MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.03.1990 gün ve 1990/8-3-70, 09.10.2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı kararlarında vurgulandığı gibi, iddianamede dava konusu yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, buna karşılık sanık hakkında düzenlenen 17.08.2012 tarihli iddianamede sanığın mağdureye yönelik 27.05.2012 günü gerçekleştirdiği iddia edilen nitelikli cinsel istismar suçu ile 08.06.2012 tarihinde mağdurenin, sanıkla kaçması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dava açılıp, bunun dışında sanığın, mağdureye yönelik 08.06.2012 ve sonrasındaki çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde mahkemece 08.06.2012 ve sonrasında tarafların cinsel ilişkiye girdikleri kabul edilip ek savunma hakkı verilerek hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 225. maddesine muhalefet edilmesi,
Sanık müdafisinin sorguda mağdurenin kemik yaşının tespitini istemesi, suç tarihi itibarıyla mağdurenin on beş yaşını tamamlamasına bir aydan az süre kalmış olması, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli karar hakkına ilişkin 25.03.2015 günlü, 2014/6419 başvuru numaralı kararı ve dosya içeriği nazara alınarak, olayda 5237 sayılı TCK"nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı tartışılıp, bu yöndeki savunmanın reddi nedenleri karar yerinde açıklandıktan sonra hükme varılması gerekirken, noksan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurularak 5271 sayılı CMK"nın 230. maddesine muhalefet edilmesi,
Kovuşturma evresinde beyanının alındığı 13.11.2012 tarihi itibariyle on beş yaşından büyük olup kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanma hakkına sahip olan mağdureden, şikayetçi olup olmadığı ve davaya katılmak isteyip istemediği sorulmadan, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin talebine istinaden katılma kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi ile mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.