Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10371
Karar No: 2020/10656
Karar Tarihi: 14.10.2020

Hırsızlık - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/10371 Esas 2020/10656 Karar Sayılı İlamı

2. Ceza Dairesi         2020/10371 E.  ,  2020/10656 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
    Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK"nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır.
    Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır.

    Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.
    Tüm dosya içeriğine göre, müşteki Halime"nin evinde yalnız bulunduğu esnada sanık ve temyiz dışı sanık ...’ın müştekinin bulunduğu eve geldikleri, temyiz dışı Mehtap’ın kendisinin 9 yıldır çocuğunun olmadığını, yanındaki kadının duasını alarak hamile kaldığını, çocuğu olacağı için adak adadığını, bunun için 41 kapıdan şeker alması gerektiğini söyleyerek müştekiden bir kaşık şeker istediği, müştekinin şekeri getirdikten sonra bir de makara getirmesini söylemesi, ve bunun üzerine sanık Türkân’ın onun getirdiği makaradan koparıp parçaladığı ipleri müştekinin avucuna koyması, avucunu açınca iplerin birleştiğini görmesi ve yine bir takım numaralarla müştekiyi yanıltarak sanığa karşı inancının kuvvetlenmesi üzerine sanığın, müştekinin ailesine ait olan ve yatak odasında bir kasada bulunan değerli eşyaları ve paraları çıkarttırıp bir çorabın içerisine koydurttuğu, içerisinde para ve değerli eşyalar olan çorabı da evin içerisindeki bir kısım eşyalarla bohça yapıp yatak odasında bir yere saklamasını söyledikten sonra kapıyı kilitledikleri, müştekiye sende büyü var, bu kapıyı annen gelmeden bir saat önce aç diyerek ve çeşitli uydurma nasihatlerde bulunarak evden ayrıldıkları sanığın ayrılmasından sonra müştekinin ailesinin gelmesi üzerine sakladığı yerde ziynet eşyaları ve parayı bulamaması şeklinde gelişen olayda; sanığın hileli söz ve davranışlarla müştekinin dini duygularını istismar ettiği, müştekiden haksız menfaat sağladığı anlaşılmakla; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-a. maddesine göre dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgı sonucu aynı Kanun"un 142/1-b maddesi gereğince yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 14.10.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi