9. Hukuk Dairesi 2012/28328 E. , 2013/20904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, sendikal tazminat alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalıştığını, 2008 yılı Mart ayından itibaren ....Sendikasına üye olduğunu, o tarihten itibaren de sendika üyesi işçilere üyelikten istifa etmeleri yönünde davalı işverenlikçe telkinlerde bulunulduğunu, ayrıca işten çıkartılacakları ve yeni iş bulmalarının engelleneceği yönünde tehdit edildiklerini, çalışma şartları ve ücret konularında farklı muameleye tabi tutulduklarını, kendilerine baskı yapıldığını, zaman zaman da hakarete uğradıklarını, tüm bu sıkıntılara ilişkin olarak diğer üye arkadaşlarıyla birlikte bağlı bulundukları sendikaya şikayetlerini ilettiklerini, sendikanın da işverenlik aleyhine hem suç duyurusunda bulunduğunu, hem de 12.09.2008 tarihi itibariyle.. Bölge Müdürlüğüne başvuruda bulunduğunu, yapılan denetim sonucunda şikayet konularının doğruluğunun saptandığını, ancak bu güne kadar davalı işverenliğin sendikasızlaştırma, sendika üyesi işçileri yıldırma çabalarını aynen sürdürdüğünü, son olarak işçilerin ücretlerine 2009 Ocak Şubat aylarında zam yapıldığı halde sendika üyesi işçilerin sırf bu nedenle bu iyileştirmeden yararlandırılmadıklarını, bu haksız uygulama ile ilgili olarak da davacı ve 18 arkadaşının...ye şikayette bulunduğunu, işverenlikçe sendika üyesi işçilere yapılan ayrımcılığın çalışma koşullarıyla da sınırlı olmadığını, bu süreç boyunca davacının bazı iş arkadaşlarının haksız olarak işten çıkarıldığını, yine bazılarının bireysel olarak tehdit ve hakarete uğradığını, bu konulara dair yargısal sürecin işlediğini iddia ederek 8.500 TL sendikal tazminatın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, sendikalı olan çalışanlara farklı muamele yapılmadığını, davacının da üyesi bulunduğu sendika tarafından 2008 yılı Mart ayında davalı şirkette sendikal örgütlenme başladığını, davacının da o tarihten beri sendika üyesi olarak müvekkili şirkette çalışmasına devam ettiğini, sendikalı personelin hiçbir zaman farklı muameleye tabi tutulmadığını, aradan geçen 2,5 yıllık sürede sendika üyesi olan çalışanların çalışmalarına devam ettiğini, şirketin bilgisi olmadan ve savunma hakkı kullandırılmadan oluşturulan raporun dikkate alınmaması gerektiğini, diğer yandan 2008 yılı sonunda maaş artışı yapılmaması ile ilgili davaya 1,5 yıl sonra 2010 yılında alınan raporun hukuki olarak bir etkisinin olamayacağını,... raporunu kabul etmediklerini, davacının üyesi olduğu sendika ile TİS görüşmelerinin halen devam ettiğini, şirket tarafından sendikalı sendikasız ayrımı yapılmadan çalışanların performansı da dikkate alınarak maaş artışları yapıldığını, maaş artışında kriterin sendikalı
olup olmadığı, şirketin kuruluşundan bu güne kadar maaş artışlarında aynı sistemin uygulandığını, 2008 yılı içinde yapılan yönetim değişikliği ve şirketin içinde bulunduğu ekonomik durum itibariyle sendikalı sendikasız çalışanlara yeterince iyileştirme yapılamadığını, akabinde 2009 yılı sonunda gerekli maaş zamlarının yapılabildiğini, çalışanlardan kimin sendikalı, kimin sendikasız olduğunun da şirketçe bilinmediğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulü ile 11.740,62 TL Net sendikal tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
İşverence sendikal nedenle farklı uygulama yapılıp yapılmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Sendikal tazminat 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine yasaya uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da Yasada ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesinde 4773 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanununun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal nedene dayanan ayrımcılık hallerinde ise, işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Yasa ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise, iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikal nedenle fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Somut olayda, işyerinde sendikalı sendikasız ayrımı yapılmaksızın zam uygulandığı, sendikal nedenle baskının kanıtlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.07.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.