Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/3676
Karar No: 2021/4670
Karar Tarihi: 11.10.2021

Danıştay 10. Daire 2016/3676 Esas 2021/4670 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/3676
Karar No : 2021/4670

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. ...

İSTEMİN_KONUSU : Davacılar tarafından, evlerinde kasada muhafaza ettikleri Euro, Amerikan Doları, altın ve diğer değerli madenlerden oluşan ziynet eşyalarının telefon dolandırıcılığı olarak tabir edilen yöntemle dolandırıcılara teslim edilmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, dolandırıcılara kaptırılan döviz ve ziynet eşyaları karşılığı uğranıldığı ileri sürülen 277.994,00 TL maddi, her bir davacı için ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, .... İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, emniyet görevlileri tarafından, suçun önlenmesi ve faillerin suçüstü yakalanması hususlarında hizmetin eksik ve geç işletildiği, iddia edilen önlemler hakkındaki değerlendirmenin İdare Mahkemesince yapılamayacağı, bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiği, konu ile ilgili hazırlık tahkikat savcısının emniyet müdürlüğüne yazdığı yazıda da, emniyet görevlileri tarafından uygulanan yöntemlerle dolandırıcılık olaylarının önlenemeyeceğinin belirtildiği, meydana gelen olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.


(X)_KARŞI OY :
Anayasanın 125/son maddesi uyarınca; idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür. İdarenin tazminle sorumlu tutulabilmesi için, kusursuz sorumluluk veya kusura dayalı sorumluluk (hizmet kusuru) hallerinden birinin mevcut olması gerekir.
Hizmet kusurunun varlığı için de; hizmetin işlememesi, kötü işlemesi veya geç işlemesi halinin oluşması gerekir. Bunun yanında manevi tazminat, bir zenginleşme aracı olmayıp, hukuka aykırı eylem veya işlem sebebiyle manevi dünyada meydana gelen, sıkıntı, elem, ızdırap, üzüntü gibi yıpranma hallerinin tatmin aracıdır. Bu sebeple manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, zenginleşmeye yol açmadan, olayın niteliği, ağırlığı, yıpratma boyutu dikkate alınarak ve de rücu halinde kamu görevlileri için caydırıcı bir miktarın esas alınması gerekir.
3152 sayılı (olay tarihinde yürürlükte olan adıyla) İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un yine olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, Kanunun amacı "yurdun iç güvenliğinin ve asayişinin sağlanması, kamu düzeninin ve genel ahlakın korunması, mülki idare bölümlerinin kurulması, kaldırılması ve düzenlenmesi ile ilgili çalışmaların yapılması, mahalli idarelerin yönlendirilmesi, kaçakçılığın men ve takibi, yurt sathında sivil savunma, nüfus ve vatandaşlık hizmetlerinin yürütülmesi için İçişleri Bakanlığının kurulmasına, teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir " şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 2. maddesinde de, görev başlığı altında " a - iç güvenlik kuruluşlarını idare etmek, d- suç işlenmesini önlemek, suçluları takip etmek yakalamak" Bakanlığın görevi olarak belirtilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun olay tarihinde yürürlükte olan haliyle 1. maddesinde, "Memleketin umumi emniyet ve asayiş işlerinden Dahiliye Vekili mesuldür. Dahiliye Vekili bu işleri, kendi kanunları dairesinde hareket eden Emniyet Umum Müdürlüğü ile Umum Jandarma Komutanlığı ve icabında diğer bütün zabıta teşkilatı vasıtasile ifa ve lüzum halinde İcra Vekilleri Heyeti kararile ordu kuvvetlerinden istifade eder." hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 8. maddesi uyarınca ; polis: idari, siyasi ve adli kısımlara ayrılır. 9. maddesi uyarınca da; idari polis, içtimai ve umumi intizamı temin etmekle mükellef olan kısımdır. Adli polis, asgari tam teşekküllü bir polis karakolu bulunan yerlerde adli işlerle uğraşmak üzere Emniyet Umum Müdürlüğüne kadrolardan ayrılan bir kısımdır.
Dava dosyasının incelenmesinden; 29/12/2014 tarihinde ev telefon numarasından davacıları arayan üçüncü şahıslarca davacılardan ...'a ait cep telefon numarası istenilerek cep telefonu üzerinden irtibata geçildiği, aynı zamanda eşi ... ile ev telefonundan görüşmeye devam edilerek ev telefonunun açık tutulmasının sağlandığı, telefon ile arayan kişi veya kişiler tarafından, ...'ın kimlik bilgilerinin ele geçirildiği ve bu kişilerce adına bir çok telefon hattı alındığı, kredi kartı düzenlendiği ve bu kartlarla işlem yapılarak yüksek tutarda borçlandırıldığının emniyetçe tespit edildiği, bu işleri yapan kişilerin yakalanabilmeleri için Göztepe Karakoluna gitmeleri gerektiği yönünde ikna edilmeye çalışıldığı, ikna etmek için telefon ile nüfus kayıt bilgilerinin kendilerine okunduğu, şahıslara emniyet görevlileri gelip evden alsın denildiğinde ekip gönderilirse dikkat çekeceği, taksiye atlanıp gidilmesi, hemen evden çıkıp aşağıya inilmesi ve aşağıda beklenildiğinin söylendiği, bu hususa ikna olan ...'ın evden çıktığı ve eşine kimseye kapıyı açmayıp evde kalması yönünde talimat verdiği, aşağıya indiğinde apartman görevlisine "yukarı çık yengene mukayyet ol, dolandırıcılık durumu var" diyerek Minübüs caddesine yürüdüğü, bu esnada dolandırıcılar tarafından, hem ev telefonundan ... ile hem de cep telefonundan diğer davacı ile irtibatın sürdürüldüğü, davacılardan ...'ın şüphelenmesi üzerine Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek durumu anlattığı, ev telefonunun sürekli meşgul olması nedeniyle eşine ulaşılamadığı, apartman görevlisine ulaşıldığında ...'ın elinde bir poşetle apartmandan çıkarak ticari taksiye bindiğini ve aracın plakasını öğrendiklerini, bir ara telekonferans yoluyla davacıların birbiri ile irtibatlandırılarak birbirinin can güvenliğinden endişe duymalarının sağlandığı, ...'ın evden ayrıldığının öğrenilmesi üzerine emniyet görevlilerince sivil ekip otosuyla ...'ı aramaya çıkıldığı, ...'ın ise davacılardan ...'ın evden çıktıktan sonra telefondaki şahsın kendisine "kötü niyetli kişiler evi basacak, eşin yanımızda oda kabul etti, hemen evde para, mücevher, atın gibi kıymetli ne varsa yanına al evden çık, senin ne yapacağını söyleyeceğiz" dediği, ziynet eşyalarını, kendisine ve eşine ait paraların tamamını yastık kılıfına koyarak bir taksiye bindiği ve kızlarının da çalıştığı Ataşehir'de bulunan ...Halı A.Ş. Genel Müdürlüğü'nün bahçesine geldiği, şahısların "eşinizle biz sizi görüyoruz, gelip alacağız tutanağa bağlayıp iade edeceğiz" demeleri üzerine yanına aldığı tüm ziynet eşyaları ve paraları ağaçların dibine bıraktığı, yerini tarif ettirerek bulunduğu yerden ayrılıp Kadıköy'e gidip beklemesi yönünde talimat verilmesi üzerine denileni yaptığı, daha sonra dolandırıldıklarını anladıkları, olaya ilişkin olarak ...(...) Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ...Soruşturma Numarası ile adli soruşturma başlatıldığı, davalı idare görevlilerinin dolandırıcılarla kendilerinin telefon görüşmeleri devam ederken haberdar oldukları olaya zamanında ve etkin müdahale etmedikleri, ...'ın evdeki süreçte iletişim bağlantısının kesilmesi halinde ve bindiği taksi plakasından araç sürücüsüne ulaşılmış olması halinde dolandırıcılık fiilinin önüne geçilebilecekken gerekli işlemlerin yapılmadığı, idarenin hizmet kusuru bulunduğu ve sorumlu olduğu iddiasıyla davacıların İçişeri Bakanlığı'na gönderilmek üzere Kadıköy Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürlüğü'nün 02/03/2015 tarih ve ...sayısı ile kayda alınan dilekçesi ile 29/12/2014 tarihinde meydana gelen telefon dolandırıcılığı yöntemiyle evlerinde muhafaza ettikleri birikimlerinden oluşan davacılardan ...'a ait 42.650 Euro karşılığı 120.831,00 TL, 24.304 Amerikan Doları karşılığı 56.514,00 TL, ...'a ait 10.000 Amerikan Doları karşılığı 23.253,00 TL, 2.000 Euro karşılığı 5.666,00 TL, ayrıca 9.000,00 TL nakit para ile çeşitli ziynet eşyaları karşığında 62.730,00 TL olmak üzere uğranıldığı ileri sürülen 277.994,00 TL maddi ve her bir davacı için 15.000,00 TL olmak üzere 30.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 307.994,00 TL tazminatın olayın gerçekleştiği 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; ülkenin umumi emniyet ve asayiş işlerinden İçişleri Bakanlığının sorumlu ve yetkili olduğu, ayrıca iç güvenlik kuruluşlarını idare etmek, suç işlenmesini önlemek ve suçluları takip etmek görevi bulunduğu, bu sebeple bu görev ve sorumluluğun hassasiyetine uygun teşkilatı kurmak ve işletmekle görevli olduğu, bu sebeple meydana gelecek olumsuzluklardan Bakanlığın sorumlu olacağı sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, henüz dolandırıcılık eylemi tamamlanmadan davacılardan ...'ın şüphelenmesi nedeniyle Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne giderek durumu emniyet görevlilerine anlattığı, ayrıca apartman görevlisiyle telefon ile iletişime geçtiği, apartman görevlisi tarafından, ...'ın elinde bir poşetle apartmandan çıkarak ticari taksiye bindiğinin ve bindiği aracın plakasının İlçe Emniyet Müdürlüğünde bulunan ...'a söylendiği, bunun üzerine aracın plakasının emniyet görevlilerine bildirildiği, emniyet görevlilerince plakası kendilerine bildirilen araçtaki ...'ı sivil ekip aracıyla aramaya çıkıldığı, ancak ...'ın telefonda konuşmak suretiyle dolandırıcıların yönlendirdiği Ataşehir ilçesine giderek elindeki bütün ziynet eşyalarını ve paraları ağaçların dibine bıraktığı ve böylece dolandırıcılık eyleminin tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; henüz dolandırıcılık eylemi tamamlanmadan ...'ın içinde para ve ziynet eşyası bulunan poşet ile plakası da belirlenen ticari taksiye bindiğine dair bilginin emniyet görevlilerine ulaşması akabinde, emniyet görevlilerince dolandırıcılık eyleminin önlenmesi kapsamında, ... ya da bu kişinin içinde bulunduğu plakası belirli taksinin şoförüne durağına ulaşılması veya telsizle bilgi verilmesi gibi daha etkin bir yöntem kullanılmak suretiyle ulaşılması veya gerekli yönlendirmede bulunularak dolandırıcılık eyleminin tamamlanmasının önüne geçilmesi mümkün iken, sadece sivil ekip otosuyla ...'a ulaşılmaya çalışılması, yürütülen kamu hizmetinin kötü ve eksik olarak yerine getirildiği sonucunu doğurduğundan, olayda gerekli ve etkin önlemleri almayan davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, olayda davalı idarenin tazmin sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığından, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi