Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/3376
Karar No: 2021/11098
Karar Tarihi: 11.10.2021

Danıştay 6. Daire 2018/3376 Esas 2021/11098 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/3376
Karar No : 2021/11098

DAVACILAR : 1- … Odası-..
VEKİLİ : Av. …
2- … Odası-…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı-ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : 22/02/2018 tarih ve 30340 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Otopark Yönetmeliğinin; 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ibaresinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının ı) bendinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinin "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibaresinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının ö) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının e) bendinin, 6. maddesinin 4. fıkrasının, geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : Uyuşmazlık konusu Yönetmeliğin aşağıda başlıklar halinde detaylı olarak yer verilen iddialar ile imar mevzuatına, mülkiyet haklarına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Öncelikle, usule ilişkin olarak, davacıların görülmekte olan davayı süresi içinde açmadığı ve uyuşmazlık konusu işlemlerin iptaline yönelik dava açmakta menfaati olmadığı, esasa yönelik olarak ise dava konusu işlemin, aşağıda detaylı biçimde yer verilen iddialar ileri sürülerek, hukuka uygun olduğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunmasında bulunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava, 22/02/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Otopark Yönetmeliği'nin; 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ibaresinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının ı) bendinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinin "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibaresinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının ö) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının e) bendinin, 6. maddesinin 4. fıkrasının, geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Yönetmeliğin dava konusu 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde, yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçeleri altında yeraltı otoparkı yapılabileceği düzenlendikten sonra yer altı otoparkların uygulanmasına ilişkin olarak Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasında, ana arter yollarda cadde altı, imar mevzuatının izin verdiği meydan, yeşil saha ve parklar ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun görülen, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim tesis alanları hariç, bu kuruluşlara ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinde yer altı otoparkı yapılabileceği düzenlemesi yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu Otopark Yönetmeliğinin 3. maddenin 1. fıkrasının k) bendinin tamamlayıcısı niteliğindeki Otopark Yönetmeliğinin 6. maddesinin 4. fıkrasında, yukarıda da ayrıntılı olarak sayılan alanlarda bölge ve genel otoparkların yapılabileceği düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.
Otopark Yönetmeliğinin dava konusu edilmeyen "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinin bölge ve genel otoparklara ilişkin e) bendinde "Bir şehir veya bölgenin mevcut ve gelecekteki şartları ile ihtiyaçları göz önünde bulundurularak imar planları ile düzenlenen ihtiyaca göre açık, kapalı ya da katlı olarak belediyeler veya diğer kamu kuruluşları ve özel kişiler tarafından yapılan ve işletilen otoparklar" bölge otoparkları ve genel otoparklar olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin dava konusu hükümlerinde sayılan kamusal alanların altında, ticari nitelikte olacak şekilde yapılacak ve işletilecek bölge ve genel otopark alanlarının yer alabileceği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanunun işlem tarihinde yürürlükte olan 18. maddesinin 3. fıkrasında; "Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz." düzenlemesine yer verilmiştir.
Düzenleme ortaklık payından (DOP) karşılanan yollar, meydanlar, yeşil sahalar, park alanları ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin, ayrılmaz parçası niteliğinde olan zemin altının ticari olarak faaliyet gösterilebilecek şekilde planlanmasına izin veren dava konusu düzenlemelerde, 3194 sayılı Kanunun, DOP hesabına dahil edilmiş alanların öngörülen hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı kuralına açık biçimde aykırılık bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 3. maddenin 1. fıkrasının k) bendinde, yapılması öngörülen otopark alanlarının, imar planı kararları doğrultusunda belirleneceği belirtilmiş ise de bir parsele yönelik olarak birden çok kullanım kararı getirilmesi ve bu alanların edinim yöntemlerinin farklı olması halinde uygulamanın ne şekilde yapılacağının, önceden yapılan parselasyon işleminde DOP'tan veya kamu ortaklık payından (KOP) karşılanan alanın altında yer alacak otopark alanının ne şekilde oluşturulacağının ve imar planlarında kamusal kullanıma ayrıldığı için DOP veya KOP ile elde edilen parseller için sonradan plan değişikliği ile getirilecek ilave otopark alanı kullanımı dolayısıyla meydana çıkacak olan mülkiyet sorunlarının ne şekilde çözümleneceğinin belirsiz olması nedeniyle, anılan maddelerin uygulamaya yön verecek nitelikte olmadığı da açıktır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde yer alan "Yeraltı otoparkı: Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ifadesi ile aynı Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasının iptaline, dava konusu edilen diğer maddeler bakımından ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 22/02/2018 tarih ve 30340 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Otopark Yönetmeliği'nin; 3. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ibaresinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinin "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibaresinin, 4. maddesinin (ö) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin, 6. maddesinin 4. fıkrasının, Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Davanın, Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ibaresine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde; “Ada içi otoparkı: Elverişli imar adalarında, gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak ada içlerinde, imar planlarında düzenleme yapılmak suretiyle ilgili parsellerin ortak kullanımına yönelik düzenlenen otoparkları,” ifadesine yer verilmiş, davacı tarafından bu bendin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ifadesinin iptali istenilmiştir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin "Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımları"nı belirleyen 1. Bölüm, "Genel İlkeler"i belirleyen 2. Bölüm, "Projeler ve Yapı İzin Belgeleri"ni düzenleyen 6. Bölüm, "Denetime Dair Hükümler"i belirleyen 7. Bölüm, "Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin esaslar"ı düzenleyen 8. Bölüm, Yönetmeliğin 9. Bölümünde yer alan "Çeşitli ve Son Hükümler" kısmındaki hususlar, Yönetmeliğin "Parsel kullanım fonksiyonlarına göre yapılaşma koşulları"nı düzenleyen 19. maddesi, "Taban alanı"na ilişkin esasları düzenleyen 20. maddesi ve Yönetmeliğin geçici maddeleri ile düzenlenen hususların, idarelerin çıkaracağı diğer Yönetmelikler ile planlarla değiştirilemeyeceğinin kuralı uyarınca Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin bu hükümler yönünden çerçeve çizen genel bir düzenleme olduğunun kabulü gerekmekte olup, idarelerce çıkarılacak Yönetmelikler ile planlarda yer alan bu hususların, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nde yer alan hükümlere aykırı olamayacağı açıktır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin yukarıda yer verilen hususlar yönünden genel bir düzenleyici işlem olması, bu hükümlerde yer alan hususların niteliği de göz önünde bulundurulduğunda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun, yerleşme yerlerindeki imar düzeni ile bu yerlerdeki yapılaşma koşullarının, plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacına da uygun olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Zira, aksi yöndeki yaklaşımın, sağlıklı bir imar düzeni ve yapılaşma koşulları oluşturulması için gereken, imar mevzuatının temel usul ve esasları yönünden farklı uygulamalara sebebiyet vereceği açık olup, bunun da İmar Kanunu'nun yukarıda yer verilen amacına aykırı olacağı şüphesizdir.
Öte yandan, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 69. maddesinin, 2. fıkrasında sayılan maddelerin dışındaki hükümler yönünden, planlar ve idarelerce çıkarılan Yönetmelikler ile Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nden farklı hususlar düzenlenebilmesi mümkündür.
Bu itibarla, dava konusu Otopark Yönetmeliği'nin de, genel düzenleme olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 69. maddesinin, 2. fıkrasında belirtilen maddelere aykırı olamayacağı açıktır.
Bahçe mesafelerine yönelik esaslar ve kullanım kararlarına yer verilen, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 23. maddesinde ise;
(1) Uygulama imar planında, aksine bir hüküm bulunmadığı durumlarda bahçe mesafeleri;
a) Ön bahçe ve yol kenarına rastlayan bahçe mesafeleri ile kamusal alanlara komşu olan bahçe mesafeleri en az 5.00 metredir.
b) Yan bahçe mesafesi en az 3.00 metredir.
c) Arka bahçe mesafesi en az 3.00 metredir.
...
(4) Ön, yan ve arka bahçelerde; kapalı mekân oluşturmayan ve tüm cepheleri açık, katlı olmayan, bağımsız bölüm veya bağımsız bölümün eklentisi niteliği taşımayan, tabii veya tesviye edilmiş zemin üzerine;
a) Kameriye,
b) Pergola,
c) Süs havuzu,
ç) Çocuk bahçeleri,
d) Bina giriş köprüleri,
e) Oyun ve sportif amaçlı bahçe düzenlemeleri, yapılabilir.
(5) Ön, yan ve arka bahçelerde güvenlik kulübesi yapılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Her ne kadar, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 23. maddesinde, arka bahçede otopark yapılabilmesine yönelik bir düzenleme yer almamakta ise de, söz konusu maddede uygulama imar planlarına öncelik verildiği gibi, bu maddenin Yönetmeliğin 69. maddesinin 2. fıkrasında sayılan genel düzenleme niteliğindeki hususlardan olmadığı, bu doğrultuda, planlar ve diğer imar Yönetmelikleri ile bahçe mesafelerinde farklı kullanımlara yer verilebileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, imar planlarında düzenlenmek suretiyle elverişli imar adalarında, gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak ilgili parsellerin ortak kullanımına yönelik otopark yapılmasında, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ne aykırı bir yön bulunmamıştır.
Otopark Yönetmeliği'nin, dava konusu 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının ı bendinde getirilen; “Ortak otopark uygulaması: İmar adasındaki komşu parsellerin bahçelerinin daha etkin kullanılabilmesi amacıyla; ilgili her bir parsel için parsel maliklerinin en az beşte dördünün muvafakati alınmak, her bir parsel sınırı korunmak ve bu sınırlara göre planda verilen yapılaşma koşulları ayrı ayrı uygulanmak kaydıyla, tevhit koşulu olan kot ve cephe sınırlamalarına bakılmaksızın ve parseller tevhit edilmeksizin vaziyet planı idarece onaylanarak ve tapuda beyanlar hanesine “ortak otopark alanı vardır” şeklinde belirtme yapılarak, açık veya tamamen gömülü olmak ve dilatasyonla ayrılmak kaydıyla kapalı olarak yapılan otopark uygulamalarını,” şeklindeki düzenlemenin iptali istenilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik hükmü ile düzenlenen ortak otopark uygulamasının, binaya ait yapı ruhsatının eki mimari projenin bir parçası olan vaziyet planında değişiklik gerektireceği ve tapuda beyanlar hanesine “ortak otopark alanı vardır” şeklinde şerh düşülmesinin, mülkiyet hakkını doğrudan etkilediği dikkate alındığında, 634 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile öngörülen "önemli işler" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, 634 sayılı Kanun'un önemli işler kapsamında olan ortak otopark uygulaması, anılan Kanun uyarınca bütün kat maliklerinin oybirliğiyle verecekleri karar üzerine yapılabileceğinden, Otopark Yönetmeliği'nin, dava konusu 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi yönünden hukuka uyarlık görülmemiştir.
Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinin "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibaresine ve 6. maddesinin 4. fıkrasına ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde; "Yeraltı otoparkı: Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin, tamamen tabii zemin veya tesviye zeminin altında kalmak üzere, uygulama imar planı kararı ile belirlenmek ve mevcut ağaç dokusu ve zemin yapısı dikkate alınarak, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü bırakılmak, mevcut dokuya zarar vermemek ve ilgili standartları sağlamak şartı ile yapılan kapalı otoparkları,” tanımına yer verilmiştir. Davacı tarafından, bu düzenlemede geçen "Yeraltı otoparkı: Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ifadesinin yürütülmesinin durdurulması ve iptali istenilmiştir.
Yukarıda tanımına yer verilen yer altı otoparkların uygulanmasına ilişkin olarak da Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasında; “Ana arter yollarda cadde altı, imar mevzuatının izin verdiği meydan, yeşil saha ve parklar ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun görülen, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim tesis alanları hariç, bu kuruluşlara ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinde; tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalan kısımlarda, otopark giriş ve çıkışlarında can ve mal güvenliğinin sağlanması, giriş ve çıkışların bu alanların giriş ve çıkışlarından ayrı olması ve kullanımını etkilememesi koşullarıyla, mevcut ağaç dokusu dikkate alınarak; korunması gerekli ağaçlara hiçbir şekilde zarar verilmemesi, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü bırakılması ve standartların sağlanması kaydıyla bölge ve genel otopark yapılabilir. Yer altı otoparkları, her durumda trafik tedbirleri alınarak ve yerel trafik etütleri yaptırılmak kaydıyla; trafik yükü hesaplanarak planlanır ve projelendirilir. Bu tür otoparkların yapımı için kurumlar arası (idare ve ilgili kurum) mutabakat ve konuyla ilgili UKOME ya da trafik/ulaşım komisyonu kararı alınması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan düzenlemenin iptali istenilmektedir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin yeşil saha, parklar ile resmi binaları tanımlayan hükümlerinde, bu kullanımların tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalan kısımlarında yeraltı otoparkı yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme yer almamıştır.
Oysa Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (ddd) bendinde; meydan tanımı yapılırken, bu kullanımın altının otopark olarak kullanılabileceği düzenlenmiş iken, anılan Yönetmelik'te, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin altında kalan kısımlarında, bu haliyle otopark yapılabilmesinin mümkün olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, genel düzenleme niteliğindeki Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile tanımlanan kullanımları aşacak nitelikte, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin altında otopark kullanımı öngören, dava konusu Yönetmelik hükümlerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 4. maddesinin ö) bendine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1) fıkrasının ö) bendinde yer verilen “Yol üstü otoparkı yapılacak yerler ile yapımına ve işletilmesine ilişkin usul ve esaslar, büyükşehir belediyelerinde UKOME, diğer belediyelerde yerel trafik/ulaşım komisyonu kararı alınarak idarelerce belirlenir, buna göre yol üstü otopark düzenlemeleri, uygulaması ve işletmesi yapılır.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun "Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının f) bendinde; "Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu- yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek." ve 7. maddesinin 1. fıkrasının l) bendinde "Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek." büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunun "Belediyenin yetkileri ve imtiyazları" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının p) bendinde; "Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek." faaliyetlerinin belediyelerin yetkilerinden olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Otopark Yönetmeliğinin “Genel esaslar” başlıklı 4. maddesinde; “(1) Otoparkla ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: (...) k) Varsa ulaşım ana planı ve/veya otopark ana planına uygun olmak koşuluyla ilgili idarenin uygun görüşü ve ilgili trafik veya ulaşım komisyonunun kararı ile yapım şekline göre açık, katlı ve kapalı otoparklar için geçerli hükümler yerine getirilmek kaydıyla işletme amaçlı otopark yapılabilir.(...) r) 5216 sayılı Kanun uyarınca büyükşehir belediyelerince ulaşım ana planlarının yapılması veya yaptırılması ve uygulanması esastır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu madde ile yol üstü otoparkların nerelerde yapılacağı ile yapılmasına ve işletilmesine ilişkin usul ve esasların ne şekilde belirleneceğine yönelik düzenleme yapıldığı görülmektedir. Düzenlemeye göre, yol üstü otoparkların yapımı ve işletilmesi idare tarafından, ilgili trafik/ulaşım komisyonu veya UKOME tarafından karar alınmak suretiyle gerçekleşecektir. Otopark Yönetmeliğinin 4. maddesinin k) bendinde de dava konusu maddede yer verilen düzenlemeyi tamamlayacak biçimde, açık, katlı ve kapalı otoparklar için geçerli hükümler yerine getirilmek kaydıyla işletme amaçlı otopark yapılabileceği, ancak bu otoparkların, varsa ulaşım ana planı ve/veya otopark ana planına uygun olması, ilgili idarenin uygun görüşü ve trafik/ulaşım komisyonu kararı alınması gerektiği düzenlemesi getirilmiştir. 5216 ve 5393 sayılı Kanunların yukarıda anılan maddelerinde karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek bakımından belediyelere görev ve yetki verildiği görülmektedir. Kanunlar ile kendisine verilen yetkileri kullanmakta takdir yetkisi olan belediyelerin, bu yetkiyi kullanırken imar mevzuatına ve planlama yapılan alanda yürürlükte bulunan imar planı notlarına ve plan esas kararlarına uygun hareket ederek görevinin gereğini yerine getirmesi gerektiği açıktır.
Uyuşmazlık konusu maddede, belediyelerde trafik ve ulaşım konusunda yetkili karar mercii olan UKOME veya trafik/ulaşım komisyonu tarafından, belediyelerce hazırlanan ulaşım ana planlarına uygunluk bakımından değerlendirme yapılarak yol üstü otoparklarının, imar planlarına uygun, bütüncül biçimde ve belirli bir düzen içerisinde planlanması öngörüldüğünden, uyuşmazlık konusu maddede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendine ilişkin kısmı yönünden;
5. maddenin 1. fıkrasının b) bendinde yer verilen “Otopark ihtiyacının tamamının bodrum katlarda karşılanamaması halinde, tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalmak ve üzeri yeşillendirilerek bahçe vasfının ortadan kaldırılmaması şartıyla binaların öncelikle arka ve yan bahçe altlarının tamamı ile gereken durumlarda idarenin uygun görmesi halinde ön bahçe zemin altının parsel sınırına 3 metreden fazla yaklaşmamak suretiyle ön bahçe mesafesinin yarısını geçmeyen kısımlarında otopark yapılabilir. Otopark giriş çıkışı ön bahçe mesafesi içinden de sağlanabilir. Otopark rampası parsel sınırı dışından başlatılamaz.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 23. maddesinin 2. fıkrasında; “Tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında kalmak ve parsel sınırları dışına taşmamak kaydıyla, ön bahçe statüsünde olmayan yan ve arka bahçe mesafelerinde su deposu, otopark ve mevzuatı gereğince zorunlu miktardaki sığınaklar yapılabilir. Ayrıca ön bahçelerde de tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında; parsel sınırına 3.00 metreden fazla yaklaşmamak şartıyla ön bahçe mesafesinin yarısına kadar zorunlu otoparklar yapılabilir. Ancak sit alanları ve özel çevre koruma alanlarında, koruma amaçlı uygulama imar planı hükümlerine uyulur.” hükmüne ve aynı maddenin 3. fıkrasında; “Ön bahçe mesafesi 7.00 metreye çıkarılmak kaydıyla, bina cephesinden itibaren 2.00 metre dışında kalan kısım ön bahçede açık otopark yapılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu madde, bina ve parsel otoparklarının düzenlenmesine ilişkin esasları düzenleyen 5. madde içerisinde düzenlenmiş olup binaların arka, yan ve ön bahçelerinde, kapalı (yer altı) otoparkı yapılmasına yönelik esasları belirlemektedir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 23. maddesinde de dava konusu edilen maddeye paralel olacak şekilde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin ilgili maddesine uygun olarak getirilen Otopark Yönetmeliğinin dava konusu 5. maddenin 1. fıkrasının b) bendinde; otopark ihtiyacının bodrum katlarda karşılanamaması durumuna ilişkin bir düzenleme yapılarak otopark ihtiyacının öncelikle parsel içinde karşılanması gerektiği yolundaki ilkeye uygun olarak hareket edildiği görülmektedir. Bodrum katların, otopark ihtiyacını karşılamakta yeterli olmaması halinde, ayrılması gerekli otopark alanının, bahçe vasfı ortadan kaldırılmamak amacıyla yeşillendirilen ve tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalan alanlardan olan arka, yan ve ön bahçelerin zemin altlarında olacak şekilde, uyuşmazlık konusu maddede belirtilen esaslara uygun olarak karşılanması mümkündür. Bahçelerin ne şekilde kullanılacağı da dava konusu maddede, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmiştir. Buna göre; öncelikle yan ve arka bahçelerin zemin altının tamamı, gereken hallerde ise ilgili idarenin uygun görüşü de alınmak koşuluyla ön bahçe zemin altında, parsel sınırına 3 metreden fazla yaklaşmamak ve ön bahçe mesafesinin yarısını geçmemek şartıyla otopark yapılabilecektir.
Uyuşmazlık konusu düzenleme ile; otopark alanı ihtiyacı karşılanmaya çalışılırken bahçelerin yeşil niteliğinin korunmasının ve otopark ihtiyacının parsel içinde çözümlenmesinin hedeflendiği açık olup Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin yukarıda anılan hükmü uyarınca getirilen dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının e) bendine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 5. maddesinin e) bendinde yer verilen; “Ticaret alanları, ticaretin yapılabildiği karma kullanımlar ile ticaretin yapılabildiği konut alanlarında, binanın ihtiyacı olan otoparkını parsel veya bina bünyesinde karşılamak, otopark dışında hiçbir kullanım getirmemek, bahçe mesafelerini korumak şartıyla bağımsız bölüm olarak bodrum katlarında ve girişi zemin kattan da olabilen ticari amaçlı otoparklar yapılabilir. Ticari amaçlı dışa dönük olarak kullanılan otoparklarda 634 sayılı Kanun uyarınca parsel maliklerinin muvafakati ve UKOME ya da trafik/ulaşım komisyonu görüşü alınarak uygulama yapılır. Bu otoparkların, giriş ve çıkışlarının binanın kullanımına ait otoparklardan ayrı düzenlenmesi, tavan döşemelerinde ve diğer bağımsız bölümlere bitişik duvarlarında ilgili mevzuatına göre ses, ısı ve su yalıtımı yapılması, dışa bakan cephelerinin bina estetiğiyle uyumlu olması zorunludur.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.
Genel düzenleme niteliğinde olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 19. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde; "Konut alanı: Bu alanda; ilgili idare meclisince yol boyu ticaret olarak teşekkül ettiği karar altına alınan konut alanlarında bulunan parsellerin; zemin kat ve yol seviyesinde veya açığa çıkan bodrum katlarının yoldan cephe alan mekânlarında ya da binanın birinci katında veya bodrum katlarında zemin katta yer alan mekanla içten bağlantılı olan ve binanın ortak merdivenleri ile ilişkilendirilmeyen, getirilecek kullanıma ilişkin otopark ihtiyacını karşılamak kaydıyla, gürültü ve kirlilik oluşturmayan ve imalâthane niteliğinde olmayan, gayrisıhhi özellik taşımayan, halkın günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik dükkân, kuaför, terzi, eczane, Sağlık Bakanlığınca aranan şartlar sağlanmak kaydıyla günübirlik sağlık hizmeti sunulan sağlık kabini, muayenehane ve lokanta, pastane gibi konut dışı hizmetler verilebilir." hükmü yer almıştır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin yukarıda yer verilen maddesinde, konut alanlarında ne tür kullanımların yer alabileceği düzenlenmiş olup, bu kullanımların içerisinde ticari otoparklara yer verilmemiştir.
Bu itibarla, genel düzenleme olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'ni aşacak nitelikte, bu Yönetmelik'te konut alanları içerisinde yer almayan ticari otopark kullanıma, Otopark Yönetmeliği'nin dava konusu maddesinde yer verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Otopark Yönetmeliği'nin 6. maddesinin 4. fıkrasında yer alan "meydan" ibaresi yönünden;
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 4. maddesinin 1.fıkrasının (ddd) bendindeki meydan tanımında, bu kullanım altında yapılabilecek otoparkın özel mülkiyete konu edilemeyeceği öngörülmüş, Otopark Yönetmeliği'nin dava konusu 6. maddesinin 4. fıkrasında ise, imar mevzuatının izin verdiği meydanların tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalan kısımlarında, genel ya da bölge otoparkı yapılabilmesi düzenlenmiştir.
Her ne kadar, Otopark Yönetmeliği'nin dava konusu edilmeyen 3. maddesinin 1.fıkrasının (e) bendinde, bölge ve genel otoparkların özel kişiler tarafından da yapılıp, işletilmesi düzenlenmiş ise de, ilgili idarelerce tesis edilecek, meydan kullanımının altındaki otopark uygulamasına ilişkin işlemlerde, genel düzenleme olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin yukarıda yer verilen maddesinin göz önünde bulundurulacağı açıktır.
Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasına ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin “İşlemleri devam eden yapılar” başlıklı geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında yer verilen “Kamu kurum ve kuruluşlarınca bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale kararı veya ihale tarihi alınmış veya ihalesi yapılmış olan ancak ruhsat düzenlenmemiş yapıların ruhsat işlemleri ihaleyi yürüten kurum ve kuruluşların talebi halinde bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan Yönetmeliğe göre sonuçlandırılır.” hükmünün iptali istenilmektedir.
Hukukun sürekli bir gelişim ve değişim içerisinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, gelişen koşullara ayak uydurmak zorunda olan yasal metinlerin Kanunkoyucu tarafından ya da yetkili idare tarafından, kanunlara uygun olacak şekilde, değiştirilmesi gerektiği açıktır. Bir alanda yürürlükte olan mevzuat değiştirilirken yahut hiç düzenleme yapılmamış bir alanda ilk kez düzenleme yapılırken yürürlüğe girecek hükümlerin hangi tarihten itibaren uygulanmaya başlanacağının belirlenmesi için geçici hükümler getirilmesi mümkündür.
Geçici maddeler, düzenleme yapılmak istenilen alanda, yetkili idari merci tarafından hazırlanan yeni mevzuat metni içerisinde yer alan ve yeni getirilen düzenleme uygulanmaya başlayıncaya veya yürürlüğe girinceye kadar geçecek süre içinde yapılacak işlem ve düzenlemeler ya da uyulacak ilke ve kurallar ile daha önceki düzenlemelerden doğan hakların korunmasına ilişkin hususları barındıran düzenlemelerdir.
Yürürlüğe girecek mevzuat bakımından geçici maddeler getirilmesi, düzenleme yapılan alanda hukuki eylem ve işlemlerle muhattap olan şahıslar bakımından hukuki öngörülebilirlik ilkesinin gerçekleştirilebilmesi, diğer bir deyişle, hukuk devleti ilkesinin gereği gibi yerine getirilmesi bakımından önem arz etmektedir.
22.02.2018 tarihinde yayımlanan uyuşmazlık konusu Otopark Yönetmeliğinden önce yürürlükte bulunan 01.07.1993 tarihli Otopark Yönetmeliğinin hükümlerinin hangi tarihe kadar uygulanmaya devam edilebileceği, uyuşmazlık konusu 22.02.2018 tarihli Otopark yönetmeliğinin geçici maddeleri aracılığıyla karara bağlanmıştır.
İşlemleri devam eden yapılar bakımından düzenlemeler getiren dava konusu geçici 3. maddenin 2. fıkrasında; uyuşmazlık konusu yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce ihale kararı veya ihale tarihi alınan ya da ihalesi yapılmış ancak henüz yapı ruhsatı düzenlenmemiş otopark projeleri bakımından, ihaleyi yürüten ilgili kurum ve kuruluşlarca talepte bulunulması halinde yapı ruhsatına ilişkin işlemlerin dava konusu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce uygulanmakta olan Yönetmelik hükümleri uyarınca sonuçlandırılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Böylelikle, dava konusu geçiş hükmü ile; idarelerce yapı ruhsatına uygun olarak başlatılmış olan ihale süreçlerinin tekrarlanması bir zorunluluk olmaktan çıkarılmış, idarenin talebi halinde, geçiş dönemine özgü olmak kaydıyla, önceki Yönetmelik hükümleri uygulanarak kamusal faaliyetlerin sekteye uğratılmasının önüne geçilmiştir. Bu nedenle, kamusal yararı sağlamak adına öngörülmüş olan dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu Otopark Yönetmeliği'nin - 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi ve- 3. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinin "yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibareleri 5.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendi ile 6. maddesinin 4. fıkrasının " yeşil saha ve parklar ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun görülen, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim tesis alanları hariç, bu kuruluşlara ait veya tahsisli taşınmazların bahçeleri" ibarelerine ilişkin kısımları yönünden İPTALİ, diğer maddeleri yönünden REDDİ gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Süre itirazına ilişkin olarak, dava konusu işlemin 22/02/2018 tarihli, 30340 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, Resmi Gazetede yayımlanmasından itibaren altmış gün içinde -dava açma süresinin son günü resmi tatil gününe denk geldiğinden izleyen gün olan- 24/04/2018 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Ehliyet itirazında ilişkin olarak, yasalara, planlama ve şehircilik ilkelerine aykırı işlemleri kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava konusu yapma ehliyetine sahip olan TMMOB Şehir Plancıları Odası ve TMMOB Mimarlar Odasının, imar mevzuatıyla doğrudan ilişkili olan Otopark Yönetmeliğinin yukarıda anılan hükümlerinin iptali istemiyle açtığı davada ehliyetli olduğu sonucuna varıldığından, davalı idarenin ehliyet itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava, 22/02/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Otopark Yönetmeliği'nin; 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ibaresinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının ı) bendinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinin "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibaresinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının ö) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının e) bendinin, 6. maddesinin 4. fıkrasının, geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
Yerleşik İdare Hukuku ilkelerine göre; iptal davası açılabilmesi ve davanın görülebilmesi için davacının iptali istenilen işlem nedeniyle davanın açıldığı sırada menfaatinin ihlal edilmesi yeterli olup yargısal denetimin işlemin tesis edildiği tarih itibariyle yapılması gerekmektedir. Aksi halde, idarece alınacak yeni bir idari kararla, davacının iptali istenilen işlemle ilişkisinin kesilmesine ya da yeni bir işlem tesis edilerek geriye dönük olarak işlemin hukuka uygunluğunu sağlamaya çalışmakla hukuka aykırılığı ileri sürülen işlemin yargısal denetim dışında bırakılmasına neden olunacaktır.
Yönetmeliğin dava konusu 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde, 25/03/2021 tarih ve 31434 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik yapılmış ise de dava konusu hükümdeki değişikliğin, anılan hükme yönelik olarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin Dairemiz kararına karşı yapılan itiraz incelemesi neticesinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca 06/11/2019 tarihinde verilen ve ilgili hüküm bakımından yürütmenin durdurulmasına ilişkin hüküm içeren karardan sonra gerçekleştiği görüldüğünden, yargı kararının uygulanması niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. İdarenin yargı kararlarını uygulamaktaki yükümlülüğü, Anayasa ve kanunlara dayanmakta olup bu yükümlülük gereği yapılan işlemlerin davayı konusuz bırakmasının mümkün olmadığı açıktır.
Öte yandan, Yönetmeliğin dava konusu 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde, 6. maddesinin 4. fıkrasında ve geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında, 25/03/2021 tarih ve 31434 sayılı ve 31/05/2018 tarih ve 30437 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişikliklerin yapıldığı görülmekte ise de bu değişikliklerin davacıların hukuka aykırılığını ileri sürdüğü hükümlerin yeniden düzenlenmesi niteliğinde olduğu ve davacıların davayı açarken ileri sürdüğü iddiaları ortadan kaldırmadığı değerlendirilmiştir.
Bu itibarla, incelemenin dava konusu işlemin tesis tarihi itibarıyla yapılması, iptali istenilen hükümlerde yapılan değişikliklerin davacıların davayı açarken ileri sürdüğü iddialarını ortadan kaldırmaması ve değişikliklerin bir kısmının da yargı kararının uygulanması amacına dayanması nedeniyle bu kısımlara yönelik olarak davanın konusuz kalmayacağı sonucuna ulaşıldığından uyuşmazlığın esası değerlendirilerek hüküm kurulmuştur.
Görülmekte olan davada, dava konusu işlemin niteliği itibariyle uyuşmazlık hakkında karar verilebilmesi için her bir iddiaya yönelik olarak nitelikli ve kapsamlı inceleme ve değerlendirme yapılması amacıyla her bir başlık altında davacıların iddiaları ve davalının savunması kapsamında konular ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
1) Davanın, Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ibaresine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde; “Ada içi otoparkı: Elverişli imar adalarında, gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak ada içlerinde, imar planlarında düzenleme yapılmak suretiyle ilgili parsellerin ortak kullanımına yönelik düzenlenen otoparkları,” ifadesine yer verilmiş, davacılar tarafından bu bendin "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ifadesinin iptali istenilmiştir.
1.1) Davacıların iddiaları:
Dava konusu düzenleme ile binaların arka bahçelerinin de gerektiğinde otopark olarak kullanılmasının mümkün hale getirildiği halde, bu alanlarda hak sahibi olan kat malikleri arasında çıkabilecek mülkiyet sorunlarının ne şekilde çözüleceğinin açıklığa kavuşturulmadığı, özel mülkiyete konu olan arka bahçelerin diğer parsellerin kullanımına sunulması halinde kat maliklerinin mülkiyet hakkının ihlal edilebileceği, dava konusu düzenleme ile konut alanları arasında yeşil alan ve sosyal yaşam alanı niteliğinde olan arka bahçelerin ortadan kaldırılmasına ve insanların yaşam kalitesi ve sağlığının olumsuz etkilenmesine neden olunduğu, bu nedenle uyuşmazlık konusu düzenlemenin kamu yararına uygun olmadığı iddiaları ileri sürülmüştür.
1.2) Savunma:
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde yer verilen düzenleme ile yapılaşması tamamlanmış olsun ya da olmasın parsel büyüklüğü, şekli ve bölgenin trafik durumu gibi çeşitli nedenlerle otopark sıkıntısının yaşandığı parsellerin otopark ihtiyacının karşılanmasının amaçlandığı, ada içi otopark uygulamasının büyük oranda aynı şekilde Otopark Yönetmeliğinin ilk halinde de bulunduğu, otopark alanlarının imar planlarına göre ayrılması zorunlu alanlar olduğu ve dava konusu düzenleme ile yeşil alan ve otopark gibi donatı alanlarını azaltıcı nitelikte olmadığı, aksine bu alanların plansız biçimde işgalinin önüne geçilmesinin amaçlandığı, Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının c) bendinde; bina arka ve yan bahçelerinde, yeşil dokuya uygun olarak su geçirimli malzemeden açık otopark yapılabileceğine yönelik düzenleme getirilerek yeşil alanları korumaya yönelik uygulamaların özendirildiği savunmasında bulunulmuştur.
1.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 23. maddesinin 2. fıkrasında: “Tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında kalmak ve parsel sınırları dışına taşmamak kaydıyla, ön bahçe statüsünde olmayan yan ve arka bahçe mesafelerinde su deposu, otopark ve mevzuatı gereğince zorunlu miktardaki sığınaklar yapılabilir. Ayrıca ön bahçelerde de tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında; parsel sınırına 3.00 metreden fazla yaklaşmamak şartıyla ön bahçe mesafesinin yarısına kadar zorunlu otoparklar yapılabilir. Ancak sit alanları ve özel çevre koruma alanlarında, koruma amaçlı uygulama imar planı hükümlerine uyulur.” düzenlemesine ve Otopark Yönetmeliğinin "Bina ve parsel otoparklarının düzenlenme esasları" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde; "Otopark ihtiyacının tamamının bodrum katlarda karşılanamaması halinde, tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalmak ve üzeri yeşillendirilerek bahçe vasfının ortadan kaldırılmaması şartıyla binaların öncelikle arka ve yan bahçe altlarının tamamı ile gereken durumlarda idarenin uygun görmesi halinde ön bahçe zemin altının parsel sınırına 3 metreden fazla yaklaşmamak suretiyle ön bahçe mesafesinin yarısını geçmeyen kısımlarında otopark yapılabilir. Otopark giriş çıkışı ön bahçe mesafesi içinden de sağlanabilir. Otopark rampası parsel sınırı dışından başlatılamaz." hükmüne yer almaktadır.
Otopark Yönetmeliğinin 5. maddesinin 1. fıkrasının c) bendinde ise: “Otopark ihtiyacının tamamının bodrum katlar ile tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında karşılanamaması halinde, yeşil dokuya uygun ve su geçirimli malzeme ile bina arka ve yan bahçelerinde açık otopark yeri tefrik ve tesis edilebilir. Ancak arka bahçede otopark yeri tefrik ve tesis edilebilmesi için yan bahçenin en az 3,00 metre olması veya bina içinden en az 2,75 metre genişliğinde geçiş yolu düzenlenmesi şarttır. Yan bahçede otopark yeri de tesis edilecekse bunun için yan bahçe mesafesine 2,50 metre daha ilave edilir ya da 3 üncü maddenin birinci fıkrasının ı) bendinde tanımlanan ortak otopark uygulaması ile en az 2,50 metre eninde geçiş yolu sağlanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 23. maddesinin 2. fıkrasının ve Otopark Yönetmeliğinin 5. maddesinin 1/b) bendinin, imar adaları içindeki binaların arka bahçelerinde zemin altında kapalı otopark yapılmasını; Otopark Yönetmeliğinin 5. maddesinin 1/c) bendinin binaların arka bahçelerinde açık otopark yapılmasını olanaklı kıldığı, Otopark Yönetmeliğinin iptali istenilen 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinin ise binaların arka bahçelerinde gerektiğinde açık veya kapalı (yer altı) otoparkı yapılmasına ilişkin olduğu görülmektedir.
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde, binaların arka bahçelerinde otopark yapılmasına ilişkin olarak, gerek dava konusu Yönetmeliğe göre konu itibariyle daha genel niteikte bir düzenleyici işlem olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde gerekse dava konusu Yönetmeliğin bina ve parsellerde yapılacak olan otoparklara ilişkin esasları düzenleyen devam eden maddelerinde, birbirine paralel düzenlemelere yer verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu madde ile düzenlenen ada içi otoparklar, imar planında düzenleme yapılmak ve imar planı ve plan kararlarıyla uygunluk sağlanmak suretiyle yapılabilen ve birden çok imar adasının kullanımına yönelik otoparkları ifade etmektedir. Bu bağlamda, ada içi otoparkların, öncelikle imar planına işleneceği, imar planındaki bu fonksiyon doğrultusunda yapılacak olan parselasyon ile uygulamaya geçirileceği, diğer bir söyleyişle, ada içi otopark olarak belirlenen yerin, bu otoparktan faydalanacak olan imar adalarının bulunduğu alanda hesaplanacak olan düzenleme ortaklık payına (DOP) konu yerlerden olduğu görülmektedir.
İmar planları, plan onama sınırları içinde kalan taşınmazların fonksiyonlarını belirleyen düzenleyici nitelikte işlemlerden olup, imar planında yer verilen fonksiyonlar ve plan kararları, parselasyon, ifraz, tevhid gibi uygulama işlemleriyle hayata geçirilmektedir. Mülkiyete ilişkin sorunların da imar planlarından ziyade parselasyon gibi imar uygulamaları ile çözümlenmesi gereken problemler olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ada içi otoparklar bakımından, mülkiyete ilişkin muhtemel sorunların parselasyon benzeri imar uygulamaları ile çözüleceği, dolayısıyla dava konusu düzenlemenin, ada içi otopark uygulamasının yapıldığı alanda mülkiyet hakkı sahibi olan kişiler bakımından hak ihlaline neden olacak bir sonuç meydana getirmeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının b) bendinde yer alan "gerektiğinde binaların arka bahçeleri de kullanılarak" ifadesi bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
2) Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının ı) bendine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının ı bendinde getirilen; “Ortak otopark uygulaması: İmar adasındaki komşu parsellerin bahçelerinin daha etkin kullanılabilmesi amacıyla; ilgili her bir parsel için parsel maliklerinin en az beşte dördünün muvafakati alınmak, her bir parsel sınırı korunmak ve bu sınırlara göre planda verilen yapılaşma koşulları ayrı ayrı uygulanmak kaydıyla, tevhit koşulu olan kot ve cephe sınırlamalarına bakılmaksızın ve parseller tevhit edilmeksizin vaziyet planı idarece onaylanarak ve tapuda beyanlar hanesine “ortak otopark alanı vardır” şeklinde belirtme yapılarak, açık veya tamamen gömülü olmak ve dilatasyonla ayrılmak kaydıyla kapalı olarak yapılan otopark uygulamalarını,” şeklindeki düzenlemenin iptali istenilmiştir.
2.1) Davacıların iddiaları:
Uyuşmazlık konusu madde ile bina bahçelerinin üçüncü kişiler tarafından ortak otopark olarak kullanılmasının öngörüldüğü, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca ortak alan olan bu yerler üzerinde tüm kat maliklerinin arsa payları oranında ortak mülkiyet hükümlerine göre malik oldukları, aksine sözleşme olmadıkça bu alanlar üzerinde tüm maliklerin arsa payıyla orantılı olarak kullanım hakkına sahip olduğu, arsa üzerindeki temliki tasarruflar ile önemli yönetim işlerinin ancak bütün kat maliklerinin oybirliğiyle yapılabileceği, oy birliği olmaksızın ortak yerlerin üçüncü kişiler lehine bir hakla kayıtlanmasının yasaklandığı, taşınmazlar tevhid edilmeksizin maliklerin 4/5 çoğunluğu aranarak tapuya ortak otopark şerhi konularak ortak yer olan parsel bahçelerinde açık ve kapalı otopark yapılmasının Kat Mülkiyeti Kanununa aykırı olduğu iddiaları ileri sürülmüştür.
2.2) Savunma:
Dava konusu düzenlemenin zaten Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin “İfraz ve tevhit” başlıklı 7. maddesinin 11. bendi ile yürürlüğe girdiği, bu nedenle Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğiyle uyumlu olduğu, iptali istenilen düzenlemenin uygulanması ile parsel sınırlarının izafi çizgilerinin korunarak bahçe duvarlarının yarattığı manevra zorluğunun giderileceği, parsellerin otopark amaçlı alanlarının parsel sınırlaması olmaksızın geniş bir alan olarak kullanılabilmesine ve parseller için gerekli otoparkın bu şekilde karşılanabilmesine olanak tanındığı, ortak otopark alanlarının yalnızca komşu iki parselin kullanımına yönelik olduğu, 3. kişilerin kullanımına açık olmadığı, alınacak karara göre parsel maliklerinin kendi parselinde parklanmasının sağlanmasının mümkün olduğu, düzenlemenin uygulamasının, site otoparklarına benzer biçimde olacağı, bitişik parseldeki yerin, komşu parsel tarafından kullanılmasının kolaylaştırılması ve güvenceye bağlanması için yararlanan taşınmaz lehine yükümlü taşınmaz aleyhine olmak üzere otopark kullanımı olduğuna ilişkin olarak tapuda, taşınmazların beyanlar sütununa kayıt düşüleceği, bu kayıtta ortak otopark alanının kullanım süresi, kullanılacak alanın yüzölçümü, hangi parsel lehine ve aleyhine olduğu husularının tarih ve yevmiye numarası ile gösterilmesinin yeterli olduğu, uyuşmazlık konusu düzenleme ile getirilen değişikliğin yönetim planı değişikliğiyle yapılabilecek değişikliklerden olduğu, ana taşınmazın veya arsanın devri, kiralanması, ticarete konu edilmesi benzeri bir niteliği olmadığından 4/5 çoğunluğun sağlanmasının yeterli olduğu savunmasında bulunulmuştur.
2.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin “İfraz ve tevhit” başlıklı 7. maddesinin 11. bendinde “İmar adasındaki aynı veya farklı yapı nizamı bulunan parsellerin bahçelerinin daha etkin kullanabilmesi amacıyla; ilgili parsel maliklerinin muvafakati alınmak, her bir parsel sınırı korunmak ve bu sınırlara göre planda verilen yapılaşma koşulları ayrı ayrı uygulanmak kaydıyla, tevhit koşulu olan kot ve cephe sınırlamalarına bakılmaksızın ve parseller tevhit edilmeksizin vaziyet planı idarece onaylanarak ve tapuda beyanlar hanesine şerh düşülerek açık veya tamamen gömülü olmak ve dilatasyonla ayrılmak kaydıyla kapalı, ortak otopark uygulaması yapılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanununun "Ortak yerler" başlıklı 4. maddesinde; "Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu Kanun gereğince her halde ortak yer sayılır. a) Temeller ve ana duvarlar, taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar, b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri, c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri. Yukarıda sayılanların dışında kalıp da, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeyler de (Ortak yer) konusuna girer." hükmüne, "Ortak yerler üzerinde" başlıklı 16. maddesinde; "Kat malikleri ana gayrimenkulün bütün ortak yerlerine, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar. Kat malikleri ortak yerlerde kullanma hakkına sahiptirler; bu hakkın genel kömürlük, garaj, teras, çamaşırhane ve çamaşır kurutma alanları gibi yerlerdeki ölçüsü, aksine sözleşme olmadıkça, her kat malikine ait arsa payı ile oranlıdır." düzenlemesine, "Anayrimenkulün bakımı, korunması ve zarardan sorumluluk" başlıklı 19. maddesinde; "Anayrimenkulün bakımı, korunması ve zarardan sorumluluk: Kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar. (Değişik ikinci fıkra: 14/11/2007-5711/8 md.) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun anayapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya anayapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması halinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat maliklerinin rızası aranmaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir…" hükmüne, faydalı nitelikteki yenilik ve ilaveleri düzenleyen 42. maddesinde; "Kat malikleri,anagayrimenkulün ortak yerlerinde kendi başlarında bir değişiklik yapamazlar; ortak yerlerin düzgün veya bunları kullanmanın daha rahat ve kolay bir hale konulmasına veya bu yerlerden elde edilecek faydanın çoğaltılmasına yarıyacak bütün yenilik ve ilaveler, kat maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karar üzerine yapılır." düzenlemesine, "Temliki tasarruflar ve önemli işler" başlıklı 45. maddesinde; "Temliki tasarruflar ve önemli işler: Ana gayrimenkulün bir hakla kayıtlanması veya arsanın bölünmesi ve bölünen kısmın mülkiyetinin başkasına devrolunması gibi temliki tasarruflar veya anayapının dış duvarlarının, çatı veya damının reklam maksadiyle kiralanması gibi önemli yönetim işleri ancak bütün kat maliklerinin oybirliğiyle verecekleri karar üzerine yapılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Otopark Yönetmeliğinin "Genel esaslar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının f) bendi ve devam eden 1) sayılı alt bendinin dava tarihi itibariyle yürürlükte olan halinde, otopark ihtiyacının bir kısmı veya tamamının parselinde karşılanamadığı binalarda, karşılanamayan otopark miktarının mümkünse komşu parsellerle ortak otopark ya da ada içi otopark uygulaması yapılmak suretiyle karşılanacağına, 5. maddesinin c) bendinde ise ortak otoparka ilişkin uyuşmazlık konusu yönetmelik maddesinin ne şekilde uygulanacağına dair düzenlemelere yer verilmiştir.
Otopark Yönetmeliğinin dava konusu edilen 3. maddesinin 1. fıkrasının ı) bendinin, yalnızca birbirine komşu olan iki parselin kullanımına yönelik otoparklara ilişkin olarak düzenlendiği, davaya konu maddede ortak otoparkların ön, arka ve yan bahçede yahut açık ve (tamamen gömülü olmak kaydıyla) kapalı olması yönünden bir kısıtlamaya yer verilmediğinden birbirine komşu iki parsel arasındaki ön, yan veya arka bahçelerde açık ya da kapalı otopark yapılmasını olanaklı kıldığı görülmektedir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin yukarıda anılan “İfraz ve tevhit” başlıklı 7. maddesinin 11. bendinde de benzer nitelikte bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Yönetmeliğin incelenmekte olan maddesiyle getirilen ortak otopark uygulaması ile binaların bahçelerinde oluşturulması planlanan otopark alanları, Kat Mülkiyeti Kanununun 4. maddesinde belirtilen ortaklaşa kullanma, korunma ve faydalanma için zaruri olan yerlerden olup aynı Kanunun 16. maddesi uyarınca kat maliklerinin üzerinde arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olduğu alanlardandır.
Uyuşmazlık konusu madde ile getirilen ortak otopark uygulaması yapılabilmesi için parsel maliklerinin beşte dördünün muvafakatinin yeterli olduğuna ilişkin hükmün, Kat Mülkiyeti Kanununa aykırı olup olmadığını belirlemek için öncelikle Yönetmeliğin iptali istenilen incelemeye konu maddesi ile getirilen ortak otopark uygulamasının parsel malikleri bakımından önemli işlerden mi yoksa faydalı işlerden mi olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Ortak otopark uygulaması bulunan parsellerin, tapunun beyanlar hanesine “ortak otopark alanı vardır” şeklinde şerh düşülmesi gerekmekte ise de bu kaydın, ana gayrimenkulün bir hakla kayıtlanması, arsanın bölünmesi, bir kısmının devri veya binanın bir bölümünün kiralanması niteliğinde bir işlem olmadığı, bu nedenle Kat Mülkiyeti Kanununun 45. maddesi kapsamında sayılamayacağı açıktır. Bununla birlikte, ortak otopark uygulamasının, kat maliklerinin ortak kullanımında olan bir alanın, bu kişilerin kullanımına ve yararlanmasına hizmet edecek şekilde düzenlenmesini sağladığı düşünüldüğünde; Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında faydalı işler olarak sayılan düzenlemeler kapsamında bulunduğu ve bu nedenle de ortak otopark yapılabilmesi için anılan Kanunun 19. maddesinde belirtildiği üzere, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı muvafakatinin alınması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin dava konusu maddesinde de Kat Mülkiyeti Kanununun anılan hükmündeki beşte dört çoğunluğun sağlanması şartı öngörüldüğünden Kat Mülkiyeti Kanununa aykırı bir yönünün bulunmayan Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının ı) bendinin hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

3- Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinin "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ibaresine ve 6. maddesinin 4. fıkrasına ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde; "Yeraltı otoparkı: Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin, tamamen tabii zemin veya tesviye zeminin altında kalmak üzere, uygulama imar planı kararı ile belirlenmek ve mevcut ağaç dokusu ve zemin yapısı dikkate alınarak, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü bırakılmak, mevcut dokuya zarar vermemek ve ilgili standartları sağlamak şartı ile yapılan kapalı otoparkları,” tanımına yer verilmiştir. Davacılar tarafından, bu düzenlemede geçen "Yeraltı otoparkı: Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ifadesinin iptali istenilmiştir.
Yukarıda tanımına yer verilen yer altı otoparkların uygulanmasına ilişkin olarak da Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasında; “Ana arter yollarda cadde altı, imar mevzuatının izin verdiği meydan, yeşil saha ve parklar ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca uygun görülen, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim tesis alanları hariç, bu kuruluşlara ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinde; tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalan kısımlarda, otopark giriş ve çıkışlarında can ve mal güvenliğinin sağlanması, giriş ve çıkışların bu alanların giriş ve çıkışlarından ayrı olması ve kullanımını etkilememesi koşullarıyla, mevcut ağaç dokusu dikkate alınarak; korunması gerekli ağaçlara hiçbir şekilde zarar verilmemesi, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü bırakılması ve standartların sağlanması kaydıyla bölge ve genel otopark yapılabilir. Yer altı otoparkları, her durumda trafik tedbirleri alınarak ve yerel trafik etütleri yaptırılmak kaydıyla; trafik yükü hesaplanarak planlanır ve projelendirilir. Bu tür otoparkların yapımı için kurumlar arası (idare ve ilgili kurum) mutabakat ve konuyla ilgili UKOME ya da trafik/ulaşım komisyonu kararı alınması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan düzenlemenin ise tamamının iptali istenilmektedir.
Otopark Yönetmeliğinin dava konusu edilen 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde yer altı otoparkı tanımına yer verildikten sonra bu yöntem kullanılarak otopark yapılması planlanan alanlardaki uygulamanın ne şekilde olacağını düzenlemek için Yönetmeliğin dava konusu 6. maddesinin 4. fıkrası hükmü getirilmiştir. Anılan iki madde birbiri ile sıkı biçimde ilişkili olduğundan bu bölümde birlikte incelenecektir.
3.1) Davacıların iddiaları:
Dava konusu düzenlemelerin İmar Kanununun 3. maddesine ve 18. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olduğu, park olarak düzenleme ortaklık payı ile elde edilen bir alanın sonradan başka bir fonksiyon için kullanılmasının mümkün olmadığı, kamusal alanların altının otoparka çevrilmesine ve 3. kişiler tarafından işletilmesine izin veren bu düzenleme dolayısıyla halk sağlığı ve güvenliğinin olumsuz etkilendiği, Yönetmeliğin dava konusu edilen 6. maddesinin 4. fıkrasında yeşil alanların korunacağından bahsedilmiş ise de pratikte ne kadar uygulanabileceğinin belli olmadığı, sel, yangın, terör saldırısı, deprem gibi durumlarda bu yapıların ne gibi riskler taşıyacağının ve kent merkezinin karbon ayak izine ne şekilde etki edeceğinin değerlendirilmediği, son yıllarda büyük kentlerde çok kısa süreli yağışlar sonucu sel felaketleri yaşanmasının sebebinin toprağın altının ve üstünün betonlaşması olduğu, bu nedenle bu felaketlerden ders alınarak en azından park, meydan gibi kamusal alanların betonlaşmasının önlenmesi gerektiği, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük kentlerde yerel yönetimlerce yıllardır kadim ağaçların bulunduğu parkların altlarına otopark yapılmaya çalışıldığı, meydanların ve parkların kentin nefes almasını sağlamaya yönelik alanlar olduğu, altında otopark yapılacak parkların, üzerindeki ağaç dokusunun korunmasının mümkün olmayacağı, düzenlemenin, kamusal alanların betonlaştırılmasına neden olacağı, otoparkların bu şekilde düzenlenmesinin kent genelini planlayan ulaşım ana planlarının bütünlükçü yaklaşımıyla çelişeceği, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim tesis alanları hariç tutulduğu halde özel eğitim kurumları istisna olarak sayılmadığından bu kurumlardaki öğrencilerin sağlıkları üzerinde ne gibi olumsuz etkileri olacağının değerlendirilmediği, kamusal alanların altında kurulacak otoparkların bölge ve genel otoparklar olabileceğinin belirtildiği, Yönetmeliğin bölge otoparkları ve genel otoparklara ilişkin tanımında ise bu alanların özel kişiler tarafından yapılan ve işletilen alanlar olarak tanımlandığı, bu alanların işletmesinin özel kişilere verilmesi sonucunda bu alanların rant alanı olarak tanımlanması ve yok edilmesi riskinin doğacağı, bu otoparklar kamusal alanların altlarında öngörüldüğünden genellikle şehir merkezinde kurulacağının açık olduğu, oysaki Yönetmeliğin 7. maddesinde, taşıt trafiğinin şehir merkezine yönlendirilmemesi amacıyla, şehir merkezi dışında “Park et-devam et otoparkları” yapılmasının öngörüldüğü, ancak dava konusu edilen madde ile bu amacın tersine bir düzenleme getirildiğinden yeni ulaşım sorunlarına neden olacak olan dava konusu maddelerin Yönetmeliğin 7. maddesine aykırı olduğu, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde, planlama alanında bulunması gereken fonksiyonlara ilişkin standartların zeminde fiilen varlığının korunmasının esas olduğu, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde park ve yeşil alan gibi yerlerin sosyal altyapı alanları arasında olduğu, bu alanların altında getirilmesi planlanan otoparkların ise teknik altyapı alanları arasında yer aldığı, Yönetmelikte otopark lejantının sosyal altyapı alanları lejantından farklı olduğu, aynı yerde iki ayrı fonksiyonun gösterilmesi nedeniyle karmaşa yaşanabileceği, sosyal altyapı alanları altında getirilebilecek yan kullanımların öncelikle sosyal altyapı alanları ile bütünleşecek nitelikteki fonksiyonlar olması ve kendisinden beklenen temel kullanıma olumsuz etki etmemesi gerektiği iddiaları ileri sürülmüştür.
3.2) Savunma:
Araçların kent içinde ve merkezlerde yarattığı otopark yeri arama trafiğinden kaynaklanan zararlı emisyon, gürültü ve güvenlik sorunlarının önüne geçebilmek amacıyla, ulaşım yollarına entegre olabilecek nitelikte otopark yerleri oluşturmak, bu otopark yerlerini de kent ulaşımı ve yaya sirkülasyonunu olumsuz etkilemeyecek şekilde yer altı otoparkları yoluyla gerçekleştirmenin, Otopark Yönetmeliği'nin iptali talep edilen ilgili hükümleri ile hedeflenen hususlardan biri olduğu, iddia edilenin aksine bu uygulamaların, karbon ayak izinin azaltılmasına olumlu katkı sağladığı, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca hazırlanan Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 10/3 bendi ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 21/12 hükmünün de bu yönetmelikle benzer hükümler içerdiği, Otopark Yönetmeliği'nin 3. maddesinin birinci fıkrasının i) bendi ve "Park et-devam et otoparklarının düzenleme esasları" başlıklı 7. maddesinde, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi kent merkezlerine akan trafiği azaltmak amaçlı olarak park et-devam et otoparklarının oluşturulmasının amaçlandığı, park et - devam et otoparklarının oluşturulmasına yönelik hükümlerin hali hazırda Yönetmelikle getirilmiş olup, iptali talep edilen söz konusu hükümdeki "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin," ifadesi ile mevcut trafik yükü ve otopark sorununun çözümüne yönelik olarak kamu yararına yönelik uygulamaların hayata geçirilmesinin amaçlandığı, park et - devam et ve cadde altı otoparkları, kent içi ulaşım ile otoparkların entegre edilerek şehir merkezine otomobil ile girişin azaltılabilmesi amacına yönelik olduğu, meydan kullanımlarının altında otopark yapılabilmesinin ilk kez dava konusu Otopark Yönetmeliği ile getirilen bir husus olmadığı, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin birinci fıkrasının ddd) bendindeki meydan tanımı içinde meydan alanlarının altında otopark alanlarına yer verilebileceğinin düzenlendiği,dava konusu bentteki koşullar ile bölgenin mevcut dokusunu bozmayacak şekilde gerekli önlemlerin alınmasının sağlanacağı, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinin 1/p) bendinde, bölge ve genel otoparkların işletilmesi veya işlettirilmesinin ilgili idarelerin sorumluluğunda olduğunun düzenlendiği, dolayısıyla dava konusu bendin kanuna aykırı bir şekilde rant yaratıcı bir uygulamanın getirilmesine neden olmayacağı, yapı ruhsatı talep edilen projelerde, ayrıca afet, deprem, yangın, otopark, enerji verimliliği, sığınak, asansör, yapı malzemeleri, gürültüye karşı korunma, ısı ve su yalıtımı, yapı denetimi, iş güvenliği, iskele, erişilebilirlik ve çevre gibi konulardaki yapıya ilişkin hükümler içeren mevzuata da uyulacağı hususunun Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde hükme bağlandığı, bu nedenle, kamusal alanların altlarının otopark yapılmasının doğal afetler nedeniyle risk oluşturacağı iddiasının yersiz olduğu, ayrıca, bu alanlarda yapılacak otoparklar için, idarelerin uygun görmesi, otopark giriş ve çıkışlarında can ve mal güvenliğinin sağlanması, giriş ve çıkışların bu alanların giriş ve çıkışlarından ayrı olması, ilgili idare ve kurumu arasında mutabakat sağlanması, idarelerin UKOME ve İl Trafik Komisyonları tarafından trafik tedbirlerinin alınması şartları öngörüldüğünden güvenlik açığı yaratacağı ya da rant alanlarına dönüşeceği iddialarının gerçeği yansıtmadığı savunmasında bulunulmuştur.
3.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
Davacılar tarafından, Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde yer alan tanımdaki "Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ifadesinin ve Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasının tamamının iptali istenilmektedir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin ddd) bendinde; “Meydan, yerleşme dokusu içerisinde şehirdeki yaya sirkülasyonununu yönlendiren; halkın toplanma, bir araya gelme, kutlama gibi toplumsal davranışlarına imkân vererek sosyal yaşama hizmet eden, imar planında belirlenmek kaydıyla alanın özelliği bozulmadan özel mülkiyete konu edilmeksizin ve meydan kullanımı engellenmeksizin altı otopark olarak kullanılabilen alanlar" tanımına yer verilmiştir.
Ulaşımda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 10. maddesinin 3. fıkrasında; "Kent içinde yetersiz kalan yollarda sıkışan trafiği rahatlatmak üzere; yol genişletmesi, kavşak düzenlemesi ve otopark kurulması gibi önlemler alınır." hükmü ile Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesinin 12. fıkrasında; "İmar planlarında araç trafiğinin azaltılması, toplu taşıma ve yaya öncelikli bir ulaşımı sisteminin kurgulanması esastır. Toplu taşım araçlarının kullanımının teşvik edilmesi amacıyla park et - devam et sisteminin yaygınlaştırılmasına ve toplu taşım duraklarının veya istasyonlarının bulunduğu etki alanında otopark alanları ayrılması ve birbirine entegre olmasına ilişkin imar planlarında kararlar getirilir." hükmüne yer verilmiştir.
Otopark Yönetmeliğinin dava konusu edilen 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde yer verilen yeraltı otoparkı düzenlemesinin, otopark ihtiyacının en çok yoğunlaştığı yer olan kent merkezlerinde yaşanan trafik yoğunluğunun ve park problemlerinin önüne geçilmek üzere getirildiği, yeraltı otoparklarının, kent içindeki ulaşımın ve yaya sirkülasyonunun olumsuz biçimde etkilenmemesi için getirilebilecek olumlu kullanımlardan olduğu, otopark yeri arayan araçların oluşturduğu trafikten kaynaklanan zararlı emisyon, gürültü ve güvenlik sorunlarının önüne geçilmesini sağlayarak karbon ayak izinin azaltılmasına olumlu katkı sağlayabilecek bir düzenleme niteliğinde olduğu, ayrıca meydan alanlarının altında yeraltı otoparkı yapılmasına cevaz veren ilk düzenlemeye dava konusu Yönetmelikten önce Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin birinci fıkrasının ddd) bendinde yer verildiği, dava konusu Yönetmeliğin de Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde belirlenen esaslara uygun olarak hazırlandığı görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde yer alan düzenlemenin, umumi hizmet alanı olarak imar planında belirlenen yerlerde yine umumi hizmet niteliğinde olan bir faaliyetin yürütülmesine yönelik olduğu, bu yönüyle kamu yararına uygun olmasının yanı sıra, tanımda sayılan kamusal alanların altında otopark yapılması için durumun imar planında belirtilmesi şartına bağlandığı, böylelikle imar planının ana kararlarıyla uyumlu olacak şekilde imar planına işlenen otopark alanı kullanımı doğrultusunda uygulamaya geçileceği görüldüğünden Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinin imar mevzuatına aykırı bir yönü bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendindeki yeraltı otoparklarına yönelik uygulamanın ne şekilde yapılacağına ilişkin olarak düzenlenen Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasında; altında yeraltı otoparkı yapılacak olan kamu kurumunun uygun görüşünün alınması, otopark giriş ve çıkışlarında can ve mal güvenliğinin sağlanması ve ilgili kurumun giriş ve çıkışlarının bu alanların giriş ve çıkışlarından ayrı olması, mevcut ağaç dokusu dikkate alınarak, korunması gerekli ağaçlara zarar verilmeksizin, ağaçlandırma ve bitkilendirme için yeterli derinlikte toprak örtüsü bırakılması ve standartların sağlanması şartlarının gerçekleşmesi gerektiği kuralına yer verilmiş ve bu alanda yapılacak yeraltı otoparkları için gerekli tüm trafik önlemlerinin alınması, yeraltı otoparkına yönelik etütler ile trafik yüküne ilişkin hesaplamalar yapılarak yeraltı otoparkı projesinin hazırlanması gerektiği, bunun yanı sıra ilgili kurumlar arası mutabakat sağlanması ve yetkili trafik ulaşım komisyonunca karar alınması şartlarının da birlikte gerçekleşmesi aranmıştır. Diğer bir deyişle, kamu yararı gözetilerek yapılması planlanan yeraltı otoparklarının hayata geçirilebilmesi çok sayıda sıkı koşula bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrası, esasen DOP olarak kesilen ya da kamulaştırılarak edinilen ve umumi kullanıma ayrılan taşınmazların altlarının, kural olarak umuma açık kullanım için tahsis edilmesini öngörmektedir. Düzenlemede, altında otopark yapılabilecek alanlar sayılırken "imar mevzuatının izin verdiği" ifadesi kullanıldığından imar planı ve mevzuatına uygunluğun sağlanmasının yanında DOP kesintisi olarak ayrılan yerlerin DOP için kullanılması gerektiği yönündeki ilke benzeri imar hukuku ilkelerinin de dikkate alınması şartlarının arandığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, yeraltı otoparkı yapılması için ilgili idareden yapı ruhsatı talep edilmesi halinde projelerde, afet, deprem, yangın, otopark, enerji verimliliği, sığınak, asansör, yapı malzemeleri, gürültüye karşı korunma, ısı ve su yalıtımı, yapı denetimi, iş güvenliği, iskele, erişilebilirlik ve çevre gibi hususları düzenleyen imar mevzuatı hükümlerine uyulmasının aranacağı, buna aykırı olarak projelendirilmiş yeraltı otoparkları için yapı ruhsatı düzenlenmeyeceği tabiidir.
Bu durumda, imar mevzuatına aykırı bir yönü bulunmadığı anlaşılan Otopark Yönetmeliğinin 3. maddesinin 1. fıkrasının k) bendinde yer alan "Yeraltı otoparkı: Yol, meydan, yeşil saha, parklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait veya tahsisli taşınmazların bahçelerinin" ifadesi ve aynı Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrası bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

4- Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının ö) bendine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1) fıkrasının ö) bendinde yer verilen “Yol üstü otoparkı yapılacak yerler ile yapımına ve işletilmesine ilişkin usul ve esaslar, büyükşehir belediyelerinde UKOME, diğer belediyelerde yerel trafik/ulaşım komisyonu kararı alınarak idarelerce belirlenir, buna göre yol üstü otopark düzenlemeleri, uygulaması ve işletmesi yapılır.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.
4.1) Davacıların iddiaları:
Otopark Yönetmeliğinin bir çok maddesinde şehirlerde ulaşım ana planı yapılması zorunluluğu getirildiğine ilişkin ifadeler bulunduğu, şehir içi ulaşımı etkileyecek konularda, ulaşım ana planında veya imar planlarında yol üstü otoparklarının yapılması için hüküm bulunmadığı hallerde uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, iptali istenilen hükümdeki gibi komisyonlar tarafından alınacak parçacıl kararların ulaşım ana planı ile imar planının bütünlüğünü bozarak veya bunlarla çelişerek yeni ulaşım sorunlarına neden olabileceği iddiaları ileri sürülmüştür.
4.2) Savunma:
Dava konusu hükmün uygulanması aşamasında yol üstü otopark yapımına ilişkin kararların tek bir komisyonda alınarak (Büyükşehirlerde UKOME, illerde il trafik komisyonu) ulaşım ana planlarına ve imar planlarına uygunluğun sağlanmasının hedeflendiği, bu nedenle davacının dava konusu hükmün plan kararlarına uymayan uygulamalar yapılacağı yönündeki iddiasında isabet olmadığı, 5393 sayılı Belediye Kanununda ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda, şehir içi trafik hizmetlerinin belediyenin görevleri arasında olduğuna ilişkin hüküm bulunduğu, uyuşmazlık konusu hüküm ile yol üstü parklanma yerlerinin belirlenmesinde kanuna uygun şekilde, bir komisyonca karar verilmesi gerektiğinin kastedildiği, dolayısıyla iptali istenilen hükmün hukuka uygun olduğu savunmasında bulunulmuştur.
4.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun "Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının f) bendinde; "Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu- yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek." ve 7. maddesinin 1. fıkrasının l) bendinde "Yolcu ve yük terminalleri, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya ruhsat vermek." büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunun "Belediyenin yetkileri ve imtiyazları" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının p) bendinde; "Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek." faaliyetlerinin belediyelerin yetkilerinden olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Otopark Yönetmeliğinin “Genel esaslar” başlıklı 4. maddesinde; “(1) Otoparkla ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: (...) k) Varsa ulaşım ana planı ve/veya otopark ana planına uygun olmak koşuluyla ilgili idarenin uygun görüşü ve ilgili trafik veya ulaşım komisyonunun kararı ile yapım şekline göre açık, katlı ve kapalı otoparklar için geçerli hükümler yerine getirilmek kaydıyla işletme amaçlı otopark yapılabilir.(...) r) 5216 sayılı Kanun uyarınca büyükşehir belediyelerince ulaşım ana planlarının yapılması veya yaptırılması ve uygulanması esastır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu madde ile yol üstü otoparkların nerelerde yapılacağı ile yapılmasına ve işletilmesine ilişkin usul ve esasların ne şekilde belirleneceğine yönelik düzenleme yapıldığı görülmektedir. Düzenlemeye göre, yol üstü otoparkların yapımı ve işletilmesi idare tarafından, ilgili trafik/ulaşım komisyonu veya UKOME tarafından karar alınmak suretiyle gerçekleşecektir. Otopark Yönetmeliğinin 4. maddesinin k) bendinde de dava konusu maddede yer verilen düzenlemeyi tamamlayacak biçimde, açık, katlı ve kapalı otoparklar için geçerli hükümler yerine getirilmek kaydıyla işletme amaçlı otopark yapılabileceği, ancak bu otoparkların, varsa ulaşım ana planı ve/veya otopark ana planına uygun olması, ilgili idarenin uygun görüşü ve trafik/ulaşım komisyonu kararı alınması gerektiği düzenlemesi getirilmiştir. 5216 ve 5393 sayılı Kanunların yukarıda anılan maddelerinde karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek, kapalı ve açık otoparklar yapmak, yaptırmak, işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek bakımından belediyelere görev ve yetki verildiği görülmektedir. Kanunlar ile kendisine verilen yetkileri kullanmakta takdir yetkisi olan belediyelerin, bu yetkiyi kullanırken imar mevzuatına ve planlama yapılan alanda yürürlükte bulunan imar planı notlarına ve plan esas kararlarına uygun hareket ederek görevinin gereğini yerine getirmesi gerektiği açıktır.
Uyuşmazlık konusu maddede, belediyelerde trafik ve ulaşım konusunda yetkili karar mercii olan UKOME veya trafik/ulaşım komisyonu tarafından, belediyelerce hazırlanan ulaşım ana planlarına uygunluk bakımından değerlendirme yapılarak yol üstü otoparklarının, imar planlarına uygun, bütüncül biçimde ve belirli bir düzen içerisinde planlanmasının öngörüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin, 4. maddesinin ö) bendi bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

5- Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendine ilişkin kısmı yönünden;
5. maddenin 1. fıkrasının b) bendinde yer verilen “Otopark ihtiyacının tamamının bodrum katlarda karşılanamaması halinde, tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalmak ve üzeri yeşillendirilerek bahçe vasfının ortadan kaldırılmaması şartıyla binaların öncelikle arka ve yan bahçe altlarının tamamı ile gereken durumlarda idarenin uygun görmesi halinde ön bahçe zemin altının parsel sınırına 3 metreden fazla yaklaşmamak suretiyle ön bahçe mesafesinin yarısını geçmeyen kısımlarında otopark yapılabilir. Otopark giriş çıkışı ön bahçe mesafesi içinden de sağlanabilir. Otopark rampası parsel sınırı dışından başlatılamaz.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.
5.1) Davacıların iddiaları:
Dava konusu edilen düzenlemede, binaların yeşil alan ihtiyacını karşılayan arka bahçelerin korunmasına ilişkin hüküm bulunmadığı, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin ön bahçe mesafesinde açık otopark yapılabileceğine ilişkin 23. maddesinin 3. fıkrasıyla çeliştiği iddiası ileri sürülmüştür.
5.2) Savunma:
Dava konusu hüküm ile parsellerin bodrum katlarında üzerindeki yeşil alan bozulmamak ve korunmak kaydıyla yapılacak otoparklar ile araçların kent estetiğini bozmayacak ve yeşil alanların otopark olarak kullanılmasının önüne geçecek şekilde parklanmalarına yönelik imkanlar yaratılmasının amaçlandığı, anılan maddede, otopark ihtiyacının parselinde çözülebilmesi için bir öncelik sırası getirildiği, buna göre öncelikle bodrum katlarda çözülmesi, çözülememesi halinde, öncelik sırası ile yan ve arka zemin altı, ön bahçe altı, arka ve yan bahçeler, ön bahçede otopark yeri yapılması ya da mekanik otoparklarla çözüm üretilmesi gerektiğinin düzenlendiği, dava konusu edilen hükmün Planlı Alanlar İmar Yönetmliğinin 23. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenleme ile çeliştiğine yönelik iddianın gerçeği yansıtmadığı, 23. maddesinin 3. fıkrasının yer üstü otoparklarını düzenlediği, dava konusu hükmün ise zemin altı otoparklarına yönelik olduğu, ayrıca, bahçe altlarının ve arka bahçelerin otopark olarak kullanılabilmesinin 02.11.1985 tarihli Otopark Yönetmeliği ile 30.12.1993 tarihli Otopark Yönetmeliği Hakkında Genel Tebliğe göre de uygulanmakta olan düzenleme oluduğu ve günümüze kadar bazı değişikliklerle de olsa süregeldiği savunmasında bulunulmuştur.
5.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 23. maddesinin 2. fıkrasında; “Tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında kalmak ve parsel sınırları dışına taşmamak kaydıyla, ön bahçe statüsünde olmayan yan ve arka bahçe mesafelerinde su deposu, otopark ve mevzuatı gereğince zorunlu miktardaki sığınaklar yapılabilir. Ayrıca ön bahçelerde de tabii veya tesviye edilmiş zeminin altında; parsel sınırına 3.00 metreden fazla yaklaşmamak şartıyla ön bahçe mesafesinin yarısına kadar zorunlu otoparklar yapılabilir. Ancak sit alanları ve özel çevre koruma alanlarında, koruma amaçlı uygulama imar planı hükümlerine uyulur.” hükmüne ve aynı maddenin 3. fıkrasında; “Ön bahçe mesafesi 7.00 metreye çıkarılmak kaydıyla, bina cephesinden itibaren 2.00 metre dışında kalan kısım ön bahçede açık otopark yapılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu madde, bina ve parsel otoparklarının düzenlenmesine ilişkin esasları düzenleyen 5. madde içerisinde düzenlenmiş olup binaların arka, yan ve ön bahçelerinde, kapalı (yer altı) otoparkı yapılmasına yönelik esasları belirlemektedir. Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 23. maddesinde de dava konusu edilen maddeye paralel olacak şekilde düzenleme yapıldığı görülmektedir.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin ilgili maddesine uygun olarak getirilen Otopark Yönetmeliğinin dava konusu 5. maddenin 1. fıkrasının b) bendinde; otopark ihtiyacının bodrum katlarda karşılanamaması durumuna ilişkin bir düzenleme yapılarak otopark ihtiyacının öncelikle parsel içinde karşılanması gerektiği yolundaki ilkeye uygun olarak hareket edildiği görülmektedir. Bodrum katların, otopark ihtiyacını karşılamakta yeterli olmaması halinde, ayrılması gerekli otopark alanının, bahçe vasfı ortadan kaldırılmamak amacıyla yeşillendirilen ve tamamen tabii veya tesviye edilmiş zemin altında kalan alanlardan olan arka, yan ve ön bahçelerin zemin altlarında olacak şekilde, uyuşmazlık konusu maddede belirtilen esaslara uygun olarak karşılanması mümkündür. Bahçelerin ne şekilde kullanılacağı da dava konusu maddede, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmiştir. Buna göre; öncelikle yan ve arka bahçelerin zemin altının tamamı, gereken hallerde ise ilgili idarenin uygun görüşü de alınmak koşuluyla ön bahçe zemin altında, parsel sınırına 3 metreden fazla yaklaşmamak ve ön bahçe mesafesinin yarısını geçmemek şartıyla otopark yapılabilecektir.
Uyuşmazlık konusu düzenleme ile; otopark alanı ihtiyacı karşılanmaya çalışılırken bahçelerin yeşil niteliğinin korunmasının ve otopark ihtiyacının parsel içinde çözümlenmesinin hedeflendiği ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin yukarıda anılan hükmü uyarınca düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının b) bendi bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

6- Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, 5. maddesinin 1. fıkrasının e) bendine ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin 5. maddesinin e) bendinde yer verilen; “Ticaret alanları, ticaretin yapılabildiği karma kullanımlar ile ticaretin yapılabildiği konut alanlarında, binanın ihtiyacı olan otoparkını parsel veya bina bünyesinde karşılamak, otopark dışında hiçbir kullanım getirmemek, bahçe mesafelerini korumak şartıyla bağımsız bölüm olarak bodrum katlarında ve girişi zemin kattan da olabilen ticari amaçlı otoparklar yapılabilir. Ticari amaçlı dışa dönük olarak kullanılan otoparklarda 634 sayılı Kanun uyarınca parsel maliklerinin muvafakatı ve UKOME ya da trafik/ulaşım komisyonu görüşü alınarak uygulama yapılır. Bu otoparkların, giriş ve çıkışlarının binanın kullanımına ait otoparklardan ayrı düzenlenmesi, tavan döşemelerinde ve diğer bağımsız bölümlere bitişik duvarlarında ilgili mevzuatına göre ses, ısı ve su yalıtımı yapılması, dışa bakan cephelerinin bina estetiğiyle uyumlu olması zorunludur.” düzenlemesinin iptali istenilmektedir.
6.1) Davacıların iddiaları:
Uyuşmazlık konusu düzenleme ile konut alanlarında ticari amaçlı otoparkların yapılmasına olanak tanındığı, konut alanlarında yapılacak otoparklara girip çıkan araçların yarattığı egzoz gazı dolayısıyla binada yaşayan insanların sağlık ve güvenliklerinin olumsuz etkileneceği, bu durumun imar hukukunun temel ilkesi olan sağlıklı yapılaşma ve fen ve sanat kurallarına aykırı olduğu iddiası ileri sürülmektedir.

6.2) Savunma:
Dava konusu edilen hükmün amacının bir parselin imar mevzuatı ile belirli asgari sosyal donatı, yeşil alan ve otopark ihtiyacının karşılanması halinde, kalan alanların, Kat Mülkiyeti Kanununca kat maliklerinin tümünün onayı alınarak otopark olarak değerlendirilebilmesi olduğu, bu uygulamanın Japonya gibi gelişmiş ülkelerde geçerliliği olan ve otopark sorununu çözmedeki başarısı ispatlanmış bir model olduğu, düzenlemenin ticaret kullanımı olan parsellere ilişkin bir düzenleme olup tek başına konut kullanımı getirilen parselleri kapsamadığı, bu düzenleme uyarınca yapılan otoparkların, giriş ve çıkışlarının mevcut binadan ayrı düzenlenmesi ve her tür yalıtımının yapılması suretiyle mevcut binadan ayrıştırılması da zorunlu tutularak, hem binada yaşayanların sağlık ve güvenliğine yönelik önlemlerin gerekliliğine vurgu yapıldığı hem de binaların etrafındaki cadde ve sokaklarda otopark arayan araç sirkülasyonundan kaynaklı salınan emisyon ve gürültünün otopark imkanı yaratılarak azaltılmasının amaçlandığı savunmasında bulunulmuştur.
6.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin g) bendinde; "Ticaret alanı: Bu alanlarda; 1) İş merkezleri, yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, otoparklar, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri, (...) yapılabilir.", aynı maddenin ğ) bendinde ise; "Ticaret+Konut, Turizm+Ticaret, Turizm+Ticaret+Konut gibi karma kullanım alanları: Tek başına konut olarak kullanılmamak koşuluyla, ticaret, turizm, konut kullanımlarından konut hariç sadece birinin veya ikisinin veya tamamının birlikte yer aldığı alanlardır. (...) 2) Bu alanlarda ayrıca plan kararı gerekmeden gerçek ve tüzel kişilere veya kamuya ait; yurt, kurs, ticari katlı otopark, sosyal ve kültürel tesisler yapılabilir." hükümlerine yer verilmiştir. (Dairemizin 12/07/2018 tarihli, E:2017/4783 sayılı kararı ile 2. fıkrada yer verilen "ayrıca plan kararı gerekmeden" ifadesinin yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.)
Uyuşmazlık konusu maddede; ticaret alanlarında, ticaretin yapılabildiği karma kullanımlar ile ticaretin yapılabildiği konut alanlarında, bağımsız bölüm olarak bodrum katlarında, girişi zemin kattan da olabilen ticari amaçlı otoparklar yapılabileceği düzenlenmiştir. Ticari amaçlı otoparklar yapılırken hangi hususlara uyulması gerektiği de yine aynı madde içinde yer almaktadır. Buna göre; binanın ihtiyacı olan otopark alanının karşılanması, ticari amaçlı otopark yapılması planlanan alanlara otopark fonksiyonu dışında başka bir kullanım getirilmemesi, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği uyarınca ayrılmış olan bahçe mesafelerinin korunması, otoparkların, giriş ve çıkışlarının binanın kullanımına ait otoparklardan ayrı düzenlenmesi, tavan döşemelerinde ve diğer bağımsız bölümlere bitişik duvarlarında ilgili mevzuatına göre ses, ısı ve su yalıtımı yapılması, dışa bakan cephelerinin bina estetiğiyle uyumlu olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu madde uyarınca parselde ticari otopark yapılabilmesi için öncelikle binanın ihtiyacı olan otopark alanının karşılanması şartı arandığından ticari amaçlı otopark kullanımı getirilmek istenildiği halde bina için yeterli otopark alanı bulunmuyor ise ticari otopark kullanımı getirilmesi mümkün olmayacaktır. Parsel içinde ihtiyaç duyulan park alanının karşılanması, ticari otopark yapılabilmesi için gerekli koşullardan biri olduğu kadar bu alandan sürekli olarak faydalanacak olan maliklerin, parklanmaya ilişkin olarak yaşadığı problemlerin çözülmesini de sağlamaktadır. Böylelikle, uyuşmazlık konusu maddede bir öncelik sıralaması yapılarak parselde ticari amaçlı otopark getirilerek gelir elde edilmesindense parsel maliklerinin ihtiyacı olan otopark alanının ayrılmasının önemli olduğu ifade edilmiştir. Diğer bir deyişle, parsel bünyesinde ihtiyaç duyulan otopark alanı karşılanmadıkça ticari amaçlı otopark yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu maddede, ticari amaçlı olarak dışa dönük biçimde kullanılması planlanan otopark alanlarında yapılacak uygulamanın, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca kat maliklerinin muvafakati ve UKOME veya trafik/ulaşım komisyonu görüşü alınarak yapılacağı belirtildiğinden binanın kendi ihtiyacı sağlandıktan sonra, taşınmaz üzerinde hak sahibi konumunda olan kat maliklerinin talebi doğrultusunda ve bölgede alınmış olan ulaşım ana kararlarına uygun olacak şekilde ticari otopark yapılmasına imkan sağlandığı görülmektedir.
Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin, 5. maddesinin e) bendi bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

7- Davanın, Otopark Yönetmeliğinin, Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasına ilişkin kısmı yönünden;
Otopark Yönetmeliğinin “İşlemleri devam eden yapılar” başlıklı geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında yer verilen “Kamu kurum ve kuruluşlarınca bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale kararı veya ihale tarihi alınmış veya ihalesi yapılmış olan ancak ruhsat düzenlenmemiş yapıların ruhsat işlemleri ihaleyi yürüten kurum ve kuruluşların talebi halinde bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce yürürlükte olan Yönetmeliğe göre sonuçlandırılır.” hükmünün iptali istenilmektedir.
7.1) Davacıların iddiaları:
Otopark Yönetmeliğinin 22.02.2018 tarihinde yayımlandığı, yürürlüğünün ise 01.06.2018 tarihi olduğu, dava konusu düzenleme ile yaklaşık üç aylık yürürlük süresi öngörüldüğünden Yönetmeliğin uzunca bir süre uygulanmamasına neden olunduğu, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale kararı veya ihale tarihi alınmış yahut ihalesi yapılmış ancak ruhsatı düzenlenmemiş kamu yapılarının ruhsat işlemlerinin bu yönetmelikten önce yürürlükte olan yönetmeliğe göre sonuçlandırılmasına olanak verildiği, bu nedenle yeni yönetmeliğin getirdiği yeniliklerin bir süre daha uygulanmasına engel olunduğu, bu hususun, Yönetmelikle getirilen iyileştirmenin amacıyla bağdaşmadığı iddiası ileri sürülmüştür.
7.2) Savunma:
Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin 3. fıkrasında, mevzuat metninin yayım ve yürürlük tarihleri arasındaki dönemi düzenlemek üzere geçiş hükümleri getirilmesine ilişkin düzenleme bulunduğu, dava konusu hüküm ile kamu yararı gözetilerek kamu ihalelerinin sekteye uğratılmamasının amaçlandığı, inşaat programlarında sebep olabilecek karmaşaların önüne geçmek amacıyla geçiş süresi öngörüldüğü savunmasında bulunulmuştur.
7.3) Dairemizce yapılan değerlendirme;
Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir devlette hukuk güvenliğinin sağlanması, hukuk devleti ilkesinin zorunlu koşullarındandır. Yapılan düzenlemelerde hukuki güvenlik; istikrar, belirlilik ve öngörülebilirlik hususları göz önünde bulundurularak sağlanır. Bu kapsamda, Devlet, hukuk kurallarını açık ve belirgin biçimde hazırlamak, yürürlüğe koymak ve bunları uygulamakla yükümlüdür.
Hukukun sürekli bir gelişim ve değişim içerisinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, gelişen koşullara ayak uydurmak zorunda olan yasal metinlerin Kanunkoyucu ya da yetkili idare tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olacak şekilde, değiştirilmesi gerektiği açıktır.
Anayasanın 124. maddesi uyarınca, idareler, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, her zaman yönetmelik, tebliğ, genelge çıkarabilme ve bu düzenlemelerle, değişen koşulları dikkate alarak, daha önceki düzenlemeler ile doğmuş bulunan objektif hukuki durumları, ileriye yönelik olarak yürürlükten kaldırma yetkisine sahiptir. Ancak, idareler, bu konudaki yetkilerini kullanırken önceki düzenlemeler kapsamında kişilerin kazanılmış haklarını ve haklı beklentilerini korumak zorundadırlar. Bu durum, hukuk güvenliğinin ve hukuki istikrarın sağlaması açısından vazgeçilmez niteliktedir.
Haklı beklenti, yönetimin bir düzenleyici işlemine, bir taahhüdüne veya uzun süren bir uygulamasına güvenerek, bireylerin çıkarlarına ya da lehlerine olan bir sonuca ulaşabileceklerini ümit etmeleridir.
Davalı idarenin, imar politikaları, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarını gözeterek imar mevzuatına uygun olacak şekilde dava konusu Yönetmelikten önce yürürlükte bulunan Otopark Yönetmeliğinin yerine yeni bir yönetmelik getirmekte yetkili olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Ancak, idare, bu değişiklikleri yaparken ilgililerin haklarını ihlal etmeksizin haklı beklentileri koruyucu düzenlemeler yapmakla yükümlüdür.
Bu kapsamda, bir alanda yürürlükte olan mevzuat değiştirilirken yahut hiç düzenleme yapılmamış bir alanda ilk kez düzenleme yapılırken yürürlüğe girecek hükümlerin hangi tarihten itibaren uygulanmaya başlanacağının belirlenmesi için geçici hükümler getirilmesi mümkündür.
Geçici maddeler, düzenleme yapılmak istenilen alanda, yetkili idari merci tarafından hazırlanan yeni mevzuat metni içerisinde yer alan ve yeni getirilen düzenleme uygulanmaya başlayıncaya veya yürürlüğe girinceye kadar geçecek süre içinde yapılacak işlem ve düzenlemeler ya da uyulacak ilke ve kurallar ile daha önceki düzenlemelerden doğan hakların korunmasına ilişkin hususları barındıran düzenlemelerdir.
Yürürlüğe girecek mevzuat bakımından geçici maddeler getirilmesi, düzenleme yapılan alanda hukuki eylem ve işlemlerle muhattap olan şahıslar bakımından hukuki öngörülebilirlik ilkesinin gerçekleştirilebilmesi, diğer bir deyişle, hukuk devleti ilkesinin gereği gibi yerine getirilmesi bakımından önem arz etmektedir.
22/02/2018 tarih ve 30340 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 07/09/2018 tarih ve 30528 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile yürürlüğü 15/09/2018 tarihine ertelenen uyuşmazlık konusu Otopark Yönetmeliğinden önce yürürlükte bulunan 01/07/1993 tarihli Otopark Yönetmeliğinin hükümlerinin hangi tarihe kadar uygulanmaya devam edilebileceği, uyuşmazlık konusu Otopark yönetmeliğinin geçici maddeleri aracılığıyla açıklığa kavuşturulmuştur.
İşlemleri devam eden yapılar bakımından düzenlemeler getiren dava konusu geçici 3. maddenin 2. fıkrasında; uyuşmazlık konusu yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce ihale kararı veya ihale tarihi alınan ya da ihalesi yapılmış ancak henüz yapı ruhsatı düzenlenmemiş otopark projeleri bakımından, ihaleyi yürüten ilgili kurum ve kuruluşlarca talepte bulunulması halinde yapı ruhsatına ilişkin işlemlerin dava konusu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce uygulanmakta olan Yönetmelik hükümleri uyarınca sonuçlandırılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Böylelikle, dava konusu geçiş hükmü ile; idarelerce yapı ruhsatına uygun olarak başlatılmış olan ihale süreçlerinin tekrarlanması bir zorunluluk olmaktan çıkarılmış, idarenin talebi halinde, geçiş dönemine özgü olmak kaydıyla, önceki Yönetmelik hükümleri uygulanarak kamusal faaliyetlerin sekteye uğratılmasının önüne geçilmiştir. Bu nedenle, kamusal yararı sağlamak adına öngörülmüş olan dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Otopark Yönetmeliğinin, geçici 3. maddesinin 2. fıkrası bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 11/10/2021 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi