Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/23063
Karar No: 2013/20899
Karar Tarihi: 09.07.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/23063 Esas 2013/20899 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, işveren tarafından haksız ve geçersiz nedenlerle iş akdinin feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle ödenmesini talep etmiştir. Yerel mahkeme kısmen kabul etmiş, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay, uyuşmazlığın işçinin kullanılmayan izin sürelerine ait ücretleri hak etme noktasında olduğunu belirtmiş ve işçinin kullanmadığı izinlerin ücretinin fesihten itibaren işlemeye başlayacağını ve işverenin yıllık izinlerin kullandırıldığını belgelemesi gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca, yıllık izinlerin ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshedilmiş olması gerektiğini vurgulayan Yargıtay, taktiri indirim yapılmasının doğru olmadığını ve izin ücreti için yasal faiz uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Kanunda işçinin yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükmü yer almaktadır. Yıllık izin hakkı Anayasal bir dinlenme hakkıdır ve işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve vazgeçilemezdir.
Kanun maddeleri:
- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesi
- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 54. maddesi
- 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesi
- İş Kanunu'nun 34. maddesi
9. Hukuk Dairesi         2011/23063 E.  ,  2013/20899 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.09.1995 tarihinde mobilya döşeme ustası/işçi olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin 04.03.2010 tarihinde eylemli olarak işverenlikçe haksız ve geçersiz nedenlerle feshedildiğini, davacının pazar günleri hariç çalıştığını, sigortasının eksik gösterildiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, 2009 yılı Nisan-Eylül ayları dahil 6 ay kısmi zamanlı çalıştırıldığını, işsizlik ödeneğinden yararlandırıldığını, 09.01.2010 tarihinden itibaren kısmi zamanlı çalışmaya ve yarım ücret almaya zorlandığını, bu hususta yazılı taahhüt ve beyanı alınmak için zorlandığını, davacının kabul etmediğini, kesintisiz çalışmasına rağmen çalışmasının ...’ya eksik bildirilmesi hususundaki şikayet ve yakınmaları ile yarı ücrete çalışmayı kabul etmediğinden, bu konuda işverene yazılı beyan ve muvafakat vermediğinden iş akdinin haksız ve geçersiz nedenlerle feshedildiğini, asgari ücretle çalıştığını iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, başka bir iş bulduğu için işten kendisinin ayrıldığını, 05.03.2010 tarihinden itibaren izinsiz ve mazeretsiz gelmemeye başladığını, işe gelmeme tutanakları tutulduğunu, işe döner diye bir süre beklendiğini, dönmemesi üzerine 12.03.2010 tarihinde sigorta çıkışının da verildiğini, kötü niyetli olarak bu davayı açtığını savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kıdem tazminatı, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
    4857 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.
    İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27 nci madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez. Kanundaki bu düzenleme karşısında, işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir.
    Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.
    Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve İş Kanununun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir (Yargıtay 9.HD. 24.10.2008 gün 2007/30158 E, 2008/28418 K.). Bu itibarla, izin ücreti için yasal faiz uygulanmalıdır.
    Sözleşmenin feshi üzerine ödenmesi gereken izin ücretinden taktiri indirim yapılması doğru değildir.
    İşe iade davası sonunda işçinin işe başlatılmadığı tarihte iş sözleşmesi feshedilmiş sayıldığından, izin ücreti hesabında işçinin işe başlatılmadığı tarihte alması gereken ücret dikkate alınmalıdır.
    İşverenin işçiyi işe başlatması durumunda, iş ilişkisi kesintisiz devam ettiğinden, kullandırılmayan izin ücretine de hak kazanılması söz konusu olmaz. Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin, işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz.
    Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
    Yerel mahkemece davacının 9 yıl için her yıl 20 gün izin hakkı varlığı kabulü ile hüküm kurulmuştur. Davacının hak ettiği izin sürelerinin ek rapor alınarak yıllar içinde değişen yıllık izin sürelerine göre belirlenmesi gerekirken her yıl için 20 gün üzerinden yıllık izin alacağı hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.07.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi