriyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, davacı Odanın dava açma ehliyetinin bulunmadığı, gerçekleştirilen sınır ilanının, askı sürecinde itiraz olmadığı için kesinleştiği, imar planlarına karşı dava açılmadan KDGPA ilanlarına dava açılamayacağı, Dairece dava konusu işlemin imar planı gibi değerlendirildiği, oysa bu işlemin sadece sınır ilanına ilişkin bir işlem olarak değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca eleştirilerin genel olarak Kentsel Dönüşüme ilişkin olduğu ancak alanın aynı zamanda Kentsel Gelişme Alanı olarak ilan edildiğinin dikkate alınmadığı, dava konusu sınır ilanının 2017 yılı onaylı 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara İli Çevre Düzeni Planı ile uyumlu olduğu, aynı alanı kapsayan 1/25.000 ölçekli Güneybatı Ankara Planlama Bölgesi Nazım İmar Planı Revizyonunun da onaylanarak yürürlüğe girdiği, dolayısıyla 2007 yılı 1/25.000 ölçekli planın artık geçerli olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın yeni imar planları çerçevesinde incelenmesi gerektiği, düzenli kentleşmeyi ve kentsel alanların çağdaş şehircilik ilkeleri doğrultusunda yapılandırılmasını sağlamak ile mutlak kamu yararının gerçekleştirilmesini amaçlayan ve 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesindeki düzenlemelere uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, haksız ve eksik inceleme ile verilen Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden Cumhurbaşkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Üye ...'in; Anayasa'nın 135. maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının, belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan kamu tüzel kişilikleri olduğu ve bu meslek kuruluşlarının, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamayacağı esasları göz önünde bulundurulduğunda, davacı Odanın, dava konusu işlemin iptalini istemekte hukuken korunması gereken bir menfaatinin bulunmadığı yönündeki ayrışık oyuna karşılık, davacı Odanın ehliyetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, temyiz istemlerinin esastan incelenmesine geçildi.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin REDDİNE;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 16/05/2019 tarih ve E:2018/968, K:2019/4403 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 11/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde: ''Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir." kuralı yer almaktadır.
Uyuşmazlığa konu alanın, Ankara kent makroformu içerisinde özellikli bir konumda bulunduğu anlaşılmakta olup; söz konusu bölgenin konut, rekreasyon, sosyal donatı alanları için kullanılması ve ilerleyen zamanda oluşabilecek çarpık kentleşmenin önünü geçilmesi amacıyla, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesinin, dayanak alınan 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde belirtilen kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilanı için öngörülen hususlar ile örtüştüğü anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; alanda öngörülecek kullanım kararlarının imar planlarıyla belirlenecek olması ve kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı belirleme kararlarının plan hiyerarşisine dahil olmaması nedeniyle alanın kullanımına yönelik iddiaların imar planlarına karşı açılacak davalarda değerlendirileceğinin kuşkusuz olduğu ve bu davanın konusunun kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilanına ilişkin olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi