Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2609
Karar No: 2021/1739
Karar Tarihi: 11.10.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2609 Esas 2021/1739 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2609
Karar No : 2021/1739

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ...
2- ...Bakanlığı
VEKİLLERİ: Hukuk Müşaviri ...

3- ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 16/05/2019 tarih ve E:2015/9418, K:2019/4394 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Çankaya İlçesi, ...ve ...Mahalleleri ile Mamak İlçesi, ... Mahallesinde bulunan ve sınırları belirlenen alanın "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı" olarak ilan edilmesine ilişkin 15/06/2015 tarih ve ...sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu kararın davacıya bildirilmesine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığının ...tarih ve ...sayılı yazısının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 16/05/2019 tarih ve E:2015/9418, K:2019/4394 sayılı kararıyla;
Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunmadığı yönündeki itirazının yerinde görülmediği belirtilerek,
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin muhtelif hükümleri ve 5998 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesinin iptali istemiyle açılan davada Anayasa Mahkemesince verilen 18/10/2012 tarih ve E:2010/82, K:2012/159 sayılı kararda yer alan gerekçeler, 2023 Başkent Ankara 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planındaki düzenlemeler ve Dairelerinin E:2015/6645 sayılı dosyasında mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporda yer alan görüş ve tespitlerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde,
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarının (KDGPA), plansız gelişen, fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız ya da afet riski olan bölgeleri kapsaması ya da bu alanların dönüşümünü sağlamak amacıyla plansız ve boş alanların da bu proje kapsamına alınabileceği, kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini yaparken imar planlarının hazırlanmasında göz önünde bulundurulacak hususların dikkate alınması gerektiği, belediyelere verilen bu yetkinin sınırsız olmadığı, başta kamu yararının sağlanmasının yanı sıra, hizmet gerekleri, şehircilik ve planlama ilkeleri ve bu yetkiyi öngören yasal düzenlemelerdeki amacın gerçekleştirilmesi ile sınırlı olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle, davalı idarelerce hangi plansız gelişen ya da fiziki ve sosyal çevre koşulları sağlıksız veya afet riski taşıyan alanların kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı kapsamına alındığının gerekçe raporunda açıkça ortaya konulması gerektiği,
5393 sayılı Kanun'un 73. maddesinde, belediyelerin, belediye meclisi kararıyla; konut alanları üretmek amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecekleri ifade edilmiş ise de; konut üretimi amacıyla tesis edilen dava konusu idari işlemin, kamu yararı taşıyıp taşımadığının belirlenebilmesi için idari işlemin gerekçelerinin bilimsel, teknik ve nesnel olarak ortaya konulması gerektiği,
Belediyelerin, üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri tamamen kendilerinde olmak kaydıyla, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabileceği açık ise de; bu projelerin hangi amaca yönelik yerine getirileceği hususunda Yasa koyucunun sayma yoluyla bir sınırlama getirdiği,
Bu doğrultuda, belediyelerin ancak Kanun'da öngörüldüğü şekilde, bir bölgede konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini uygulayabileceği,
Öte yandan, belediyeler tarafından hangi amaçla kentsel dönüşüm ve gelişim alanlarının ilan edildiğinin, bu yönde alınan kararlarda açıkça ortaya konulmasının, belirlilik ilkesinin de bir gereği olduğu,
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, dava konusu alanda kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesine yönelik gerekçelerin, 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesine uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği,
Dosyada bulunan KDGPA ilanına yönelik gerekçe raporunda, işlemin gerekçesi olarak;
- "İmrahor Vadisi tabanındaki çarpık yapılaşma ve zararlı sanayi işletmelerinin kaldırılması,
- Vadi tabanında yer alan hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi,
- Mülkiyet hatalarının giderilmesi,
- Vadi tabanında ıslah yapılmaması halinde büyük bir alanın imara açılamayacağı,
- İlerde doğabilecek sel ve taşkın olaylarının önüne geçilerek ıslah edilmesi,
- Proje alanı ve yakın çevresinde taşkın riskine karşın, DSİ Genel Müdürlüğü ve ASKİ Genel Müdürlüğü'nce gerekli yerlerde sel kapanlarının öngörüldüğü, bu çalışma ile kamu eline geçmesi sağlanacak olan vadi tabanının, kaçak yapılardan temizleneceği,
- Taşkın sahası içerisinde yer alan özel mülkiyete konu parsellerin DSİ veya Belediye tarafından kamulaştırılma zorunluluğunun ortadan kaldırılması,
- Kamulaştırma maliyetinin tamamının kamu bütçesinden karşılanması gerekeceği için Belediye ve diğer kurumların, mali gücünü kamulaştırmaya ayırması nedeniyle kamu hizmetlerinin aksayabileceği,
- Vadi tabanının kamunun eline geçirilmesi suretiyle, halka kazandırılması ve düzenli olarak denetiminin yapılması, tüm sürecin daha hızlı, ekonomik ve organize yürütülebilmesi,
- Alanın imar ve ıslah çalışmalarının yapılabilmesi, koordinasyonun tek merkezden yürütülebilmesi, konut, rekreasyon ve sosyal donatı alanları amaçlı olarak kullanılabilmesi",
hususlarının belirtildiği,
Bölgedeki ruhsatsız yapılaşmanın ve sanayi işletmelerinin kaldırılması, hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi, mülkiyet hatalarının giderilmesi, dere ya da nehirlerin ıslah edilmesi, kamulaştırma sürecinde ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçilmesi, alanın imar ve ıslah çalışmalarının yapılabilmesi şeklindeki bu gerekçelerin, KDGPA ilanı için Kanun hükmü ile öngörülen hususlar arasında yer almadığı,
Bu itibarla, dava konusu ilana esas alınan gerekçeler doğrultusunda KDGPA ilan edilmesi, anılan Kanun hükmü uyarınca mümkün olmadığından, dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı, gerekçeleriyle anılan işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, imar planlarına karşı dava açılmadan KDGPA ilanlarına dava açılamayacağı, dava konusu sınır ilanının 2017 yılı onaylı 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara İli Çevre Düzeni Planı ile uyumlu olduğu, ancak bu çevre düzeni planı çerçevesinde bir irdeleme yapılmadığı, Daire tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yeterli teknik ve bilimsel bir çalışma yapılmaksızın, bilirkişilerin uzmanlık alanlarına girmeyen konularda dahi görüş belirtilerek, sübjektif değerlendirmelerle görüş oluşturulduğu, dava konusu işlemin 5393 sayılı Kanun'un 73. maddesindeki amaçlara uygun olarak "konut alanları", "ticaret alanları", "kamu hizmet alanları", "rekreasyon alanları", "sosyal donatı alanları" oluşturmak amaçlarını taşıdığı ve anılan Kanun maddesindeki düzenlemeler çerçevesinde tesis edildiği, KDGPA ilanının imar planıymış gibi değerlendirilemeyeceği ileri sürülmekte olup; davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ayrıca, harçtan muaf olan idarelerinin yargı harçlarından sorumlu tutulmasının da mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçelerinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerin temyiz istemlerinin REDDİNE;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 16/05/2019 tarih ve E:2015/9418, K:2019/4394 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 11/10/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY
X- Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde: ''Belediye, belediye meclisi kararıyla; konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir. Bir alanın kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilebilmesi için yukarıda sayılan hususlardan birinin veya bir kaçının gerçekleşmesi ve bu alanın belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde bulunması şarttır. Ancak, kamunun mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi Bakanlar Kurulu kararına bağlıdır.
Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak ilan edilecek alanın; üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususlarının takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisindedir. Toplamı 5 hektardan az olmamak kaydı ile proje alanı ile ilişkili birden fazla yer tek bir dönüşüm alanı olarak belirlenebilir." kuralı yer almaktadır.
Uyuşmazlığa konu alanın Ankara kent makroformu içerisinde özellikli bir konumda bulunduğu anlaşılmakta olup; davalı idarelerce KDGPA ilanına gerekçe olarak gösterilen ve raporda belirtilen;
"- İmrahor Vadisi tabanındaki çarpık yapılaşma ve zararlı sanayi işletmelerinin kaldırılması,
- Vadi tabanında yer alan hak sahiplerinin mağduriyetlerinin giderilmesi,
- Mülkiyet hatalarının giderilmesi,
- Vadi tabanında ıslah yapılmaması halinde büyük bir alanın imara açılamayacağı,
- İlerde doğabilecek sel ve taşkın olaylarının önüne geçilerek ıslah edilmesi,
- Proje alanı ve yakın çevresinde taşkın riskine karşın, DSİ Genel Müdürlüğü ve ASKİ Genel Müdürlüğü'nce gerekli yerlerde sel kapanlarının öngörüldüğü; bu çalışma ile kamu eline geçmesi sağlanacak olan vadi tabanının, kaçak yapılardan temizleneceği,
- Taşkın sahası içerisinde yer alan özel mülkiyete konu parsellerin DSİ veya Belediye tarafından kamulaştırılma zorunluluğunun ortadan kaldırılması;
- Kamulaştırma maliyetinin tamamının kamu bütçesinden karşılanması gerekeceği için Belediye ve diğer kurumların, mali gücünü kamulaştırmaya ayırması nedeniyle kamu hizmetlerinin aksayabileceği,
- Vadi tabanının kamunun eline geçirilmesi suretiyle, halka kazandırılması ve düzenli olarak denetiminin yapılması, tüm sürecin daha hızlı, ekonomik ve organize yürütülebilmesi,
- Alanın imar ve ıslah çalışmalarının yapılabilmesi, koordinasyonun tek merkezden yürütülebilmesi, konut, rekreasyon ve sosyal donatı alanları amaçlı olarak kullanılabilmesi."
hususlarının, söz konusu bölgenin konut, rekreasyon, sosyal donatı alanları için kullanılması amacıyla, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilmesinin, dayanak alınan 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde belirtilen kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilanı için öngörülen hususlar ile örtüştüğü ve davalı idarelerin, dava konusu bölgenin kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesi için ortaya koyduğu, yukarıda belirtilen ikincil gerekçelerin de dava konusu ilanın sebep unsurunu oluşturduğu değerlendirilmektedir.
Bu veriler ışığında; alanda öngörülecek kullanım kararlarının imar planlarıyla belirlenecek olması ve kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı belirleme kararlarının plan hiyerarşisine dahil olmaması nedeniyle alanın kullanımına yönelik iddiaların imar planlarına karşı açılacak davalarda değerlendirileceğinin belirgin olduğu ve bu davanın konusunun kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilanına ilişkin olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, uyuşmazlık konusu KDGPA ilanının, sadece sınır tespitine ilişkin olması ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73. maddesinde öngörülen amaçlara uygun olması karşısında, bilirkişi kurulunun aksi yöndeki kanaat ve görüşleri ise kabul edilebilir bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi