14. Hukuk Dairesi 2018/5493 E. , 2019/1012 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.11.2011 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil, birleştirilen davada ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali olmazsa tenkis istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 13.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil, birleştirilen dava ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, mirasbırakan ...’in müvekkilinin dedesi olduğunu, ... 2. Noterliğinin 29.09.2011 tarih 08394 sayılı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kendisine bırakılan ... İli, ... İlçesi, Akharem Köyünde kain 487 parselin 1/2 hissesinin, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde kain 15 ada 294 parsel sayılı taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı- birleştirilen dosya davacılarının vekili, ... 2. Noterliğinin 29.09.2011 tarih 08394 sayılı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin mirasbırakana psikolojik baskı, telkin ve yönlendirmelerle, murisin yaşlılığından yararlanılarak, müvekkillerinden mirastan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, murisin bakıma ihtiyacı olmadığını, zaten davacının da bakım borcunu yerine getirmediğini beyanla asıl davanın reddini, ... 2. Noterliğinin 29.09.2011 tarih 08394 sayılı ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptalini istemiştir.
Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu m 120/1, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. ”
Harçlar Kanunu madde 30, “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” hükmünü içermektedir.
6100 sayılı HMK’nin 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılacak iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olayda; 29.01.2015 tarihli celsede davacı vekiline eksik harcı ikmal etmek üzere bir sonraki celseye kadar süre verilmiş, bir sonraki celse harç tamamlanmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili harcın miktarının belirlenmesi amacı ile tavzih talebinde bulunmuş ise de mahkemece tavzihin yasal koşullarının oluşmadığından bahisle tavzih talebi reddedilmiştir. Tavzih talebinin reddine ilişkin karar, kaldırılmalıdır.
Davacıya, eksik harcın ikmali için verilen süre, ikmal edilmesi gereken eksik harç miktarının belirtilmemiş olması nedeni ile usulüne uygun değildir. Yukarıda belirtilen koşullarda harcın miktarı ve süresi belirlenerek ihtarat yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.