Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10780 Esas 2018/1979 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/10780
Karar No: 2018/1979
Karar Tarihi: 19.03.2018

Tefecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/10780 Esas 2018/1979 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın, değişik kişilere faiz karşılığı ödünç para verdiği iddiasıyla tefecilik suçundan dava açıldığı anlaşılmaktadır. Tefecilik suçunda suç tarihinin, kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih olduğu, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu nazara alınarak, suç tarihinin ve sanığın eylemini kimlere karşı işlediğinin kesin olarak belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, TCK'nın 53. maddesi uyarınca sanığın hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeksizin altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıvermeye kadar kullanmaktan mahrum bırakılmaya hükmedilmesi kanuna aykırı görülmektedir. Bu sebeple Balıkesir 1. Sulh Ceza Mahkemesinin hükmünün yeniden ele alınması için mahkemeye ihbarda bulunulması kararlaştırılmıştır.
Kanun maddeleri: TCK'nın 53/3. ve 53/1-c maddeleri, 5237 sayılı TCK, 5320 sayılı Yasa, CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri.
5. Ceza Dairesi         2015/10780 E.  ,  2018/1979 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Tefecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Sanığın muhtelif yıllarda değişik kişilere faiz karşılığı ödünç para verdiği iddiasıyla dava açıldığının anlaşılması karşısında, tefecilik suçunda suç tarihinin, kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu nazara alınıp tanık ..."ın vergi müfettişi raporuna ek 22/06/2012 tarihli ifade tutanağında 2011 yılının 10. ayında, tanık ..."in mahkemede 2008-2009, tanık ..."un ise kollukta 2006-2007 tarihlerinde sanıktan faiz karşılığı borç para aldıklarını beyan ettikleri gözetilerek adı geçen tanıkların müşteki sıfatı ile dinlenip suç tarihinin ve sanığın eylemini kimlere karşı işlediğinin kesin olarak belirlenmesinden sonra, dava zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeksizin altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıvermeye kadar kullanmaktan mahrum bırakılmaya hükmedilmesi,
    Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
    Suç tarihi kesin olarak saptanmadan sanığın adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Balıkesir 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/213 Karar sayılı hükmünün yeniden ele alınmasının temini amacıyla mahkemesine ihbarda bulunulmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.