11. Hukuk Dairesi 2019/3705 E. , 2020/1383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/01/2018 tarih ve 2015/633 E- 2018/20 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2019 tarih ve 2018/1166 E- 2019/574 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil şirkete ait tuz emtiasının taşınması amacıyla davalı ile anlaştıklarını fakat davalının taşımayı süresi içinde yapmayarak malı geç teslim ettiğini, ayrıca nakliye ve boşaltma sırasında birçok ambalaj halindeki tuzun açıldığını ve patladığını, limanda kalan malın rutubete maruz kaldığını, ekonomik değerini yitirdiğini, ithalatçı firmaların tuzun gecikmeli taşınması, bu sırada havaların ısınması ve ihraç konusu mala artık ihtiyaç kalınmaması gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiklerini, haricen öğrenildiği kadarıyla davalının söz konusu malları satmış olduğunu ileri sürerek, davalı tarafça süresinde taşınamadığı için ithalatçı alıcının malları almaktan vazgeçmesinden dolayı doğan zararlarına karşılık olmak üzere şimdilik 10.000,00 Euro, taşınırken mallara verilen zararlara karşılık olmak üzere şimdilik 5.000,00 Euro, taşındıktan sonra depolama maliyeti çıkarılmasından doğan zararlara karşılık şimdilik 5.000,00 Euro ve söz konusu malların davalı tarafından satılıp satım bedelinin kendilerine iade edilmemesi nedeniyle doğan zararlara karşılık olmak üzere şimdilik 10.000,00 Euro olmak üzere toplam 30.000,00 Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya davaya konu taşıma ile ilgili emtianın varış zamanı hakkında verilmiş kesin bir taahhüdün bulunmadığını, davacının ne geç teslimi ne de bu sebeple uğradığını iddia ettiği zararı kanıtlayacak herhangi bir delili dosyaya sunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davacının iddialarını ispata yarar herhangi bir somut delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; 6762 sayılı TTK"nın 1067. maddesi uyarınca malların tesliminden veya teslim edilmiş olmaları icabeden tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye müracaat edilmediği takdirde taşıyan aleyhine malların ziya ve hasarından dolayı her türlü mesuliyet davası hakkı düşeceğini, söz konusu davanın anılan 1 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı, bu durumda hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasına girilip ret kararı verilmesinin doğru olmadığı, eşyanın geç taşınması nedeniyle alıcısının söz konusu malları almadığı ileri sürülmüş ise de bu iddianın ispat edilemediği, bu itibarla, taşımanın gecikmesine bağlı talepler yönünden davacı tarafın iddialarını ispat edemediği gözetilerek sair talepler yönünden de davanın açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı fakat bu yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.