Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9931
Karar No: 2018/6383
Karar Tarihi: 22.10.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/9931 Esas 2018/6383 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/9931 E.  ,  2018/6383 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ...Yayıncılık A.Ş. aleyhine 07/08/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısnen kabulüne dair verilen 21/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; 11/02/2015 tarihli ... Gazetesinde yayınlanan “Dünya İmamları” başlıklı haberde müvekkilinin rızası dışında resmi de kullanılmak suretiyle gerçek dışı bir haber yapıldığını, hakkında başlatılmış herhangi bir soruşturma dahi bulunmayan müvekkilinin sözde örgüt mensubu ve üst düzey yönetici ilan edildiğini, davalıların herhangi bir araştırma yapmadan yalnızca müvekkilini toplum nezdinde küçük düşürmek ve örgüt mensubu gibi kamuoyuna sunmak maksadıyla hareket etmeleri nedeniyle kusurlu olduklarını belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalılar vekili; kamuoyunda yıllardır gündemde olan somut olaylara, devlet yetkililerinin kamuoyu önündeki anlatımlarıyla bunları teyit eden yargı kararları ve kamuoyunda aleniyet kazanan resmi haberlere dayalı olarak haber yapıldığını, haberde cemaatin yurt dışı okulları bağlamında dünyada nasıl teşkilatlandığı yönünde kamuoyuna bilgi verildiğini, görünen gerçeğe yani olay ve iddiaların beliriş biçimine uygun olarak basın özgürlüğü kapsamında bulunan haberde gündeme ilişkin iddialara yer verildiğini, davacının habere yönelik yapmış olduğu şikayet hakkında takipsizlik kararı verildiğini, ayrıca tekzip isteminin de reddedildiğini, haberde kamu yararının gözetildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; haberin yapılmasında kamu yararı olduğu kabul edilse dahi gerçek olmasının çok önemli olduğu, davalının böyle bir haber yaparken araştırma yükümlülüğü bulunduğu, davalının haberin gerçek olduğuna ya da davacı hakkında paralel yapı üyesi olduğu hususunda ihbar alındığına dair herhangi bir delil sunmadığı, bu durumda yapılan haberle davacının kişilik haklarına saldırının varlığının kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın; olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddelerinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilebilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Davaya konu haberin incelenmesinde; haberin bütününde paralel örgütün 160 ülkede 2.000’den fazla okul aracılığıyla küresel organizasyonu ne şekilde gerçekleştirdiği konusunun işlendiği, bu sistemin nasıl işlediğine dair ayrıntılı bilgi verildiği, haberin doğrudan davacıyı hedef almadığı anlaşılmaktadır.
    Haberin bir bütün olarak değerlendirilmesinde; kamusal yarar içeren bir tartışmaya katkı sağlamış olduğu, dönemin koşulları ve Devletin tehlike olarak gördüğü bir örgütle mücadelesi içinde, paralel örgütün yurt dışı okulları aracılığıyla 160 ülkeye nasıl sızdığı ve hangi yollarla yapılandığına dikkat çekilerek gündemde olan konular hakkında kamuoyuna yönelik değerlendirmeler içerdiği, ayrıca haberin fotoğraflarla desteklendiği dikkate alındığında; davaya konu haberin kamu yararı üstün tutulmak suretiyle kaleme alındığı, haberin güncel olduğu, toplumsal menfaatin ön planda bulunması nedeniyle basın özgürlünün esas alınması gerektiği ve davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ve haberin kaleme alınış amacı nazara alındığında, basın özgürlüğünün bu haberde özel hayat ve aile hayatının korunması hakkına üstün tutulması gerektiği sonucuna varılmalıdır.
    Şu halde mahkemece, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi